Ruşen Çakır’a konuk olan eski HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, yeni çözüm süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu. Sürecin başlangıcına dair öncelikle çatışmasızlığın altını çizen Kemalbay, bunun tek başına yeterli olmadığını vurguladı
“Öncelikle tabii ki çatışmasızlık önemli. Bu başlı başına bir kazanım. Savaşan tarafların bir masaya oturması, konuşmaya başlaması çok kıymetli ama dünya örneklerinden de biliyoruz ki bu tür süreçler çok hızlı sonuçlanmaz. Zamana ihtiyaç var. Yeter ki süreç sağlıklı bir şekilde ilerlesin, Türkiye halklarının birlikte yaşayabilmesi için gerekli koşullar yaratılabilsin.”
Serpil Kemalbay, özellikle Suriye ve bölgesel gelişmelerin süreci doğrudan etkilediğini, ancak asıl sorunun Türkiye içindeki demokratik tablo olduğunu söyledi. Dış dinamiklerle yürüyen müzakerenin, içerideki siyasal atmosferle uyumlu olmadığını vurgulayan Kemalbay, şöyle konuştu:
“Evet, bir masa var, belli ki bir çerçeve çizilmiş, süreye dair öngörüler var. Suriye’de yaşanan gelişmelerin buradaki süreci etkilediğini de görüyoruz. Ancak içerideki demokratik siyaset alanına baktığımızda bambaşka bir tabloyla karşılaşıyoruz. Müzakere ile içerideki demokrasi arasındaki bağ son derece kırılgan, hatta zayıf.”
Serpil Kemalbay ile söyleşi: Sürgündeki Kürt siyasetçiler sürece nasıl bakıyor?
“Darbe sarmalı”
Barış sürecinin kalıcı olmasının önündeki en büyük engelin, 2015’ten bu yana süren ve “darbe sarmalı” olarak tanımladığı siyasal iklim olduğunu söyleyen Kemalbay, demokratik taleplerin sürekli bastırıldığını öne sürdü:
“2015’ten bu yana aslında bir darbe dönemi yaşıyoruz. Sürekli darbelerle toplumun demokratik talepleri bastırılıyor, iktidar değişimi engelleniyor. Hukuki anlamda büyük bir keyfiyet var, hukuksuzluk var. Bunlarda şu ana kadar en ufak bir değişim göremiyoruz.”
Serpil Kemalbay, DEM Parti’ye yönelik baskıların azalıyor gibi görünmesine rağmen bu kez muhalefetin diğer aktörlerinin hedef alındığını belirtti:
“Bugün DEM Parti’ye yönelik operasyonlar azalmış gibi görünüyor ama bu kez CHP’ye karşı operasyonlarla bunun ikame edildiğini görüyoruz. Yani demokrasi güçlerine yönelik saldırılar bir biçimde devam ediyor. Bu nedenle barış süreciyle demokratikleşme arasındaki bağda ciddi bir sorun var.”
Sürgündeki siyasetçiler geri dönecek mi?
Sürgündeki siyasetçilerin Türkiye’ye dönüp dönmeyeceği sorusuna ilişkin olarak, Abdullah Öcalan’ın sürgündekilere yönelik “geri dönün” çağrısına değinen Kemalbay, koşullar oluştuğunda dönmeye hazır olduklarını söyledi:
“Elbette ki yüzümüz Türkiye’ye dönük. Koşullar düzeldiği anda hemen döneriz ve hayatımıza orada devam ederiz. Uzakta olsak da siyasetin içindeyiz. Buradan da mücadeleye katkı sunmaya çalışıyoruz.”
Kaynak: medyascope.tv

