AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, NTV yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, silah bırakma etkinliğinden bir gün sonra, yani 12 Temmuz Cumartesi günü tarihi bir açıklama yapacağını söyleyen Çelik, “Cumhurbaşkanımız Cumartesi sabahı tarihi bir konuşma yapacak. Bütün vatandaşlarımızı o açıklamayı dinlemeye davet ediyorum” dedi.
“Süreç fiziken başladı”
Ömer Çelik, terörsüz Türkiye sürecinin öngördükleri şekilde devam ettiğini ifade etti, “Birkaç gün içinde bunun gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Artık süreç fiziken başlamıştır anlamına geliyor. Öncelik Irak olarak belirlenmiş durumda. Irak’taki silah bırakma süreciyle Suriye’deki farklı olacaktır. Kesinlikle üçüncü bir gözün devreye girmesini istemiyoruz. Bu bir Türkiye Cumhuriyeti projesidir. Terörsüz Türkiye bölgede tüm etnik gruplar için ilham kaynağı olacaktır” dedi.
Silah bırakma sürecinin üç-beş ayda tamamlanması gerektiğini vurgulayan Ömer Çelik, “Üç-beş ayı aşarsa provokasyonlara açık hale gelir” diye devam etti.
“Meclis’in devreye girmesi kıymetli”
Meclis komisyonunun, PKK’nın feshi ve silah bırakmayla ilgili yol hazırlığını yapacağını belirten Çelik, şöyle konuştu:
“Muhalefetin eleştirilerinden yararlanmaya çalışıyoruz. ‘İhanet’, ‘taviz’ gibi söylemler doğru bir şey değil. Devletin temel değerlerinde müzakere söz konusu değil. Burada odağımızı kaybetmeyelim. Tabii ki herkesin fikrine ve desteğine ihtiyaç var ama bunu siyah-beyaza çevirmemek lazım. Şehitlerin hatırasına gölge düşürecek hiçbir şey olmayacak. Sonuçta devletimiz ve milletimiz için bir yol vuracağız. Meclis’in bu şekilde devreye girmesi çok kıymetli. Bunu sakin bir şekilde tartışalım.”
Irak ve Suriye’de süreç nasıl ilerliyor?
Ömer Çelik, Irak’ı temsil eden tüm unsurların sürece destek verdiğini söyledi, “Suriye’de yaklaşımımız şu: Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü olsun. Tek bir ordusu olsun. Suriye’nin PKK’sı SDG’nin silah bırakması orduya entegrasyon yöntemiyle olabilir. SDG’nin Suriye’ye entegrasyonu tamamlanmalı, SDG ordunun bir parçası olmalı. SDG’ye tavsiyem süreci hızlandırmaları yönünde. SDG’de silah bırakma süreci gerçekleşmediği takdirde orası hem Suriye için hem de Türkiye Cumhuriyet için bir tehdit unsuru haline gelecektir. SDG’nin Suriye ordusunun bir parçası olması gerekir. Büyük güçler sonuna kadar burada kalmayacaklar. Biz istiyoruz ki halklar burada birlikte yaşasınlar. Büyük güçler gittiğinde herkesin hamisi Türkiye olacaktır” dedi.
Kaynak: medyascope.tv