Tarih: 24.12.2019 14:49

Nobel Ödüllü Faşistler

Facebook Twitter Linked-in

1896 tarihinden bu yana sözde Alfred Nobel’in vasiyetine binaen fizik, kimya, edebiyat, tıp alanında başarı kat etmiş kişiler seçiliyor ve bu kişilere Nobel komitesi tarafından ödül veriliyor. Ancak sahnenin arkasında nelerin hedeflendiği, ödül verilecek kişinin ne ye göre belirlendiği bilinmiyor. İşin ilginç yanı ödüller küresel kapitalist sistemin ekmeğine yağ sürmüş ya da bir şekilde bu kareye çekilerek kullanılmak istenen kişilere veriliyor. Ödülü hazırlayanların arka plandaki niyetlerini bilip, reddedenler olsa da çoğu kişi ödülü almanın kendisi için bir ayrıcalık olduğuna inanıyor.

Geçtiğimiz günlerde yine gündemde Nobel ödülüne layık görülen faşist bir yazarın talihsiz açıklamaları yer almaktaydı. Hatırlayacağınız üzere Srebrenitsa’da onlarca kişi tuzağa düşürülerek katledilmiş, kadınlar dul, çocuklar yetim bırakılmıştı. Srebrenitsa’da yaşanan soykırımı inkâr eden Avusturyalı faşist yazar Pete Handke, “Müslüman Boşnakların kendi kendilerini öldürdüklerini ve suçu Sırpların üzerine attıklarını” savunmuştu. Bu açıklamalara tanıklık eden insanlarımızın Handke’nin Nobel Ödülü’ne layık görülmesini niçin yadırgadıklarını anlamakta güçlük çektim. Filistin’de, Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da onlarca insanı katleden, çocukları boğazlayan, kadınların ırzına geçen ve ağzı süt kokan bebeklerin rızklarına konan zorba zihniyetler ve onları temsil eden kuruşlar kimi ödüllendirecekti ki? Kapitalist zihniyetin temsilcileri hak ve adalet diyen dava adamlarını mı ödüllendirecekti? Sanatı ile bilimsel çalışmaları ile teknolojide açtığı çığır ile insanlığa hizmet eden muvahhit, mücahit kişileri mi ödüllendirecekti? Yoksulları doyuran, kimsesizlere kol kanat geren şefkat yürekli kişileri mi ödüllendirecekti? Hayır, hayır kapitalist sistemin temsilcileri bunu yapamazlar, yapmaya güç yetiremezler. Onlar ancak yandaşlarını ya da yandaş olmaya aday kişileri ödüllendirirler.

İnsanlar faşist bir yazarın Nobel Ödülü ile gündeme gelmesini tartışırken Sartre gibi Boris Pasternak gibi ödülün neye hizmet ettiğini fark edip reddedenleri düşündüm. Onlar bunun politik bir tuzak olduğunun farkındaydılar o yüzden tereddüt etmeden geri çevirdiler.

Hatırlayacağınız üzere Rus yazar Pasternak, 1958 yılında kendisine verilecek ödülün arka planında Rusya’yı karıştırma niyetinin olduğunu söyleyip şöyle bir mektup kaleme almıştı: “Nobel Ödülü’nün bana verilmesinin çok çirkin sonuçlara varan siyasi amaçlı bir karar olduğu kanısına varınca kimsenin zorlamasıyla değil kendi irademle ödülü reddettiğimi belirtirim.” 1964 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Sartre de aynı gerekçe ile ödülü geri çevirmişti. Sartre bu dönem Fransa’nın Cezayir’e karşı yürüttüğü sömürü savaşına karşı çıkmakta ve eleştiriler yöneltmekteydi. Kendisi ödülü reddetme gerekçesini bir gazeteye verdiği demeçle şöyle açıklar: “Ben resmi payelere her zaman dirsek çevirdim. Siyaset ya da edebiyat meselelerinde bir tutumu benimseyen yazar bence ancak kendi imkânlarını yani kalemini ve kâğıdını kullanmalıdır.”

Çeşitli sahalarda başarı kat etmiş fakat kültürel kimliğini oluşturamamış, kendine bir yön tayin edememiş kişiler için ödül büyük bir imkân olarak görülebilir. Ancak biz şunu biliyoruz ki onlar tavırlarını hak ve adaletten yana alan kişileri hiçbir şekilde ödüllendirmezler. Açıkçası zaten bu kişilerin de bu acizlerin ödülüne ihtiyaçları yoktur.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —