18 gün yoğun bakımda yaşam savaşı veren Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti.
İkindi namazının ardından Levent Barbaros Camisi’nde kılınacak cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek olan Sırrı Süreyya Önder için AKM’de tören düzenlendi.
Salon, törenin başlayacağı 12.00’den saatler önce doldu.
“Beni duyduğunu biliyorum baba”
Törende, geçen hafta yazdığı mektubu, “Beni duyduğunu biliyorum baba” diyerek okuyan, Önder’in kızı Ceren Kandemir konuştu:
“Ne zaman bir şey yazsam onu arar okurdum. Ona geçen hafta bir mektup yazdım size okumak istiyorum. Baba hayatın bütün rengi gitti, benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor. Ürkütücü bilinmezlikle dolu. Kendimi bildim bileli seni kaybetmek korktum. Bu benim tek kabusun, zaafım, burnumdaki sızı yutağımdaki yumruk karın ağrımdı.
“Öyle iyi, öyle benzersizdin ki, ‘bu adam sadece ölerek bana acı çektirebilir’ derdim. Gece gece çaldığın kemanın cümbüşün udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler, günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi bir heyecanla çıktığımız kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye güvenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan…
“Baba, kalbim kırık diye aradım, baba grip oldum, öksürüğüm geçmiyor, baba kedim öldü, baba aşık oldum, baba uyku tutmadı…
“Baba, kalbim kırık diye aradım, baba grip oldum, öksürüğüm geçmiyor, baba kedim öldü, baba aşık oldum, baba uyku tutmadı… Ben babalığına çok doydum, şimdiye kadar verdiğin tek bana değil oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni. Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu?
“Şimdi öfkelenmek istiyorum ‘İki hafta sonra barış protokolü imzalanacak sonra rahatız, ameliyat da olacağım’. ‘İki haftada ne olacak?’ demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere…. Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum, yapamıyorum.
“Bana Kandıra cezaevinden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum. Gidecek yolu olmayan bir amacı olmayan ama hep yanımda olan bir babayı sen istemezsin demiştin, şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim?
Ceren Önder Kandemir ile amcası Ali Önder.
“Hastane koridorlarındaki sınıfsız, bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm”
“Sana öfke duyanlar için yoksulluğun ve yoksunluğun öfkesi bu sakın içinde nefret biriktirme diyorsun. Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın, ben hiç görmedim. Herhalde kalbine. Bir tek mülk edinmeden ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyada gidiyorsun baba. Giderken neşemi birazını Can ve Yasin’e bırakarak ama rengin tamamını alarak, sana doyuncana sevgi verebildim. Her gün söyledim sevdiğimi, doyuncaya kadar öptüm kokladım, şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen orada da renklerini bulursun.
“Artık dinlen turna kuşum, biz iyi olacağız, çocuklara hep seni anlatacağız. Şakaların ağzımızda eğri dursa bile taklit etmeye çalışacağız. İçinde tam tarif edemediğim bir huzur var şimdi artık mücadele etmek zorunda olmadığını bilmenin bir huzuru.
“Seni ayakta son gördüğümüz gün bize bir poşet portakal ve bir kutu yumurta vermiştin. Can için daima bir cebinde mandalin bir cebinde fıstık ezmesi taşımanı, teneke kutulardaki ballara ve dinlenme tesislerine olan sevgini hiç unutmayacağım. Seni ayakta gördüğümüz son gün arabana binmeden önce bize söylediğin son cümle kulağımı tırmalıyor şimdi; ‘Cano’nun düğününü görmeden gitmeyeceğim.’ Tutmadığın sözün yoktu, gittin mi?
“Barışı görmek istiyordun, çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu, sütten de ağzın hiç yanmıyordu. Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorlarındaki sınıfsız, bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben. Gözün arkada aklın bizde kalmasın. Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle, biliyorum yağmur yağmaz yukarıya doğru yeniden, acımaz olur, silinir gider izi bıçağın ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini. Bir yaşamdan ötekine birlikte uçan turnaların yerine gökyüzünde. Seninle gurur duyuyorum.”
Salonun dolması nedeniyle törene katılamayan binlerce insan Sırrı Süreyya Önder için AKM binasının önünde bekledi.
Taksim’den Levent’e yürüyüş
AKM’deki törenin ardından kalabalık, ikindi namazının ardından Sırrı Süreyya Önder’in cenaze namazının kılınacağı Levent’teki Barbaros Camisi’ne yürüdü.
Özel, Önder’in ardından ilk kez açıkladı: “Cumhuriyet Şarkısı’nın senaryosunu Sırrı Süreyya yazdı”
AKM’deki törenin çıkışında kalabalık arasına karışan bir saldırgan tarafından yumruklu saldırıya uğrayan CHP lideri Özgür Özel, gazetecilere yaptığı açıklamada Sırrı Süreyya Önder’in kendisine ölümünden sonra paylaşması için verdiği sırrı açıkladı:
“Sırrı Süreyya’nın bir emaneti var. ‘Ben ölene kadar bu sır sana emanet sonra söyleyebilirsin. Cumhuriyet Şarkısı filminin senaryosunu ben yazdım’ dedi.
“‘Abi niye açıklamıyorsun’ dedik. Partisinin şeytanlaştırıldığı dönemdi. ‘Filmdekilerin emeğine yazık olur. Öldükten sonra bilsinler’ dedi.
“‘Niye bana emanet ettin’ dedim. Film, Atatürk’ü anlatıyor. ‘O partinin ilk genel başkanını anlattım. Bunu son genel başkana emanet edeceğiz’ dedi.”