Suriye Cumhurbaşkanı El-Şara, Süveyda'daki olaylarda devlet güçleri dahil tüm taraflardan hesap sorulacağını duyurdu, DSG ile Türkiye ve ABD'nin de içinde olduğu bir "dörtlü mutabakat" sağlandığını söyledi. El-Şara, bölünme girişimlerini "siyasi cehalet" olarak niteledi.
Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara, İdlib'de akademisyenler, kanaat önderleri ve sivil toplum temsilcileri ile gerçekleştirdiği toplantıda, ülkede yaşanan sorunlar ve yeni dönemin yol haritası hakkında konuştu.
Süveyda ve Dürziler konusu
Suriye’nin en karmaşık sorunlarından biri olan Süveyda krizi hakkında konuşan El-Şara, meselenin köklerinin bölgedeki Bedeviler ve Dürziler arasında 150 yıldır süregelen anlaşmazlıklara dayandığını söyledi.
Devletin amacının bu köklü sorunu bir anda çözmek değil, "çatışmayı önleyerek anlaşmazlığı yönetmek" olduğunu belirten El-Şara, krizin tırmanmasında, "doğrudan diyalogdan kaçınan ve kötü hayalleri olan" küçük bir grubun kışkırtıcı rol oynadığını savundu.
Yaşanan ihlaller konusunda çarpıcı bir özeleştiri yapan El-Şara, "Son olaylarda tüm taraflardan birçok ihlal oldu. İhlaller sadece Bedevilerden Dürzilere yönelik değildi. Dürzilerin de Bedevilere karşı birçok ihlali oldu ve tüm bunlar belgelenmiştir. Şeffaf olmak adına bunu belirtelim; Suriye'deki bazı güvenlik ve ordu mensupları da bazı ihlallerde bulundu. Sorunlarımızı tamamen şeffaf bir şekilde çözmeye alıştık" dedi.
İsrail’in müdahalesi
Bu kaos ortamından İsrail'in faydalanmaya çalıştığını ve devleti zayıflatmak için olaylara doğrudan müdahale ettiğini öne süren El-Şara, devletin çözüm politikasını şu adımlarla sıraladı:
“Ateşkesin sağlanması, yerinden edilen tüm insanların hızla geri dönüşü, toplumsal barışın tesisi ve en önemlisi, hangi taraftan olursa olsun tüm ihlallerin faillerinden hesap sorulması.”
El-Şara, "Bölünme veya başıboş silahların kalması gibi herhangi bir fikir, devlet politikasının dışındadır" diyerek bu konudaki kırmızı çizgilerinin altını çizdi.
Rojava ve DSG ile dörtülü anlaşma
Rojava ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile ilgili duruma ilişkin de konuşan El-Şara, DSG ile on yıldır ilk kez bir uzlaşı sağlandığını sçyledi.
Bu mutabakatın sadece yerel aktörlerle sınırlı olmadığını vurgulayan El-Şara, "Suriye, DSG ve Türkiye'nin de ilgili olduğu ve Amerikalıların da bulunduğu bir anlaşma taslağı üzerinde mutabık kalındı. Bu dört taraf bir şey üzerinde anlaşırlarsa, o gerçekleşir" ifadelerini kullandı.
DSG’ye eleştiri
Anlaşmanın uygulama mekanizmalarının tartışıldığını belirten El-Şara, sürecin hassasiyetine dikkat çekti ve DSG’ye şu eleştiriyi yöneltti:
"DSG bu anlaşmayı uygulamaya hazır olduklarını ifade ediyorlar. Ancak bazen sahada, müzakerelerde ve medyada söylediklerine ters düşen işaretler veriyorlar."
Ahmed el-Şara, DSG ile sahadaki bazı uygulamalarının müzakerelerde gerçekleşenlerden farklı olduğunu da belirterek, “DSG ile aramızda tarihi bir anlaşma var ve uygulama mekanizmasını tartışıyoruz” dedi
Tüm zorluklara rağmen uluslararası baskının DSG ile barışçıl çözüm yönünde olduğunu belirten El-Şara, "Bu konuda da iyimserim, inşallah birkaç ay içinde dosya sağlıklı bir şekilde çözülür. Suriye, herkesin hakları anayasada ve devletin kanununda korunmak kaydıyla bir karış topraktan vazgeçmeyecektir" dedi.
El-Şara ile DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşma, Rojava Özerk Yönetimi’ne bağlı tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devleti ve askeri kurumlarına entegre edilmesini öngörüyordu.
"Bölünme hayaldir”
Konuşmasının genelinde birlik ve beraberlik mesajı veren El-Şara, Suriye'de bölünme talep edenlerin "siyasi cehalet" içinde ve "hayalperest" olduğunu söyledi.
Mevcut dünya düzeninde haritaları değiştirmenin bulaşıcı bir etki yaratacağından küresel güçlerin korktuğunu belirterek, "Suriye toplumu bölünmeye uygun değil. Hatta bölünme yönünde bir görüşün olduğu bazı bölgelerde bile, o bölgelerin halkı bölünmeye karşıdır" dedi.
Bazı grupların İsrail gibi bölgesel güçlerden destek alarak güçlenme çabalarını da eleştiren El-Şara, yedi ayın bir devletin ömründe çok kısa bir süre olduğunu belirterek, devletin yeniden inşası sürecinde herkesten sabır istedi.
Hükümetin programı
İdlib'deki dinleyicilere hükümetin devraldığı zorlu mirası anlatan El-Şara, "Yıkılmış bir devlete geldik, banka neredeyse sıfırdı. Büyük idari hantallıklar ve mali sorunlarla karşılaştık" diyerek mevcut durumu özetledi.
Çözüm olarak, ülkeyi faizli kredilerle borçlandırmak yerine Suriye'nin kendi kaynaklarına ve yatırımlara dayanacak bir model izlediklerini belirtti.
El-Şara, bu kapsamda, yurt içi ve yurt dışındaki Suriyelilerden bağış toplayacak bir "Kalkınma Fonu" kurulduğunu ve kararnamesini imzaladığını duyurdu. Bu fonun önceliğinin yıkılmış bölgelerdeki altyapının yeniden inşası, tarım ve küçük sanayiye faizsiz kredi sağlamak olacağını söyledi.
Ekonomiye dair yeni rakamlar da paylaşan El-Şara, son yedi ayda ülkeye gelen doğrudan yatırımların proje değerinin 28.5 milyar dolara ulaştığını ve yıl sonuna kadar bu rakamın 100 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini açıkladı. Bu yatırımların nakit girişi olmadığını, ancak istihdam ve altyapı inşası yoluyla ekonomiyi canlandıracağını vurguladı.
Kaynak: rudav.net