OYUN BİTMEDİ, DAĞILMAYIN

Bildiğiniz gibi Covid-19’un kuluçka süresi 14 gündür 2’si geçti kaldı 12 gün.

OYUN BİTMEDİ, DAĞILMAYIN

 

Kamu yönetiminin en rezil yönetimlerinden biri nerden çıktığı belli olmayan, kimin karar verdiği belli olmayan, darbevari bir sokağa çıkma yasağının ilanı 300 000 kişiyi sokağa döktü. Bu müstafi olup tekrar merî olan dahiliye nazırının beyanı. Yani eğer ki bilim insanları doğru söylüyorsa ve bu virüs bu kadar bulaşıcı ise biz bu işin pik seviyesini 12 gün sonra 300 000’in yüzde onu bile enfekte olmuşsa 30 000x16=480 000 corona virüslü hastamız olacak demektir. Tabi istatistiklerimiz doğru söylemeye başlarsa.

Artık o saatten sonra şef garson faturayı kimin eline tutuşturur, o bilinmez. Zira bu akşam birileri sarayın faturasını kabul etmediler.

Ama sormak lazım.

-Bundan sonra bir fatura kesilecekse ve bu fatura dahiliye nazırına kesilememişse faturanın yeni sahibi kim olacak?

Aslında dün geceyi anlamak için Türk Tipi Cumhurbaşkanlığı Sistemini(TTCS) bir daha anlamaya çalışmak gerekir.

TTCS’nin en büyük özelliği açık koalisyonlar dönemini bitirip örtük koalisyonlar dönemini başlatmasıdır. Yani kabinede birçok parti, güç merkezi, kuş sürüleri var. Ama hiçbirinin ismi, cismi resmi değil. (Hakkını yemeyelim pelikan ismi çok dolaşıyor) Her güç merkezinin bir bakanı var, ayrıca bölüştürülmüş bürokratları var. Ama koalisyon örtük olunca haliyle tüm Türkiye Cumhuriyeti örtük bir şekilde yönetiliyor.

Tabi hal böyle olunca içerde birçok bilek güreşi, omuz kavgası oluyor. Ancak kim kiminle kavga ediyor tam anlaşılamıyor. Olayı sadece sarayın aydınlık dehlizleri biliyor. Zira sarayın elektrik faturası 2015’te 850 000 TL idi. Şu an herhalde 2 milyon vardır. Bu kadar elektrik tüketimi olan bir yerde herhalde kimse kavgasını karanlıkta yapmaz.

TTCS’nin bilinen ama resmi olmayan ortakları MHP, İP, BBP. Haliyle biz dün gece ne olduğunu bunların tepkisinden ölçmeye çalışacağız. Diğer güç odakları-ortakları kimlerdir, nasıl mesajlaşıyorlar onu bilmiyoruz. Tansu Çiller, Mehmet Ağar vb. devlet ricali işin neresindeler bilen biliyor, biz bilmiyoruz.

Dahiliye nazırının koalisyonda kimin bakanı olduğunu bilmiyoruz. Cumhurbaşkanın damadına omuz attığı halde yerini koruduğuna göre çok sağlam bir koalisyonun bakanı olduğu muhakkak.

Hatırlarsınız 2018’de damat ile bakan kavga etmiş, birilerinin aile hissiyatı kabarmış, bunun üzerine bahçeli “dahiliye nazırımız gerçek bir devlet adamıdır” demişti. Devlet derken herkes devleti anlamış olabilir ama ben daha çok devlet bahçeliyi anladım. Ve Cumhurbaşkanı aile içinde aldığı kararı tekrar gözden geçirmek zorunda kalmış ve görevden alma süreci tekrar ortadan kalkmıştı.

Şimdi gelelim dün gece oyunu kimler kurdu?

Dahiliye nazırı önce “panikle sokağa çıkma yasağı sarayın kararıdır” dedi.

Saray “sen nasıl Cumhurbaşkanını töhmet altına alırsın” diye kızdı.

Ve dahiliye nazırı “bu bedeli öder istifa ederim, peki sen hazır mısın” dedi.

Ve istifa geldi.

Örtük koalisyon ortakları telefona sarıldılar. Sanırım karşılıklı bazı hatıralarını da paylaştılar ve olmaz, onu alacak gücün yok dediler.

Yıllardır bütün bürokrasiyi itina ile dizayn etmiş bakan bir anda bütün bürokratlarını ayağa kaldırdı. Hatta saraya çok yakın bazı bürokratlar “ olmaz, olamaz” şeklinde ayağa kalkmışlardı.

Yani oyunu kuran, sonucunu da biliyordu.

“Bu işin sorumlusu saraydır” diyen ve şef garsona faturanın saraya kesileceğini söyleyen nazır. Böylelikle faturayı almamış, herkese yeni bir şey söylemişti.

Dahiliye nazırı ikinci adam değil, iki adamdan biriydi.

(Ne kadar çok “ama” kullanmışım. Ama hiç birşey göründüğü gibi değil ne yapayım)

Haber Azad Sitesi