Tarih: 08.06.2025 10:39

Özgür Özel’in öfkesi

Facebook Twitter Linked-in

Her şey kendi tabiatına, şartların gereğine uygun ilerlerken, herkes ihtiyaçlarına, tarihin dağıttığı rollere uygun davranırken biri kalkar bir şey yapar ve bütün düzenler-düzenekler ve planlar alt-üst olur. İklim değişir, yüksek tepeler kara-borana teslim olur. Ve sonunda bütün taraflar yapıp ettiklerini, kafalarının arkasındakileri gözden geçirip yepyeni bir tutum ve mevzi almak zorunda kalır.

Sarayların camlarını titreten bir öfke üzerine fikir yürütüyoruz.

Özgür Özel’in sarsıcı öfkesi tam olarak böyle bir şey. Herkesi ve her şeyi değiştirecek kadar etkileyici. Gelişmeleri önceden görmek istiyorsanız bu öfkenin peşine takılıp harekete geçirdiği dinamikleri ve zincirleme tepkimeleri takip etmelisiniz.

 

Saray’ın projesi zaten çökmüştü

Saray’ın, yıldızı parlayan CHP’yi ezip dağıtma projesi daha başında çöktü. 19 Mart operasyonu planlandığı gibi yürümedi, İmamoğlu “terör zanlısı” yapılamadı, İBB’ye ve CHP’nin başına kayyum atanamadı. “Muhalefeti içeri tıkma projesi”, klasik polis devleti taktikleri ile itirafçılar üzerinden balık avlamaya dönünce, inandırıcılığını ve algı oluşturma yeteneğini kaybetti.

Benzetmeyi şöyle yapmıştım: Camdan köşkte oturanlar komşusunun ahşap kulübesinin küçük camına taş atarsa, karşılığında taş yağmuruna maruz kalırlar. Mesele algı ise, alın size kamuoyunun peşinen alıp kabul edeceği manzara: İçişleri Bakanlığı izin vermediği için AK Partili belediyeler hakkında kamyonlar dolusu dosya işleme konamıyor. CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar neredeyse tek başlarına “AK Partili belediyelerin onca yolsuzluğu neden yargıya intikal edemiyor?” karşılığını gündeme yerleştiriyor.

Ok bir kez yaydan çıkmış, geri dönüşü yok. Üstelik ekonomi bu makus hamle ile çökmüş durumda. Halkın en son tükettiği ekmek olan umut da kalmadı. İktidar zamanın yıpratıcı gücünü devreye sokmaktan, CHP cephesini bıktırıp teslim almaktan başka çare bulamadı. Ama yıpranan kendisi oldu.

19 Mart operasyonunu planlayanların kafasında muhtemelen bütün ihtimaller mevcut ve her şeye hazırlıklı idiler. Bir tek şey hariç:

Özgür Özel’in öfkesi.

 

Öfke bir savaş tekniğidir

İki taraf da savaş terimlerini kullanıyor: İç cephe, savaş ilanı vs. Savaş dediğimiz, orduların göğüs göğüse çarpıştığı konvansiyonel savaşlar.

İki ordu karşı karşıya geldiği zaman askerler naralar atar, kılıçlar kalkanlara vurulur, kösler-davullar gürültüyü arttırır; böylece öfke bir enerji ve güç kaynağı olarak kaslara aktarılmış olur.

Muhafazakâr-milliyetçi kanatta, sol-sosyal demokrat taraf, kavga yeteneği açısından küçümsenir. Solcular daha burjuva, “iyi aile” çocukları ve dayanıksız bulunur. Bu önyargı, 19 Mart operasyonunu planlayanların kafasındaki “karşı cephe” değerlendirmesinin temel eksenini oluşturmuş olmalı.

“Hapse tıkmak” bu cepheyi pes ettirmek için yeteri kadar korkutucu idi. “Yarın beni de içeri alabilirler” diye cazgırlık yapan protest fenomenler bu korkuyu yayma konusunda ellerinden geleni esirgemediler.

Ancak atlanan bir gerçek var. CHP, kendi mahallesini korumuyor. Ekonomik kriz altında ezilen, yokluk yoksulluk çeken kesimlerin yegâne umudu, bir iktidar değişikliği. Bu değişimi gerçekleştirebilecek tek aktör ise CHP.

Erdoğan, Özgür Özel’in öfkesini “popülizm” olarak suçlarken meseleyi tam olarak doğru yerden görüyor. Bu öfkenin enerjisi, ekonomik sıkıntı çeken halk. Halkın peşine takılmak ve onun öfkesini temsil etmek, muhalefet önündeki alanı açmak için yeterli. Erdoğan “öfke bir hitabet sanatıdır” diyordu; Özgür Özel ise öfkeyi hem bu anlamıyla hem de bir savaş taktiği olarak kullanıyor. Sonuçta hangi tür popülizm işe yarıyor, ona bakmak gerekiyor.

 

Öfke ne işe yarar?

Özgür Özel’in öfkesinin arkasında bir savaş stratejisinin yattığı belli.

Bu savaş stratejisi, karşı tarafın izlediği stratejinin çözümlemesine dayanıyor. Erdoğan, klasik siyaset tarzı olarak önüne gelen zorlu problemleri kriz çıkartarak çözüyor. Krizi çıkartıyor, tırmandırıyor ve karşı tarafın kucağına bırakıyor. Kriz canını yakınca karşı taraf pes ediyor ve Erdoğan istediğini elde etmiş oluyor.

19 Mart operasyonu, krizlerden en büyüğünü, iktidarla muhalefet arasında çok cepheli bir savaşı başlatmak demekti. Birkaç savcı ve yargıç eliyle yürütülen bu savaş, karşı tarafı bunaltacak, sıkıştıracak ve pes ettirecekti. Teslim bayrağı, Erdoğan karşısında adayını, yani İmamoğlu’nun geri çekerek gösterilecekti.

Cezaevlerinde paşa paşa yatan CHP kadroları dışında, muhalefet çok büyük bir kayba uğramadı. Haksızlığa ve zulme maruz kalmış olarak halk nezdindeki meşruiyetini ve prestijini arttırdı. Kısaca politik rekabetten kazançlı çıktı. Kamuoyu araştırmaları bu durumu yeteri kadar açık gösteriyor.

İktidarın AK Parti kanadını ifade etmek için “Saray” tabirini kullanıyoruz; MHP bu tartışmanın dışında, çoğu kere hukuktan yana tavır alarak, bu operasyonlara itiraz etmiş oluyor. Muhalefet ise CHP merkezli yeniden tahkim ediliyor. “Erdoğan’ı büyük bir demokrasi ittifakı yenecek” sözü, diğer partilerin de katılmak zorunda oldukları bir davet niteliğinde.

 

Saray, bu öfkeye karşı koyacak hiçbir araca sahip değil

Bu öfkenin bir de caydırıcı tarafı var. AK Parti kadroları ve bürokrasi, muhalefeti tasfiye etmek için işlenen suçlara ortak olmak istemiyor. Erdoğan krizi tırmandırarak kendi cephesini tahkim etmekte başarılı olamıyor, Özgür Özel’in öfkesi ise AK Parti saflarında öne çıkmaya niyetlenenleri caydırıyor.

Bazı taktik hamleler vardır ki, stratejiyi gölgede bırakarak savaşa damgasını vurur. Özgür Özel’in Saray’a ve Çağlayan’a öfkesi süreci değiştirip dönüştürecek kadar belirleyici. Algılar üzerinden politik krizler üreten Saray, bu öfkeye karşı koyacak hiçbir araca sahip değil.

Özgür Özel hiper aktif kişilik özellikleri gösteren, enerjisi yüzünden taşan bir politikacı. Öfkesini teatral ve yapay bulanlar, tekrarlarını abartı olarak görenler çıkabilir. Siyasette sonuç önemlidir; hiçbir şey başarının yerini tutmaz.

Özgür Özel’in öfkesi bir duygu patlaması değil; ölçülü, hesaplı ve planlı.

Soru şu: İşe yarıyor mu?

Cevabı, savaşı yüksek bir tepeden izleyerek cevap verin.

Benim cevabım: Hem de çok fazla işe yarıyor.

 

Kaynak: medyascope.tv




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —