AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un Dünya gazetesinde Maruf Buzcugil ve Canan Sakarya’ya verdiği mülakatı baştan sona okudum.
Kurtulmuş’un iki sıfatı var; partisinin genel başkan vekili; bu sıfatıyla tabii partisinin propagandasını yapıyor. Kurtulmuş aynı zamanda iktisat profesörü, konuşmalarında akademik kavramlara yer veriyor.
Bu mülakatında partisini savunurken artık ayağa düşmüş trol dilini ve cılkı çıkmış hamaset söylemini kullanmamış. “Dış güçler” demagojisi yapmıyor. “Ekonomimiz saldırı altında” demiyor. “Faiz sebeptir” gibi ideolojik sözler etmiyor.
Dilerim, Kurtulmuş’u okuyan Ak Partililer, bu demagojik ve hamasi kavramların sadece siyasi propaganda için söylendiğini fark ederler.
‘ORTODOKS’ POLİTİKALAR
Mülakatta Buzcugil ve Sakarya ‘ortodoks politikalar’ı sormuşlar. Biliyorsunuz, Bakan Nurettin Nebati “ortodoks politikaları terkettik..” demişti. Kurtulmuş ise böyle bir soru sorulmamış gibi, cevap diye neo liberalizm eleştirisi yapıyor!
Zira biliyor ki, “ortodoks politikaları terkettik” dese, dünya ekonomi camiasına ‘keyfî ekonomi’ mesajı vermiş olacak… Aksini söylese Bakan Nebati ile ters düşmüş olacak… Neo liberalizm eleştirisiyle soruyu geçiştirerek Bakan Nurettin Nebati’yle çelişmekten de maharetle sakınmış oluyor.
Kurtulmuş, gelir dağılımını neo liberal politikaların bozduğunu, orta direğin eridiğini söylüyor. ‘Neo liberal’ kavramı üzerine tartışılabilir ama şu soruyu sormak lazım: Gelir dağılımını bozan, orta sınıfı eriten politikaları Türkiye’de kim uyguladı ve bunlar hangi politikalardı?
Türkiye’de gelir dağılımın ‘daha da’ bozulması 2014’ten itibarendir ve bu dönemdeki politikalar neo liberal değil, “faiz sebeptir” iddiasının başladığı ‘heterodoks’ politikalardır.
‘HETERODOKS’ POLİTİKALAR
Ecevit hükümeti dönemindeki 2001 reformlarının mimarı Kemal Derviş’ti. TÜİK verilerine göre, Derviş 2001 yılında eksi yüzde 5.7 küçülmüş olan ekonomiyi, yapısal reformlarla 2002 yılında 6.2 büyümeye ulaştırmıştı. AK Parti iktidarına reforme edilmiş bir ekonomi devretmişti.
Sayın Kurtulmuş, Kemal Derviş’in kendi reform programı hakkında “sosyal tarafı eksik” dediğini söylüyor; bugünkü feci gelir dağılımı bozukluğunun sebebi Derviş’in programıymış gibi...
Halbuki arada 20 yıllık bir AK Parti iktidarı var! İktidarın ilk on yılında hem büyüme dinamiktir hem gelir dağılımında iyileşme trendi vardı. Güçlenen AK Parti 2001 seçimlerinin ardından adım adım, hem otoriterleşmeye hem “heterodoks” politikalara yöneldi, sorunlar derinleşmeye başladı.
O sırada ortaya çıkan sorunları, Sayın Kurtulmuş HAS Parti lideri olarak dile getirmişti.
Prof. Şevket Pamuk, Daron Acemoğlu, Kemal Derviş ve sanayici Rahme Koç gibi isimlerin de 2014-2016 arasındaki açıklamaları ufukta işaretleri beliren krize ilişkin erken uyarılardı.
Ama iktidar bildiğini okumaya devam etti, bugünkü duruma geldik…
‘VASAT’ PERFORMANS
Amacım polemik değil… Yaşanmışlara laboratuvar gibi bakarak önümüzdeki dönem için dersler çıkarmak istiyorum: Bütün iktidarlar döneminde kamu borçlarını aşırı arttırmak, Merkez Bankası’nın kaynaklarını tüketmek, dış açığı aşırı büyütmek, kurumların kalitesini düşürmek daima krizlerle sonuçlandı…
Sayın Kurtulmuş’un da iyi tanıdığı hocaların hocası merhum Prof. Merih Celasun’un makalelerinde bu ‘sarmal’ çok iyi anlatılır.
‘Dindarların’ farklı olacağı sanılırdı, dünya nimeti karşısında farklı olmadıkları görüldü. Aynı ‘sarmal’ bizi yine ekonomik küçülmeye düşürdü!
İki adım büyüme, bir adım küçülme, bu sarmal sürüp gidiyor.
Dahası, Turgut Özal’ın 1980, Kemal Derviş’in 2001 reform paketi gibi elde kapsamlı bir program yok. İşte Eylül 2020’den bu yana “acı ilaç”, ardından “rekabetçi kur” şimdilerde de “liralaşma” diye birbirini tutmayan politikalar uygulanıyor.
Krizler elbette er veya geç aşılıyor. Ama bu sarmal Türkiye’yi “vasat” performansa mahkum ediyor. Prof. Şevket Pamuk, “Türkiye’nin 2000 Yıllık İktisadi Tarihi” adlı kitabında anlatır bu “vasat” performans sorunumuzu.
Niye bir Güney Kore olamadık, belli değil mi?
Hamasete değil, ‘ortodoks’ iktisada, rasyonel kurumsal politikalara ihtiyacımız var.