Tarih: 02.02.2021 11:48

Seyfuddîn Âmidî Mefkûresinde ALLAHʼA ÎMÂN

Facebook Twitter Linked-in

Felsefî-Kelâmî çizgide olan Seyfuddîn Âmidî, Allah'ın varlığını temellendirmede ispatı zor olan cevher ve arazın teselsülünün imkânsızlığı ile ispat-ı Vâcib yerine daha çok Kur’ân'da da sıklıkla bahsedilen mevcûdâtın sürekli yenilenmesi olgusunu gözler önüne sermektedir. Zira ona göre bu, müşâhede sınırlarımız içinde olup her zaman karşılaşılmakta, insan psikoloji üzerinde derin yansımalar meydana getirmekte ve bunun
ispatı da daha kolaydır.

Temaşa ettiğimiz her şeyin yok iken var olduğunu hatırlatan Âmidî buradan hareketle her varlığın mümkün ve hâdis (sonradan) olduğunu, her mümkün varlığın bir müreccihi (tercih edicisi) ve her hâdisin de bir muhdisi (sonradan onu varlık sahasına çıkaranı) olduğu gerçeğine ulaşmaktadır. Âmidî daha önce ispat-ı Vâcib için ortaya konulan delillerin bir kısmına da ciddi eleştiriler getirmektedir. Allah'ın sıfatları konusunda da kendine özgü yaklaşımları ve eleştirileri
olan Âmidî, Allah'ın sıfatlarında teşbîh ve nefye düşmeden Allah'ın zâtına ve tenzih düşüncesine uygun açıklamalar yapmaktadır. Ona göre
doğru olanın, Allah'ın zatının, kemal sıfatlara sahip olduğunu benimsemek sonra da O’nun zâtında hiçbir eksikliğin olmadığını kabul etmektir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —