Bir kere daha anlaşılıyor ki, kimilerinin kavram kargaşasından kurtulması zor, çok zor.
İşin tarihsel nedenleri olduğu kadar, günübirlik nedenleri de bulunuyor.
Tarihsel neden Tanzimat´tan başlayarak günümüze kadar uzanıyor. Burada tekrarlanacak olan fikir şu: Bu ülkenin entelijansiyası kendi özgün kavramlarını Tanzimat Fermanı ile yitirdi; fakat Batı fikriyatının kavramlarına nüfuz etmeyi de başaramadı. Tanzimat Fermanı´nda dermeyan edilen eşitlik fikri, bu zihinsel teşevvüşün başlangıcını oluşturur. Bizim eşitlik anlayışımız ile Batı dünyasının eşitlik anlayışı arasındaki uzlaşmaz (antagonist) zıtlaşma ve buna bağlı olarak kafa karışıklığı o gün bu gündür sürüp geliyor.
Günübirlik kafa karışıklığının nedenleri arasında acelecilik olduğu kadar, önyargılar, saplantılar, muhatabını anladığını kabul etmekle birlikte onu kendi perspektifine sığdırma çabası fakat bu çabada başarı sağlanamaması ön alıyor.
Temel mesele, bu ülke entelijansiyasına nasıl düşünüleceğini hatırlatmaktan geçiyor. Ne ki, insan zihni üflemekle açılmıyor. O kendine yardım etmedikçe ona haricen yardım edilemiyor.
Bütün bu algı yetersizliğinin üstüne bir de cehalet binince ayıkla pirincin taşını... Yiğit lakabıyla anılır derler ya, Ördek Ali o yiğitlerden değil... Lakabını sevmiyor. Bulut diyene, "Sen bana ördek dedin." diye küsüyor. ?Aman Ali ben sana ördek demedim, nerden çıkarıyorsun?? diyene Ali cevap veriyor: Buluttan yağmur olur, yağmurdan gölet olur, gölette ördekler yüzer, sen bana ördek diyorsun!
Şimdi bu idrakte olan, böylesine alıngan kafalı birileriyle hangi ortak zeminde buluşmanın imkânı aranabilir?
Milliyetçilik (Nasyonalizm: İster sağ, ister sol rengi taşısın.) kavramının Batı kaynaklı olduğunu bilmeyen, üstelik bu ülkeye tepeden inmeci (Jakoben) yöntemle getirildiğini, dolayısıyla bu ülkede salt ideolojik bir değer taşıdığını bilmeyen, bilmediği gibi anlama niyeti de taşımayan birine meramınızın ne olduğu acaba hangi dile müracaat edilerek anlatılır? ?Türk Milliyetçiliği ile Nasyonal Sosyalizm nasıl mukayese edilebilir?? itirazıyla defide bulunan biriyle konuşulacak ortak bir dil varsa öğrenmek isterdim!
Böylelerine dilimizde, ´hem kel hem fodul´ derler. Fodul, bilmediği halde üstünlük taslayan, kibirlenen kimse: bilmez, bilmediğini de bilmez... Eskilerin ´cehli mürekkep´ sıfatıyla tanımladığı tip...