Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Özel'den X sansürüne sert tepki: 'Şu anda darbenin dijital ayağıyla karşı karşıyayız'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına erişimin engellenmesini “dijital darbe” olarak niteledi. Özel, İmamoğlu’nun bundan sonra uluslararası hesabını ana hesap olarak kullanacağını duyurdu.

Özel

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile Silivri Cezaevi’nde görüştükten sonra açıklamalarda bulundu. Özel, İmamoğlu’nun X hesabına getirilen erişim engelini “dijital darbe” olarak nitelendirdi. Kararın hukuka aykırı olduğunu belirten Özel, “Suç olmayan bir paylaşım için, ‘kamu düzenine zarar verebilir’ denilerek erişim engeli getirildi. Bu, Anayasa'nın askıya alındığının ilanıdır” dedi.

İmamoğlu’nun uluslararası hesabını bundan sonra ana hesap olarak kullanacağını açıklayan Özel, tüm destekçileri “İmamoğlu her yerde” etiketiyle dayanışmaya çağırdı. Mahkeme kararının, İmamoğlu’nun tutuklu olması nedeniyle hesabın başkası tarafından yönetilmesi ihtimaliyle kamu düzenini bozabileceği gerekçesine dayandığını belirten Özel, bunun gerekçesiz bir sansür olduğunu söyledi. X’in Türkiye temsilcisinin, alınan karara itiraz ettiğini de aktaran Özel, “Yargıtay içtihadına göre ‘her yerde suç işleyin’ ifadesi bile ifade özgürlüğü sayılırken, ‘şikayet edin, sesinizi yükseltin’ demek nasıl suç sayılır?” diyerek tepki gösterdi.


Özel'in Silivri'deki görüşmenin ardından yaptığı açıklama şu şekilde:

"Ekrem Başkan'ın da, o meydandan, o muhteşem koroya, o karanlığı aydınlatan 200 bine yakın genç arkadaşımıza hem selamları hem de verdikleri güç için, destek için şükranlarını iletiyoruz. Bugün, Sayın Ekrem İmamoğlu'yla, Sayın Murat Çelik'le, Sayın Rıza Akpolat'la, Sayın Tayfun Kahraman'la, Sayın Ahmet Özer'le, Sayın Can Atalay'la ve Sayın Mehmet Ali Çalışkan'la görüşmeler yaptım. Kendilerini ziyaret ettim. Yine görüşme programımda olan, Zafer Partisi'nin Sayın Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın rahatsızlandığını, kendisinin doktor kontrolüne gittiğini az önce öğrendik.

Daha sonra da hastaneye sevk edildiğini öğrendik. Kendisinin sağlık durumunu arkadaşlarımız hastane sürecini yakından takip ediyorlar. Kendisine acil şifalar diliyorum. Rahatsızlıklarına rağmen ve suçlandığı suçların herhangi bir yatarı olmamasına rağmen, adeta Mussolini'nin ön infaz yöntemi gibi, hırs alırcasına yapılan bu haksız tutukluluğunun bir an önce kaldırılmasını, artık sağlığını da kötü etkileyen bu durumun ortadan kalkmasını, partisinin başına, ailesinin yanına, sevenlerinin yanına dönmesini ümit ediyoruz.

Bunu sadece Sayın Özdağ için değil, hem bu 19 Mart darbe girişiminden sonra içeride tutulan arkadaşlarımız için, hem de Türkiye'de istisna olması gereken bir tedbirin, tutukluluk tedbirinin, kaideye dönüştüğünü ve istisna olarak uygulanacak bu meselenin ana kural haline gelip tutuksuz yargılanma halinin şaşılan bir durum, sevinilen bir durum olmasına dönüşmesinin de hukuk devleti açısından fevkalade üzücü olduğunu düşünüyoruz. Bugün Türkiye'de iktidar partisi tarafından açılan ve avukatlık mesleğinin geleceği açısından da tehlike oluşturan çok sayıda hukuk fakültelerinde yüz binlerce öğrenciye her gün hocaları tutukluluğun en son başvurulacak yöntem olduğunu, ne kadar istisnai ve ne kadar zor şartlarda başvurulması gerektiğini, çünkü yargılama sürecindeki kişilerin masum olduklarını ve karar kesinleşene kadar onların boşu boşuna tutuklanmasının ne büyük bir hak ihlali olduğunu anlatıyor.

Bu sınavlardan geçenler diploma alıyorlar sonra başka sınavlara girip o sınavlardan da geçip hakim oluyorlar, savcı oluyorlar. Sonra okuduklarını unutuyorlar, yeminlerini unutuyorlar. Tutukluluğu bir cezaya dönüştürüyorlar. Bunun altını bir kez daha kalın çizgilerle çiziyoruz. Ayrıca Ekrem Başkan ve İBB dosyası özelinde de net olarak söylüyoruz ki; bu tutuklama sırasında zaten soruşturma evresinin gizli olması gerekirken, zaten gizlilik kararları varken hem soruşturmanın gizliliği bizzat savcılık makamınca ihlal ediliyor. Yüzlerce, binlerce kanıt ortalıkta. Hem de hiç sorulmayan sorular sorulmuş gibi, böyle iddialar varmış gibi servis ediliyor. Bunların her birisine, sorulanlara en net cevaplar verildi. Bir tane kanıt da bulunamadı ama yanıtlarda kanıt var. Buradaki özgüvenimiz ve iddiamız şudur: Biz bu davanın TRT ve isteyen bütün televizyonlar tarafından canlı yayınlanmasını ve hem atılan iftiranın hem verilen cevabın millet tarafından duyulmasını talep ediyoruz, bunu ifade etmek isterim. Tabii 19 Mart darbesinin çeşitli evreleri var. Halk açısından da var. Darbeye girişenler açısından var. Bu darbe girişimiyle talimatlandırılanlar açısından var ve bu evrelerden şu anda darbenin dijital ayağıyla, dijital darbe evresiyle karşı karşıyayız. Şu anda yine soruşturmayı yürütenler yaptıkları başvuruyla ve bir Asliye Hukuk Mahkemesinden aldıkları bir kararla darbenin dijital ayağını hayata geçirerek Sayın Ekrem İmamoğlu'nun X hesabını, Twitter diye geçmiş dönemde ifade ettiğimiz, yeni ismiyle X hesabını kapatarak onunla mücadele etmeye çalışıyorlar. Herhalde dünya siyaset tarihinde rakibinden korktuğu için, rakibini saf dışı bırakmak için devleti, hukuku, elindeki gücü bu kadar haksızca kullanan ve hukuk devletini ayaklar altına alan bir başkası yoktur ve tarihimizde Ekrem İmamoğlu'ndan bir başka siyasetçi yoktur ki adaylığı engellenmek için bu kadar hukuk çiğnensin, bu kadar zulüm görsün, bu kadar saldırıya uğrasın.

'BU TEPKİYİ GÖRÜNCE İKTİDAR ŞOK EVRESİNE GİRDİ'

Hiç şüphe yok, iktidar bu yaptıklarını yaparken ilk önce hepimize, bütün dünyaya ve Ekrem İmamoğlu'na gücünü gösteriyordu. Kendine güveniyordu, gücünü gösteriyordu. Güç gösterme evresinde gözaltına almalar, dört gün gözaltında tutmalar, terörden ve yolsuzluktan yargılamalar, buradan tutuklama yapma, cezaevine koyma falan. Tabii bu güç evresini gösterdiğinde toplumda bir şok dönemi vardı. Şok evresi yaşanıyordu. Biz bu şoku milletimizle birlikte bu yapılanlara tepki göstererek atlattık. Bu tepkiyi görünce iktidar şok evresine girdi. Birkaç gün ne olduğunu anlamaya, bir hafta boyunca niyetlendiklerinden caymaya, bazı geri adımlar atmaya ve toplumun tepkisinin nereye varabileceğini anlamaya çalıştı. Daha sonra kendi çözümlemesiyle orada attığı geri adımı telafi etmek için deyim yerindeyse el yükseltme, sertleşme evresine girdiler. O evrede maalesef önce diplomasını iptal ettikleri, gözaltına alıp tutukladıkları kişinin banka hesaplarına, kendisinin, babasının 40 yıllık emeği olan şirketine, eşinin, dostunun, arkadaşlarının hesaplarına, şirketlerine ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'yle iş yapan bütün şirketlere el koymaya kalkarak bir algı yaratmaya çalıştılar. Ama şimdi başsavcının kafa tuttuğu, kızdığı, "Bomboş geldi beceriksizler." dediği MASAK raporuyla da hiçbir şeyi destekleyemediler. Utanç içindeler ve gerçekten ne yapacaklarını şaşırdılar ve şu anda maalesef içinde bulunduğumuz evre panik evresidir. Panik evresinde yaptıkları iş aileye saldırmak, çocukla uğraşmak ve sosyal medya hesabı kapattırmak gibi saçma sapan noktalara gelmiştir. Ekrem İmamoğlu yaptığı bir paylaşımla suç işliyorsa, suç olan ifade neyse ona dava açarsın. Tazminat davası açarsın. Suç duyurusunda bulunursun. Cezalık bir durum varsa ceza davası açarsın. Bir suç varsa mahkeme karar verir, o paylaşıma engel gelir.

'ANAYASANIN ASKIDA OLDUĞUNUN İTİRAFIDIR BU'

Aldıkları karar da şu, paylaşımı anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor, sonra diyor ki: "Türk Ceza Kanunu'nun 214. maddesinde düzenlenen suç işlemeye alenen tahrik suçunu oluşturabileceği değerlendirilerek bu tweet, resen soruşturma işlemlerine başlandı." Ekrem İmamoğlu'nun hesabından, pardon, tekrar okuyorum: "214. maddesinde düzenlenen suç işlemeye alenen tahrik suçunu oluşturabileceği değerlendirilerek resen soruşturma işlemlerine başlandı. Yürütülmekte olan başka bir soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu'nun hesabından yapılan paylaşımları kendinin yapmaması nedeniyle söz konusu paylaşımların kamu düzenine zarar verebileceğinden mütevellit hesabının erişime engellenmesine tutukluluğu boyunca tedbiren karar verildi." Bakın, "Tutuklu olmasa kullanabilir." diyor. "Tutuklu değilken başkası kullanıyor." diyor ve "bu kamu düzenine zarar verebilir" diyor. Vermemiş değil, verebilir diyor ve bu paylaşımı da alenen tahrik suçu, halkı suç işlemeye alenen tahrik suçu.

Şimdi o ifadeyi okuyorum arkadaşlar. Diyor ki: "Milletime sesleniyorum. Bu bir avuç muhteris hem millete hem devlete büyük zarar veriyorlar. Şikayetçi olun. Susmayın, sesinizi yükseltin." Suça alenen tahrik. Bakın anayasanın askıda olduğunun itirafıdır bu. "Suça alenen tahrik, şikayetçi olun." Şikayet etme hakkı anayasadaki, dilekçe hakkı, suç duyurusunda bulunma hakkı. "Susmayın." İfade özgürlüğü. "Sesinizi yükseltin." Tepki ve protesto hakkı. Bir başkasının özgürlüğüne engel olmadan, kamu düzenini bozmadan her vatandaş önceden izin almadan tepkisini gösterebilir, yürüyüş yapabilir. Şimdi bunlar anayasayı askıya aldıkları için bu darbeciler "şikayetçi olun, susmayın, sesinizi yükseltin"i vatandaşı suç işlemeye alenen tahrik olarak görüp "bu da sürebilir" diye X hesabını kapatıyorlar. Ben buradan X'in yöneticilerine yaptığımız bir başvuruyu size hatırlatmak isterim.

İMAMOĞLU SES YÜKSELTİN DİYOR ,KAMU DÜZENİ NEREDE BOZULMUŞ?

Öğrencilerin tutuklandığı dönemde 200'ün üzerinde toplam 7 milyon takipçiye sahip hesaplara erişim engeli geldiğinde biz X'e yazdık. Dedik ki: "Türkiye'deki alınan bu karar sizin ilkelerinizle de, evrensel ilkelerle de uymuyor. Ancak bu kararı böyle böyle böyle alıyorlar. Buna direnin, bu engellemeleri kaldırın." diye. Şimdi benzer bir başvuruyu yapacağız ama X'in Türkiye'deki sayın avukatı Gönenç Gürkaynak yaptığı paylaşımlarla diyor ki: "Müvekkilim, ben temsilci değilim. Hani ben kapatmadım, ben açmayacağım. Ama" diyor, "ben müvekkilimin buradaki davalarını takip ediyorum." diyor. "Müvekkilim bana görev verdi, 'bu karara itiraz et.' diye." diyor. Yani Ekrem İmamoğlu tweet atıyor, X'e hesabı kapattırıyorlar. Bundan Ekrem İmamoğlu da şikayetçi, X de şikayetçi ve X'in avukatı yaptığı başvuruda diyor ki: "Mahkemenin suç işlemeye tahrik gerekçesiyle erişim engeli kararı aldı. Bunu yapmayın. Çünkü" diyor avukat, "Yargıtay 8. Daire Ceza Dairesi'nin içtihatlarına atfen Yargıtay siyasal iktidara karşı mücadele edebilmek için her yerde suç işleyin sözünü bile suç işlemeye tahrik görmemiştir." diyor. Bakın, "her yerde suç işleyin" sözünü bile Yargıtay demiş ki düşünce özgürlüğüdür, söylemiştir. Söyledikten sonra suç işlenmediyse bu tahrik gerçekleşmemiştir demiş. Ekrem İmamoğlu: "Şikayet edin, ses yükseltin, tepki gösterin." diyor ki kamu düzeni nerede bozulmuş bunun üzerine? Ama bunu bunu erişim engeli kararıyla sonlandırıyorlar. Burada elbette X bu karara uymayabilir, uymamalıdır. Uymayınca bant daraltacaklar, kanun öyle yazıyor. Uymayabilir. Bant daralttıktan sonra yine uymazsa lisansını iptal edecekler, öyle yazıyor. Biz X'in evrensel evrensel özgürlükler ve kendi şirket prensipleri dahilinde bu engellemeyi yapmaması gerektiğini savunuyoruz. Bunu X'in yöneticilerine bir kez daha hatırlatıyoruz ve Türkiye kamuoyuna da söylüyoruz ki: "Bu karara biz mağduruz. Kapattırdıkları X de diyor ki: 'Bu Türkiye yargısının aldığı kararlarla bu kararı almanız doğru değildir.' diyor.

Şimdi buradan, biz buradan sonra ne yapacağız? Bir kere Sayın Ekrem İmamoğlu öncelikle Sayın Mansur Yavaş’ın, bundan sonra bir hesabım Ekrem Bey'e aittir jestine, dayanışmasına büyük bir memnuniyetle teşekkür ediyor. Ardından bu tip açıklamalar yapan herkese teşekkür ediyor. Bunun Cumhuriyet Halk Partisi tarafından ve bütün Cumhuriyet Halk Partililer ve bütün vatandaşlar, kendilerini sevenler açısından büyük bir dayanışmayla sürdürülmesini talep ediyor. Ben kendisinin ilk mesajını ve bundan sonraki mesajlarını, İmamoğlu her yerde hashtag'iyle birazdan paylaşacağız. Mansur Başkan aynı hashtag'le, o hesaptan paylaşacak. Ardından bütün sevenlerinin, destekleyenlerinin bu yapılan dijital darbeye direnmek isteyen herkesin bu mesajı ve bundan sonraki mesajları hem retweet ederek hem de bu mesajı kendileri de İmamoğlu her yerde hashtag'iyle paylaşarak çoğaltmalarını, bu karartmayı, kuşatmayı hep birlikte aşmalarını talep ediyoruz.

 

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER