SEVİM KORKMAZ YAZDI:İSLAM'DA ERKEĞİ KONUŞMA ZAMANI GELMEDİ Mİ?

slam’da, dünyada kadın sorunu varsa, kadının sorunları varsa, sebebi erkeğin kadına bakışında aramak yerine biz kadınlar habire kendi kendimizi didik didik edip duruyoruz.

SEVİM KORKMAZ YAZDI:İSLAM

Yıllar önce, İmam hatip de hitabet dersi için konu seçiyoruz… Herkes İslam’a göre kadın gibi hep kadın eksenli konular seçerken, hiç unutmam, hocama dedim ki, ben İslam’a göre erkeği araştırmak istiyorum. Şöyle durdu, neyini araştıracaksın ki dedi. Vazgeçtim. Keşke geçmeseydim.

İslam’da, dünyada kadın sorunu varsa, kadının sorunları varsa, sebebi erkeğin kadına bakışında aramak yerine biz kadınlar habire kendi kendimizi didik didik edip duruyoruz. 

Kendini geliştiren biz, 
Ev hanımı artı öğretmen artı anne artı gelin artı veli artı ahçı artı artı… 
Erkek artı eş artı baba. Bu kadar. Dedemin zamanında da erkeğin artısı bu kadar şimdi de. Ama kadın hem kendini geliştiren hem de bu kadar öz eleştiri yapan tek varlık…

Lafa ve romantizme gelince bir elmanın iki yarısı, sorunları konuşurken sadece yarısı. Elma kurtlanmış yada çürümüşse sadece yarısı değil bütünü sorunlu ve de sorumludur.

Kadın ev işleri ile birlikte iş ortamında da olabileceğini, anne olarak da bunu yapabileceği konusunda kendini ispatladı. Ev hanımı, eş,anne, iş ortamında çalışma gibi gittikçe kendini şehir hayatına adapte etti. Anneannelerimizin köyde yaptıklarını biz şehirde devam ettiriyoruz. Erkekler dedelerimizden beri kendini ne kadar geliştirdi?

Kadın anne, eğitimci, eş, iş ortamı evi çekip çeviren olarak hepsini yapacak gücü ve yeteneği isteği kendinde buluyorsa, müslüman erkeklerin bunu anlayıp destek olmaları gerekir. Köşesine çekilip ben ailenin geçimini sağladım, yorgun argın işten gelip, kadın pedagog, aşçı, temizlikçi ne de olsa benim canım isterse destek olurum yoksa zaten bunlar kadının vazifesi deyip kenara çekilen erkekler oldukça, kadınlar kendini 7/24 eve adasın yine de çözüm olmaz. Sorun sağlıklı aile yapısında çözülme ise, çözüm sadece kadının revize edilmesi değil, erkeğin eşe ve evliliğe bakışının revize edilmesi elzem.

Kadınların çalışmasını boşanma oranında artışın sebebi olarak gören kadınlar kadar beni dehşete düşüren başka bir şey yok bu konuda. Erkekler, çalışan kadınla adalet ve merhamet çerçevesinde yaşamayı öğrenmek zorunda. Kadınlar olarak bunu vurgulamak gerekiyor, kadın evinde otursun demek yerine…

Erkekler olarak korkunuz kadın güçlenir, benim otoritemi sarsarsa eğer bu konuda da Allahın elçisi en güzel örneğimiz.

Peygamber eşinin bile, kendisine atılan iftira karşısında suskun kaldığı, çareyi baba evine gitmekte bulan ve sonunda Allah Teâlâ tarafından aklanan Hz.Aişe de çok güçlü ama buna rağmen kördüğüm gibi bir aşkla mutlu olan bir kadındı. Yani hem güçlü hem de mutlu bir eşle evliliği nasıl sürdürmüş Allah elçisi, sakalı yada misvağı kadar örnek alınması gereken bir husus…

Hz. Aişe sordular :
– Ey Allah’ın Resulü, beni seviyor musun?
– Evet, ya Aişe. Tabi seviyorum!
Hz.Aişe dahasını da merak ediyordu. 
Acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu.
– Beni nasıl seviyorsun? Peygamberimiz (sav) sevgi şeklini tanımladı eşine:
– Kördüğüm gibi. Bu cevap Hz. Aişe’yi çok sevindirdi. 
Çünkü kördüğüm açılmazdı.
Açılmayan, bitmeyen sırlı bir sevgi demekti.
Alacağı cevap onu çok mutlu ettiği için, 
Hz Aişe sık sık sorardı:– 
Ey Allah’ın Resulü, 
Kördüğüm ne durumda?
İlk günki gibi…

Velhasıl, 
“Allah ve Resulunun yasaklamadığı bir şeyi sen yasaklayamazsın ey Ömer” diye çıkışan kadın gibi bir çıkış yapmak istiyorum, lakin Hz.Ömer yok ki karşımızda, “Vallahi kadın doğru söyledi” diyecek… Feminist müslüman ilan edilip, boşanmalar işte bu yüzden arttı demeyi göze alarak yine de söylemek istiyorum… Allah ve Resulunun koymadığı yasakları kimse koymasın!

Kaynak Kumsaati.com