Tarih: 29.08.2018 18:32

ŞEHADETİNİN 52. YILINDA ?NİÇİN SEYYİD KUTUB??

Facebook Twitter Linked-in

29. 08. 2018 Çarşamba

Bugün İslâm dünyasının yetiştirdiği en önemli âlimlerden Seyyid Kutub´un şehadetinin 52. yılı. Kutub, Yoldaki İşaretler kitabı sebebiyle Mısır Firavunu Nasır tarafından 29 Ağustos 1966 tarihinde idam edilmişti.
 
Bu vesileyle, sitemizde yayına koyduğumuz "Yeniden Seyyid Kutub" bölümünü yayına başlatırken yazıp yayınladığımız "Niçin Seyyid Kutub?" başlıklı sunuşu bir kez daha dikkatlerinize sunmak istiyoruz:
 
Şüphesiz ki Seyyid Kutub (Rabbimizin rahmeti üzerine olsun), ortaya yeni bir düşünce sistemi veya hayat nizamı atan bir filozof değildi. O, yol ve yöntem üreten bir ideolog değil, Âlemlerin Rabbi´nin belirlediği ve Muhammed (a.s.) ile insanlara bildirdiği yol ve hayat nizamının yeniden hatırlanması ve gündem olması konusunda çaba gösteren duyarlı, gayretli, yürekli bir mü´mindi.  
 
O, seküler/laik ideolojilerin yeryüzünde galebe çaldığı, yegane hak din olan İslam´ın hayat alanlarından koparılarak büyük ölçüde vicdanlara ve mabetlere hapsedildiği (ki mabetlerde dahi vesayet altında tutulduğu) bir zaman diliminde yaşamış bir mü´min olarak, Allah´ın dininin maruz bırakıldığı bu kuşatmaya ve bu kuşatmayı da kolaylaştıran temel faktör olarak asırlara dayalı Kur´an´dan uzaklaşma sürecine itiraz etmiş ve yeniden Kur´an´a dönüş çağrısını yükseltmiştir.
 
Bir kısım Müslümanların "ümmet birliği"nden söz ettiği bir vasatta O, doğru bir tesbit ve teşhisle "ümmetin yeniden inşası"na vurgu yapmış, geleneksel ve modern cahiliyeyi sorgulamaktan ve İslam´ı öncelikle ilk neslin anladığı kaynaktan, Kur´an´dan öğrenmekten söz etmiş, "cahiliyeden ilkesel kopuş" ve "İslam - cahiliye uzlaşmazlığı" vurgularıyla Kur´ani-Nebevi hareket çizgisini yeniden Müslümanların gündemine taşımıştır.
 
Bugün içimizden kimileri Kutub´un eserlerini kastederek "O gün için okunmasında fayda bulunan eserlerdi" gibi ifadelerle Kutub´a ve eserlerine müzelik muamelesi yapsa da, bizler Kutub´un Kur´an ve ondan neşet eden Nebevi sünneti esas alan temel tesbitlerinin, İslam´ın evrensel ilkelerinin o güne ve bugüne tercümesinden ibaret olduğunu görüyor ve şayet Seyyid Kutub´un aşılması gereğinden söz edilecekse (ki evet Kur´ani-Nebevi ilkelerin bugüne tercüme edilmesi anlamında aşılmalı, onun yeniden söz konusu ettiği temel ilkelerin hayatla buluşturulmasına yönelik çözümler üretilmeli),  bu Kutub´un altını çizdiği temel Kur´ani-Nebevi ilkelerimizden geriye dönüşü değil, bu ilkeler üzerinde sebat edip yeni sözler ve eylemlilikler üreten bir cehdi ifade etmeli. 
 
Kaynak: http://islamvehayat.com



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —