Tarih: 09.06.2025 11:36

Post İslamcılık mı Neo-İslamcılık mı?

Facebook Twitter Linked-in

İslamcılık ile ilgili tartışmalarda İslamcılığın öldüğü veya iflas ettiği ve post İslamcılık denilen aslında İslamcı olmayan bir anlayışın türediği görüşü bir yanılgıdan ibarettir. Bu görüşün ilk savunucularından biri Batılı (Roy) bir diğeri İranlı (Asef Bayat) olan düşünürler İslamcılığa yükledikleri anlam ve İslamcıların tarihsel sürecini yanlış okudukları için yanılmışlardır.

En geniş çerçevesi ile modern zamanda İslam'ın hayat her alanında söz sahibi olması gerektiğine inanan bütün kişi ve kurumların İslamcı olduğu ön kabulü üzerinden, Anadolu ve diğer Müslüman coğrafyalarındaki bir kısım eski İslamcının yaşadığı zihinsel değişim ve fikri savrulmalar post İslamcılığın delalet etmez. Bu durum bazı kişi, kurum ve teşkilatların İslamcı olmadığını, kendilerini tanımladıkları şekli ile muhafazakâr, seküler, demokrat, deist, modernist olduklarını gösterir.

Post İslamcılığın varlığını kabul etmek için ön şart İslamcılığın öldüğünü kabul etmektir. İslamcılık kişi ve kurumlar bazında varlığını devam ettirdiğinden post İslamcılığın varlığını kabul etmek mümkün değildir.

İslamcılık hem Anadolu'da hem de diğer Müslüman coğrafyalarda mecrasında ilerlemektedir. Bu dönem İslamcılığına bir yeni tanımlama getirilecekse bu neo-İslamcılık olabilir. Yeni İslamcılık olarak da ifade edebileceğimiz bu tanımlama bu dönemde kendisini İslamcı olarak tanımlayan ve yeni bakış açıları ortaya koyan İslamcılara tekabül eder.

Kavram kargaşası olmaması açısından neo-İslamcılık kavramsallaşmasından kastımız açık ve nettir. Neo-İslamcılık; İslamcı ideal ve hedefleri devam eden, ilkelerine bağlı, muhafazakarlaşmamış, sekülerleşmemiş, milliyetçileşmemiş, sol ile kol kola girmemiş kendisi olarak var olan İslamcılığının günümüz versiyonudur.

Neo-İslamcılığı başka anlamlar yükleyerek kullananların da olduğunu hatırlatmamız gerekiyor. Misalen, "Bu yeni İslamcılık, ana akım İslamcılığın iktidarla kurduğu yoz ve çıkarcı ilişkileri tümden reddediyor, (kapitalizm, ataerki, emperyalizm ve ırkçılık gibi) zulüm sistemlerini tanıyor. Fakat aynı zamanda bildik Marksist diyalektiği ima edecek şekilde maddi koşulların dini düşüncelerimizi belirlemesine müsaade ediyor."[1] Sol ile kol kola giren eski İslamcıları yeni İslamcı olarak tanımlayan bu yaklaşım İslamcılığın beri olduğu bir anlayıştır. İslamcılık kendisi olarak vardır. Başka herhangi bir ideolojinin aparatı İslamcı olarak tanımlanamaz.

"İslamcılık artık uhrevi boyutu olan metin merkezli siyasal bir ideolojiden, dünyevi pratiğe göre evrimleşen ve kodları, stratejileri dönüşen bir yaşam tarzına geçişi ifade etmeye başlamıştır. Yeni İslamcılık ekonomik ve siyasi konum olarak merkeze yaklaştıkça tüketimci normlarla sekülerleşmekte, tekelci inhisarcı siyasi eğilimlerden uzaklaşmaktadır (Yıldırım 2016, 84). Burada dini dilin sekülerleşmesi, düşüncenin kimlik ve siyaset eksenli bir hedeften uzaklaşarak, kültür ve gündelik hayat yönelimli bir normalleşme olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla İslami siyasetin ve yeni islamcılığın öznel sekülerleşmesi, yaşanan sosyo-ekonomik ve politik değişimle bağlantılıdır."[2]

Bu alıntıda ifade edilen yeni İslamcılık tanımlaması eski İslamcı yeni muhafazakâr burjuvazi kesim için kullanılmış. Bu kesimin sekülerleşmiş olması ve İslamcılık iddiasının olmaması bu tanımlamanın yanlış olduğunu gösterir. Aslında kavram olarak yeni İslamcılık ifadesi kullanılsa da anlam olarak post İslamcılık kast ediliyor gibi.

Yeni İslamcılık söylemi, İslamcılığın her yeni dönemi için kullanılmıştır. Tercüme dönemi İslamcılık kimi yazarlar tarafından yeni İslamcı dönem olarak ifade edilmiştir. Doksanların İslamcılığını yeni İslamcılık olarak tanımlayan yazarlar vardır. Dolayısı ile bugün bizim bu kavramsallaşmayı kullanmamız İslamcılık açısından yeni bir döneme girmemiz sebebiyledir. Emperyalistler, Müslüman coğrafyasında ana omurgayı oluşturan İhvan çizgisini dönüştürme ve yok etme politikalarını uygularken, İslami direniş hareketlerini ehlîleştirme ve yok etme amaçlarını gizlemiyor. Anadolu'da ve diğer Müslüman coğrafyalardaki İslamcılar bu süreçte klasik yöntem ve eskimiş bakış açıları ile hareket edemeyeceklerinin farkında. Yeni dönemin getirdiği tereddütlere karşı yeni fikirler ve yöntemler ortaya koyma çabası içindeler. Dolayısı ile şunu diyebiliriz; yeni şartlar yeni İslamcılığın doğuşunu mecbur kılmaktadır.

Neo-İslamcılık en fazla İslamcıların birlikte iş yapma kültürünü geliştirmesi üzerinde durmalıdır. Fikri ve eylemsel zeminde İslamcı her kesimi sahiplenecek ve birlikte iş yapabileceği ekipler olarak gören bir anlayış ile hareket edildiğinde (ki şartlar bunu mecbur kılıyor) yeni dönemin dinamizmi daha hızlı elde edilecektir.

 

[1]https://www.emekveadalet.org/notlar/musluman-sosyalistlerin-yeni-islamciligi/#:~:text=Bu%20yeni%20%C4%B0slamc%C4%B1l%C4%B1k%2C%20ana%20ak%C4%B1m,dini%20d%C3%BC%C5%9F%C3%BCncelerimizi%20belirlemesine%20m%C3%BCsaade%20ediyor.

[2] https://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/alintilar/1975.pdf

 

Kaynak:  Kitap Haber




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —