Prof. Dr. Erkan: Mesud Barzani’nin dünya siyasetinde önemli bir tanınırlığı var

Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleştirdiği ziyareti değerlendirdi.

Prof. Dr. Erkan: Mesud Barzani’nin dünya siyasetinde önemli bir tanınırlığı var

K24’e konuşan Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleştirdiği ziyareti değerlendirdi.

Başkan Mesud Barzani’nin Kürt siyasetinde önemli bir isim olduğunu dile getiren Prof. Dr. Rüstem Erkan, şöyle devam etti:

"Kürdistan Bölgesi, Mele Mustafa Barzani’den beri Barzani ailesiyle anılıyor. Mesud Barzani’nin dünya siyasetinde önemli bir tanınırlığı var ve Kürt siyasetinde de önemli figürlerden biri. Türkiye’den baktığımız zaman Mesud Barzani’nin seçmen üzerinde çok ağırlığı yok denebilir, ama bunun dışında bütün Kürtler için hem babasının hem kendisinin ağırlığı var. Sıradan Kürtlerden entelektüel Kürtlere kadar Barzani’ye yönelik bir eleştiri yapılmaz, bir saygı dili kullanılır. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin Mesud Barzani ile görüşmesinin simgesel olarak bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Bu hem Irak’taki Kürtlere hem İran’daki Kürtlere hem de Türkiye’deki Kürtlere bir mesajdır.”

Prof. Dr. Erkan, Başkan Barzani’nin kullandığı dilin çözüme katkı sunduğunu ve Kürtlerin yaşadıkları bölgelerde barış içinde yaşamasına vesile olduğunu vurguladı.

CHP’NİN KÜRDİSTAN BÖLGESİ ZİYARETİ NEDEN ELEŞTİRİLDİ?

CHP heyetinin başkent Erbil’e gerçekleştirdiği ziyaretin Türkiye’deki bazı çevrelerde farklı yorumlandığını ve bu yorumları doğru bulmadığını dile getiren Erkan, “Çünkü Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Irak Anayasası’nda statüsü olan, uluslararası toplumda tanınırlığı bulunan bir yönetim. Onun dışında Türkiye’nin bölge ile sınırı var. Habur Sınır Kapısı Kürt yönetiminin elinde. Dolayısıyla bu ilişkinin hem Türkiye hem de bölge için yararlı olacağı görüşündeyim” ifadelerini kullandı.

CHP’nin girişiminin ve Ankara’nın Erbil’le geliştireceği iletişimin Türkiye içindeki Kürt sorununu çözmeye katkısı olacağını düşündüğünü belirten Erkan, “Coğrafi olarak da halklar arasında bir girişkenlik var. Akrabalık ilişkileri gibi durumlar söz konusu. Ama bu tür diyalogları ve çözüm politikalarını seçim odaklı götürmemek gerekiyor. Türkiye’deki temel problem de bu. Özellikle iktidara aday olan partilerin oy hesabı yapmadan bu tur ilişkileri geliştirmesinin yararlı olacağını düşünüyorum. İç barışı sağlamada diğer komşuları da düşünmek gerekiyor” dedi.

“BİRÇOK PARTİ TEK BAŞINA SEÇİME KATILACAK”

Türkiye’de seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi durumunda birçok partinin tek başına seçimlere katılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Rüstem Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesiyle, geçen dönemki gibi Cumhur ve Millet ittifaklarından öte HDP, MHP ve İYİ Parti başta olmak üzere birçok siyasi partinin tek başına seçimlere katılacağı görüşündeyim. Ama Cumhurbaşkanlığında mutlaka bir ittifak ortaya çıkacaktır. CHP Kürtlerden oy almak istiyorsa, belirlediği adayın Kürt seçmenden, daha doğrusu çok politize olmamış Kürt seçmenden oy alabilecek biri aday olması gerekiyor. Eskiden bazı kişiler, kanaat önderleri, parti liderleri kimi işaret ederse ona oy verilirdi yaklaşımı bölgede büyük ölçüde değişti. Türkiye’de de aynı durum var. Dolayısıyla CHP’nin bölgede kurmuş olduğu ağ ilişkileri bence yanlış yönlendiriliyor. Hep sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri üzerinden götürülen ilişkiler başarılı olamaz.”

Prof. Dr. Rüstem Erkan, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde bölge halkına, özellikle genç kitleye mesaj verebilecek veya sorunları çözebilecek, Kürt sorunu ile ilgili 40 yıldır aynı şeyi söyleyen insanlardan öte, yeni koşullara ve yeni duruma göre hareket edebilecek politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda kamuoyu hazır. Bu dönem CHP için en uygun tabanın oluştuğu dönemdir. Hem Türkiye’de hem de bölgede eğer CHP bu konjonktürü değerlendiremezse, Türkiye’nin sosyolojisinden değil, kendi uyguladığı politikalardan kaynaklı bir durum ortaya çıkabilir. Yeni sürece uygun politikalar geliştirirse cumhurbaşkanlığı seçiminde bölgede birçok ilde birinci parti olabileceğini söyleyebilirim” değerlendirmesinde bulundu.

“CHP ESKİ CHP DEĞİL”

CHP’nin Kürtlerle çok iyi diyaloğunun olduğu dönemlere de dikkat çeken Erkan, şunları kaydetti:

“Bülent Ecevit’in 73’te başlayan ve 77’deki politikalarıyla bölgedeki seçim sonuçlarına baktığımız zaman, CHP’nin Kürtlere bir yönelmesi vardı. Onun dışında 50’li yıllarda da seçim sonuçlarına bakarsak, Demokrat Parti ile CHP iktidarında CHP’nin oyları çok yüksek. O dönemlerde bölgede CHP bazı illerde DP’den daha çok oy almıştır. Cumhuriyetin kuruluşu döneminde de kurtuluş savaşında da CHP’nin liderliğinde gerçekleştirdiği bu durum var. Burada bir Türk-Kürt ittifakı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunlar da olumlu yanlar. Büyük ölçüde eskiden var olan şeyler aslında tek parti dönemi diye adlandırılan partiden çok bir devlet politikası olarak ortaya çıkıyor. Ama değişen koşullar içerisinde biz hep her şeyin aynı olduğunu düşünüyoruz. Ne Türkiye o dönemin Türkiye’si ne CHP o dönemin partisi ne de bölgede yaşayan insanlar o dönemin insanları. Onun için yeni koşullarda yeni insanlarla beraber, sorunlara akıllı çözüm üretebilecek bütün partilerin bölgede yükseleceğini düşünüyorum.”

 

Konu ile ilgili videonun linki:

https://youtu.be/xv1-wk8fIFs