Tarih: 08.01.2018 12:35

Önlisans mezunlarına ?askerlik süresinde indirim´ gündemde!

Facebook Twitter Linked-in

Bakan Dr. Faruk Özlü, Meslek eğitimini daha cazip hale getirmek için yaptıkları çalışmaları anlatırken, ?Meslek Yüksek Okulu (MYO- Önlisans) mezunlarına kısa dönem askerlik? taleplerinin gündemde olduğunu belirtti. Özlü ?Milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren MYO mezunlarına kısa dönem askerlik? taleplerinin gündemde olduğunu belirtti.

Bakan Özlü´yü muhabirimiz Neşat GÜNDOĞDU´yla birlikte ziyaret ettik ve geniş kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.

-2019´a doğru? Seçim ortamında bürokrasi yavaşlar, piyasa aktörleri ?bekleme? moduna geçer?..

Faruk Özlü: Allah´tan ki 2018´de seçim yok. Dolayısıyla biz bu yıl tam zamanlı gece gündüz çalışacağız. Güzel bir program yaptık. Geçen altı ayın programını gözden geçirdik. Pazartesi günü (bugün) Bakanlar Kurulu Toplantısı Külliye´de olacak. Sayın Başbakanımız 2017 yılı için bir değerlendirme yapacaklar. 2017 yılında neler yaptık, 2018´de neler yapacağız?  Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında gerçekleştirilecek olan Bakanlar Kurulu Toplantısı´nda bunları hep konuşacağız.

 -Küresel markalarımızın ?pek´ olmamasının sebebi ne Sayın Bakan?

Özlü: Sanayicilerimiz daha çok lisans altında üretim yapmayı düşünmüşler? Bu da ?daha az riskle iş yapma kültürü?ne dayanıyor. Türkiye üretim yetenekleri konusunda gerçekten mesafe kat etti fakat üretimdeki kâr marjları sınırlı. Esas parayı kazandıran mühendislik ve tasarım faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan ürün, marka değeridir. Sattığımız ayakkabının ortalama birim fiyatı 50 Euro, İtalyanların sattığı ayakkabıların birim fiyatı ise 400 Euro. Fark, tasarım ve özellikle marka farkı. Türkiye´nin niye ?arzu edilen´ sayıda kendi tasarımları ve markaları yok. Markalar özgün tasarımlardan doğar. Yani tasarım size aitse, özgünse IP (Patent Hakkı) hakları size aitse o zaman marka doğar. Bir de markanın ticarileştirme boyutu var.  Mesela, bir otomobili tasarlamak için bir milyar dolar harcıyorsanız, bunu, marka yapmak için en az beş katı harcamanız gerekiyor. Aslında Türkiye´nin bazı markaları var, yok dersek yanlış olur ama en çok eksiğimiz nedir derseniz, markalarımız yeterince yok.

Genel Yayın Koordinatörümüz Serdar Arseven´in sorularını cevaplandıran Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü önemli açıklamalarda bulundu.

 

?TEKNOLOJİ TRANSFERİ SÜRECİ TAMAMLANDI, ŞİMDİ TEKNOLOJİ ÜRETME VAKTİ?

-?Kültür´ dediniz biraz evvel Sayın Bakan, o kavram belki de bel kemiği?

Özlü: Türkiye, teknoloji transferi sürecini geçtiğimiz 50-60 yıl içerisinde tamamladı. Hedef, teknoloji üretmek. Teknoloji transferinde, parasını veriyorsunuz, teknolojiyi ithal ediyorsunuz. En ileri teknolojiyi size vermezler, o bir üstünlük vesilesidir. Yani en ilerisi kendisinde, size transfer ettiği teknoloji ise bir geride olan. Bunu da para karşılığı veriyor. Dolayısıyla ?Bir noktadan sonra teknoloji transfer edilemez, teknoloji üretilir.? diye düşünmemiz lâzım. Türkiye özellikle son 15 yılda çok büyük mesafeler aldı. Teknoloji transferi ile değil de teknoloji üreterek, özgün sistemleriyle üstünlük sağlamak gerekiyor.  Teknolojinin arka bahçesi bilgidir. Bilgi üreten teknoloji üretir. Birisi üretiyor diğeri satın alıyor. Veren el alan elden üstündür. Elbette teknoloji verenler alanlardan üstün. Teknoloji üretmek için önce bilgi üretmeniz lazım. Özellikle bilgi dediğimiz yerde, bilimsel kapasite gündeme geliyor. Teknoloji üreten bir ülke olmamız için özellikle üniversitelerimizin bilimsel kapasitelerinin geliştirilmesi, üreten bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Bilim dediğimiz alan çok geniş, toprak gibi. İçinde her türlü mineral maden var, çok zengin. Toprağa diktiğimiz bir ağacı teknoloji olarak düşünün. Ağaç var 5 kilo elma veriyor, ağaç var 50 kilo elma veriyor. Cinsine bağlı. Üzerindeki meyvesi de sanayi? Bilimin çıktısı teknolojiye, teknolojinin çıktısı sanayiye girdi olacak şekilde bir strateji ve politika benimsiyoruz. Bilimden teknoloji üretmezseniz dışarıdan transfer etmeniz gerekir. Dışarıdan transfer edilen teknoloji de bir noktaya kadardır. Meyvesiz ağaç istemiyoruz. Toplumun ekonomik ve sosyal kalkınmasına fayda sağlamayan bilimsel faaliyetlerin, ar-ge faaliyetlerinin bizimle çok alakası olamaz. Bilim, teknoloji ve sanayi arasında kuvvetli bir bağ tesis eden, birinin çıktısı diğerinin girdisi olacak bir modeli benimsiyoruz.

?DÜŞÜK KATMA DEĞERLİ ADAMLARLA YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLER ÜRETEMEYİZ!?

- Ekonomimizin üniversitelerimizden daha fazla istifade etmesini nasıl sağlayacağız, üniversite gücünü yeterince kullanabiliyor muyuz?

Özlü: Bakanlık olarak hem YÖK ile hem üniversitelerle hem teknoparklarla hem de organize sanayi bölgeleriyle yakın ilişkilerimiz var. 308 OSB var Türkiye´de, biz her bir OSB´de teknik bir kolej açmak üzerine bir program yürütüyoruz. Geçen sene bunu 5 ilde başarabildik. İnşallah bu sene 15 ilde başaracağız. Özellikle yüksek katma değerler üretebilmek için nitelikli insan gücüne ihtiyaç var. Düşük katma değerli adamlarla yüksek katma değerli ürünler üretemeyiz. Eğitimden başlamamız gerekiyor. İşin temeli eğitim. Özellikle gittiğimiz her organize sanayi bölgesinde her sanayici arzu ettiği, istediği vasıflarda personel bulamadığını ifade ediyor. Milli Eğitim Bakanlığımızın işi çok fazla. Milli Eğitim Bakanlığımızda 17 milyon öğrenci 1 milyon öğretmen yani 18 milyonluk topluluk var. Bakanlığın, bunların sorunları arasında özel konulara eğilmesi zor. Biz burada bir katkıda bulunmak istiyoruz. Yani sanayimizin ihtiyaç duyduğu vasıflardaki insanın yetişmesine katkı sağlamak istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol imzaladık. 300 organize sanayi bölgesine 300 teknik kolej kuruyoruz. Bu kolejlerin yönetimi OSB´lerde olacak. Bu kolejlerde bir yıl yabancı dil okutulacak. 4 yıl hem sahada, fabrikalarda iş eğitimi hem de okulda teorik eğitim görecekler. Bu çocukların çıktıktan sonra iş sorunu yok. Milli Eğitim Bakanlığı, sanayicinin istediği vasıflarda eğitimli eleman yetişmesi için müfredatı da ona göre ayarlayacak. Örneğin tekstil ağırlıklı OSB´deki okulda tekstil teknisyenleri ağırlıklı bir program. Metalürji ağırlıklı OSB´de çocuklar ona göre ağırlıklı eğitim alacak.

MYO MEZUNLARI İÇİN ?ASKERLİK SÜRESİ İNDİRİMİ? KONUŞULAN BİR KONU

 -Meslek Yüksek Okulu mezunları da üniversite mezunları ama askerlik bakımından ?süre? avantajları hiç yok?.

Özlü: Bunu biz birkaç defa görüştük. Üniversite mezunlarından ziyade, aranan eleman dediğimiz, ara eleman-nitelikli personel ihtiyacımız var. Hastanelerin doktordan fazla hemşire ihtiyacı var. Bana bir iş adamı geldi, ?Ben bir mühendise 4 bin, bir teknisyene 6 bin lira ödüyorum.? dedi. Almanya´da mesleki eğitime giden 7.8 milyon genç var. Türkiye´de ise 1.7 milyon. Bizim yetiştirdiğimiz elemanlarla, sanayide ihtiyaç duyulan kişiler örtüşmüyor. Sanayici kaynak uzmanı ya da CNC operatörü istiyor, biz düz lise mezunu yetiştiriyoruz... Dolayısıyla bunu örtüştürebilirsek işsizliğin azalmasına da ciddi katkı sağlayacağı kanaatindeyim.

- Meslek Yüksek Okulu´nu bitirene askerlik süresi bakımından bir indirim sağlansa?Bu konuda çok yazdık?

Özlü: Bu konuşulan bir konu. Milli Eğitim Bakanımızla Sivas´ta yapılan bir toplantıda bu konu konuşuldu ve Sayın Bakanımız not aldı, ?Bu şekilde bir düzenleme yapalım? diye. Bu konu gündemde? Gündemde olan bir konu, (ilginizden dolayı) teşekkür ediyoruz Serdar Bey. 

- Bütün meslek liselerine bir yıl yabancı dil hazırlık konulması da çok iyi olmaz mı?..

Özlü: Eskiden Motor Sanat Okulları vardı. Bir de Teknik Öğretmenler vardı. Türkiye´de bir sanayi altyapısı varsa bunun gelişmesine bunlar çok önemli katkılar sundular. Bunlar mühendis değillerdi belki ama teknik konuları çok iyi kavrayan arkadaşlar. Motor sanat okuluna eskiden imtihanla girilirdi, öyle herkes yazılamazdı. 28 Şubat sürecinden sonra bu meslek liselerinin itibarı azaldı. Şimdi, hiçbir yere gidemeyen çocuklar sanat okuluna gitme durumunda kalıyor. Bu iyi bir şey değil. O yüzden biz ?Teknik Kolej? diyerek daha cazip bir şey sunmak istiyoruz. Teknik kolejler, özel okul. OSB yönetecek. Milli Eğitim Bakanlığı bunları özel okul desteklerinden istifade ettirecek. MEB, OSB´ler şehrin dışında kaldığı için öğrencilerin servis ücretlerini karşılıyor, yemek ücretlerini karşılıyor. Öğrenci başına da 4.200 ile 4.600 arasında bir destek veriyor. Biz de teşvik etmek için Bakanlık olarak bu okulların kuruluşu ve teçhizatını karşılıyoruz.

 ?MİLLETİMİZ YERLİ OTOMOBİLİ SAHİPLENDİ?

-Yerli Otomobil konusu Sayın Bakan? Birilerinin bu projeyi hafife aldığına dikkat çekmiştiniz?

Özlü: O, Meclis´teki bütçe görüşmeleri sırasında oldu. Milletvekillerinin bir kısmı hem Bütçe Plan Komisyonu´nda hem de Genel Kurul´da projeye çok inanmadıklarını söylediler. Bir arkadaşımız, ?Beşi birbirine benzemez adamları bir araya getirdiniz!? ifadesini kullandı. Bir diğeri, ?Yıllardır otomobil yapacağız diyorsunuz, uçak da yapamadınız!? gibi söylemlerde bulundu.  ?Türkiye´nin Otomobili?, Yerli Marka Otomobil Projesi toplumun sahiplendiği bir proje. Milletimiz bu projeyi sahiplendi. Nereye gitsem bu proje soruluyor. ?Beni de listeye yazın? diye sipariş verenler oluyor. Dolayısıyla milletimizin sahiplendiği, özlem duyduğu bir proje. Muhalefetteki bazı milletvekillerimiz, milletimizi çok tanımıyorlar. Çünkü milletin teveccühü ile bunların söylemleri farklı. Son 50-60 yıl içerisinde Türkiye´de otomobil ana ve yan sanayisinde çok ciddi mesafeler aldık. 2017 otomotiv sanayi ihracatımızın yaklaşık 28 milyar dolar olmasını bekliyoruz. 28 milyar dolar ihracat yapan bir ülkenin, dünyanın en prestijli otomobil firmalarına parça üreten ve satan bir ülkenin kendi markası olması lazım. Türkiye bir marka oluşturma çabasında bulunmazsa yanlış olur. Zamanlama bakımından son derece önemli bir dönemde bu işe giriyoruz. Otomotiv sanayisinde ciddi bir dönüşümün başındayız. Artık içten yanmalı motorların sonuna geliyoruz. Önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde piyasada ağırlıklı olarak elektrikli otomobiller olacak. Hem karbon emisyonu hem yakıt tüketimi düşük hem de ileri teknolojiye haiz olması bakımından zamanlama son derece doğru. Belki de Türkiye´de ilk defa oluyor. ?Otomotiv sanayinde ben varım, ben yatırım yapabilirim, ben bu işi istiyorum!? diyen aşağı yukarı bütün şirketlerimizin içinde olduğu bir konsorsiyum var. ?Ben varım? dediği halde dışarıda kalan hiç kimse olmadı. Sayın Cumhurbaşkanımız ?Ben varım, Ben bu işe para yatırırım? diyen herkesi kucakladılar. Çok da güzel gidiyor çalışmalar. Başarılı olacağımızdan yüzde yüz emin olabilirsiniz. Hiç endişe etmeyin, Türkiye bunu başarır. Kendi insansız hava aracını yapan, kendi helikopterini yapan, kendi tankını, zırhlı aracını yapan bir ülke, kendi otomobilini de yapar.

?YERLİ OTOMOBİL RAKİPLERİNDEN DAHA KALİTELİ VE DAHA UCUZ OLACAK?

-?Yerli Otomobil? denince? Ne kadarı yerli? Nasıl anlamalıyız?..

Özlü: Yapacağımız ?Türkiye´nin Otomobili Projesi?nde bütün fikri ve sınai hakları Türkiye´ye ait olan bir otomobil olacak. Her şey yüzde yüz burada olacak gibi düşünülmesin. Ama sahibi biziz. Dünyadaki rakiplerinden daha kaliteli ve daha ucuz bir otomobil yapmaya çalışacağız. Küresel başarı hedefliyoruz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —