Tarih: 16.09.2020 02:23

Restini gördüm!

Facebook Twitter Linked-in

ABD, “Doğu Akdeniz’deki gerilimi düşürün” diyor.

Yani tercümesi şu: Ben varım, siz ötekiler geri çekilin. Sen Rusya, sen İngiltere, sen Fransa, sen Türkiye, ortalıkta dolaşıp durma!

Ya da sureti haktan gözükerek, ben barış istiyorum görüntüsü ile bir sonra atacağı adım için bahane mi arıyor! “Madem gerilimi düşürmüyorsunuz, o zaman ben de bölgedeki varlığımı tahkim ediyorum” diyebilir.

Dikkat ederseniz, yine Irak ve Afganistan’dan asker çekeceğini açıkladı. “Ortadoğu”yu bir bataklık olarak tanımlıyor. Sanki bu bataklığı kendi oluşturup, sulamadı. DAEŞ de demiyor artık fazla, PYD’ye desteklerini de azaltacaklarını söylüyorlar.

Bunun anlamı da şu olabilir, “bırakalım yesinler birbirlerini”. Bölgede çatışma daha fazla artsın ki, ABD ve İsrail bu bulanık suda daha fazla balık avlasınlar. Filistin’de bir “darbe” yapabilsinler, “Yüzyılın projesi” olarak Kudüs ve Mescid-i Aksa’daki Müslümanları o bölgeden çıkarabilsinler. Zaten bu arada NEOM’da Humanoid askerler göreve hazır hale gelecekler.

Dahlan, Suudi Arabistan ve Abu Dabi’deki hareketlilik bunu gösteriyor. Kushner onun için bölgede.

ABD, seçim öncesi bu işi bitirmek istiyor, onun için de kendi kontrolü dışında, İngiltere, Rusya ve Fransa’nın kendi başlarına hareket etmesinden rahatsız oluyor.

Bu süreçte Çin denizinde, Hind okyanusunda ve Doğu Akdeniz’de bir hareketlilik var.

Tam da 11 Eylül’ün sene-i devriyesinde, ABD’de tekrar darbe söylentileri dolaşıyor.

İlginç: Bu arada mesela Kuveyt’te bir hareketlilik sözkonusu. Ürdün’de bir askeri mühimmad deposunda patlama oluyor. Tayvan ABD üretimi hava savunma sistemleri ile sınır ihlali yapan Çin’e ait Rus yapımı Su-35 savaş uçağını düşürüyor.

Basında “Havada tehlikeli temas” diye yer alan bir olay vardı geçen hafta. Ruslar resmen açıklamışlardı. ‘Savaş uçaklarımızı iki ülkeye karşı havalandırdık’ demişlerdi. İşin aslı varmış: Rusya Barents Denizi’nde ABD ve İngilizlere ait savaş uçaklarını önlemişler. Zaten Karadenizde de sıcak takip devam ediyor.

Biliyorsunuz Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz›de yaşanan gerilim devam ederken, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, birçok savaş jeti ve denizaltıyla birlikte Charles de Gaulle isimli amiral gemisini bölgeye göndermişti.

Türkiye’den Yunanistan’a bir mesaj verildi bu arada. “Masayı tercih edersen masadayız, sahayı tercih edersen sahadayız”. Ankara Yunanistan üstünde Fransa ve Yunanistan’a “Restini gördüm” mesajı vermişti.

Uzun zamandır bölgede bu hareketlilik devam ediyor. Eğer birileri gözüne kestirebilseydi, ne yapacaksa yapardı. Daha önce yazdım, dehşet dengesi oluştu. Kimse kalkıştığı işin sonunu göremediği için ileri adım atmıyor. Ve geri çekilmenin faturası da ağır olacağı için geri adım atamıyor. Ama öte yandan ABD ve İsrail’in acelesi var. Bu işin tetikçiliğine soyunan Riyad ve Abu Dabi uzun bir süre bu şekilde kontrolü ellerinde tutamayabilirler.

Eylül ayının ortasına geldik. ABD’de 3 Kasım’da seçim var. Yani 1.5 ay gibi bir süre kaldı. Ne olacaksa bu arada olacak. Tabii ondan sonra ne olacak onu tam olarak bilemiyoruz. Daha doğrusu bu işin B Planı, C Planı devreye girecek.

Seçim olur mu - olmaz mı, ertelenebilir mi? Seçim sonuçları açıklanabilir mi? Seçilen göreve başlayabilir mi? Seçim sonrası iç savaş çıkabilir mi, ülke bölünebilir mi?

Aralık’ta “Dolar” ile ilgili FED’in tüm para piyasalarını allak-bullak edecek bir açıklaması olabilir. Ocak 2021, yeni bir başlangıç olacak: Global Great Reset! Ve 5 yıl sürecek “Yeni Normal Düzen İçin Dönüşüm” süreci başlayacak (mı)!?

Gelecek günler, bugünden daha kolay olmayacak, onu söyleyebilirim.

Şunu görüyorum, boşa geçirdiğimiz her dakika bu global tehdidin kan, can, ekonomik faturasını daha da artıracak. Bunun siyasal ve içtimai, ahlaki ve teolojik, psikolojik faturaları da olacak.

Eğer bu süreç aleyhimize sonuçlanacaksa (ki bu anlamda ülkede yeteri bir farkındalık ve refleks görmüyorum.) o zaman kıyamet savaşına hazır olun.

Konu, Meis ya da “Ege adaları, Libya, denizlerde doğal gaz” ile tartışmalardan çok daha derin ve can alıcı. “Türk-Yunan gerilimini” gözünüze çok yaklaştırırsanız arkasındaki yangını göremezsiniz. Kuşkusuz böyle zamanlarda herkesin masaya getireceği konular olacaktır. Ama herkesin masaya getirdiği konular kendi lehlerine sonuçlanacak da değildir. Alanda ve masada kazananlar da kaybedenler de olacaktır. Karşımızdakilerin kendi aralarında ihtilafları olsa da bize karşı birlikte hareket edebileceklerini de unutmamak gerekir.

Selâm ve dua ile.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —