Tarih: 01.04.2020 21:06

Nihat GÜR; Bir Musibetin Gölgesinde Kibir ve Acziyet

Facebook Twitter Linked-in

“Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden engelleyeceğim. Onlar her ayeti görseler bile ona inanmazlar; dosdoğru yolu (rüşd yolunu) da görseler, yol olarak benimsemezler, azgınlık yolunu, gördüklerinde ise onu yol olarak benimserler. Bu, onların ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil olmaları dolayısıyladır.” (Araf Suresi/146)

İnsanoğlu sıkıntı ve acziyet içerisinde iken dua ettiği gibi, güç, iktidar, sıhhat ve bolluk zamanlarında da dua ve şükrü eda edebilseydi, yeryüzü adaletin ve iyinin hakimiyetinde olurdu.

Acziyet, kibir ehline eninde sonunda musallat olur ve hükmün kime ait olduğunu en yalın ve en basit şekli ile yaşatır. Gücün mal, makam, teknoloji ve silahta olmadığını bir musibetin gölgesinde temaşa etmekteyiz. Yeryüzünün kibirli müstekbir devletlerinin nasıl bir acziyet içerisinde olduklarını ibret ile izliyoruz.

Uygarlık denen şeyin, sadece maddi, teknolojik ve bilimsel gelişme ile olmadığını tüm insanlık anladı. İnsanlığın huzur, güven, refah ve medeniyet kaynağının ilahi hükümlere itina ile uyulması gerekliliği idrak edildi. İnsanlık ailesinin bir bütün olduğu ve ilahi hüküm gereği herkesin herkesten mesul olduğu hakikati tüm çıplaklığı ile mühürlendi.

Dünyanın sözde en güçlü devletlerinin son toplantılarında aldıkları karar; “Tüm devletler pandemiye karşı en zayıf devletleri de sahiplenmek zorunda.” Bugüne kadar sömürülen ve yok hükmünde sayılanlar niye kıymete bindi. Çünkü bu virüs, bu musibet tüm dünyada etkisiz kılınmadıkça kimse garantide olamayacak. Ve sözde en güçlü devletler tüm müstekbir kibirleriyle birlikte acziyetlerini itiraf etmiş oldular. Gözle görülmeyen bu musibet tüm insanların eşit olduğunu insanlığa haykırmış oldu.

Basit imkanlarla bir çok musibetin def edilebileceği ama bunun için yaratılış hakikatinin hükümlerinden olan, güzel ahlak ve inanç ile duru olan güçlü bir iradenin olması gerekliliği malumun ilanı oldu. Elleri ve yüzü düzenli yıkamak, elbiselerini temiz tutmak, içecek ve yiyeceğin temiz ve helal olanından tüketmek vb. basit görünen ama sıhhatli yaşam için mühim olan değerler yeniden insanlığa kendini kabul ettirdi. Günde en az üç defa veya beş defa alınan abdestin önemi kendini tüm çıplaklığı ile gösterdi.

Korona virüsü doğal bir virüs değil de laboratuar eseri de olabilir. Bu musibet olması gerçeğini değiştirmez. İnsanlık bir musibet ile yeni bir çağa ve yeni bir yaşam tarzına yol alıyor veya zorlanıyor. İnsanlar ibret alıp insanlık aidiyetlerimizin ortak paydasında birleşip öze dönüşü gerçekleştiremezlerse, insan suretindeki iblisler bu kaostan karlı çıkacaklardır. Yeryüzünün her yerinde güçlü bir erdemliler ittifakı oluşmalı ve nasıl ki, iblisi güçler birbirinden haberdar iseler, adalet ve erdem düzeninin tüm tarafları da birbirinden haber olabilecek imkanları oluşturmalıdır.

Gözle görülmeyen bir virüs dünyanın tüm yapay sınır ve değerlerini hak olduğu şekilde anlamsızlaştırdı. Tüm insanları eşitledi ve yeryüzünün asıl sahibinin beşer olmadığını, ilahi adalet ve güzel ahlakın hakim olması hakikatini mesaj olarak iletti. Akıl sahipleri ibret alır mı, onu zaman gösterecek.

“ İnsana bir zarar geldiği zaman, yan yatarak, oturarak veya ayakta durarak (o zararın giderilmesi için) bize dua eder; fakat biz ondan sıkıntısını kaldırınca, sanki kendisine dokunan bir sıkıntıdan ötürü bize dua etmemiş gibi geçip gider. İşte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler güzel gösterildi.” (Yunus Suresi/12)

İnsanlık kaybedince adaleti, kaos ve musibet almış olur daveti. Zalimin zulmünün yanında, menfaati için mazlumun çığlıklarına sağır kalanlar da bu davetin iştirakçılarıdır. Dünya da haklılık güç ile ölçüyor olmuş, gücün varsa haklısın. Haklılık hiçbir anlam ve güç kazandırmıyor, mustazaflar gücün sömürgesi ve değersiz iş gücü olarak görülmekte. Zayıf toplumların hak ve değerleri hiçe sayılmakta, yer üstü ve yer altı tüm kaynakları tam bir talan ve yağma ile sömürülmekte. Gücün kibri ve iblisi zihniyetin zulmü yeryüzünü kan gölüne çevirmiş halde iken musibet ve bela yağmayacakta, rahmet ve bolluk mu olacak.

Mazlumlara huzur vermeyen zalim sistem veya sistemler de ilahi adalet ve güç ile acziyeti her yönü ile yaşayacaklardır. İlahi adaletin tecellisi olan küçük ebabil kuşlarının maddi imkan olarak güçlü görünen koca fil ordusunu biçilmiş ekinler misali yenilgiye uğrattığı ile dalga geçenler, uzay/teknoloji çağı dedikleri zaman diliminde, insana, doğaya, bilime ve teknolojiye hükmettiklerini iddia eden müstekbirlerin nasıl aciz ve biçare olduklarına şahitlik etmektedirler.

Güç/iktidar adalete ve hakkaniyete hizmet etme aracı olmadığı zaman, zulmün karanlığında kendini hüküm sahibi zanneder. Yani iblisi kibrin pislik çukurunda kendini en üst yerde olduğuna ikna eder ve haşa ilahlık iddiasında bulunur. O çukurda aynı zihnin paydaşları bulunduğu için kendilerini elit ve seçilmiş olarak görürler. Ta ki, hükmün asıl sahibi, alemlerin Rabbi olan Allah onları yaşam döngüsünün en zayıf görünen güçlerinden biri ile ya terbiye ya da helak edene kadar.

Elbette, musibetlerde zalimlerin yanında zulme sessiz kalanlar, zulme rıza gösterenler ve zulme karşı hiçbir eylemsellik geliştirmeyenlerde paylarını alacaklardır. İnsanlığın yeni bir şafağa yol aldığı bu musibetin sonrası iyi insanlar tarafından nitelikli olarak idrak edilmelidir. Ya çipler ile yönetilen birer biyolojik varlık olacağız ya da insanlık idrakını koruyan cesur insanlar olarak hakikat düzenini yeniden inşa edeceğiz. Erdem ve cesaret sahibi olan her insan bu ortak güce katkı sunmak ile mesuldür.

İnanç, düşünce, ideoloji her insanın kendi edinimidir ve diğerine karşı tahammül sahibi olduğu sürece varoluşun bir değeridir. Erdem ve tahammül sahibi insanlar, insanlığın geleceği için ortak payda hareketini yeryüzü sathında, zincirin halkları gibi birbirine kenetleyerek güç sahibi kılmalıdırlar.

Güç, adalet ve erdem sahibi insanlarda ve birlikteliklerde olmalıdır ki, yeryüzü huzur ve bereket ile tüm insanlığı olması gereken şekilde kucaklasın.

Müstekbirlerin küresel istikbar gücü, mazlumların güçsüzlüğünden değil, onların ortak payda hakikatlerinde ittifak edemeyişlerinden gelir. Bu virüs bahanesi ile insanlar tamamen bireyselciliğe adapte edilmektedirler. Elbette, sıhhatimiz için gerekli tedbirleri alacağız ama çeşitli algı operasyonları ile dünya genelinde yeni düzene karşı insanlık birey olmaya yönlendirilmektedir.

Sistemler karşılarında hiçbir zaman örgütlü insan toplulukları istemezler. Yıllardır hazırlığı yapılan yenidünya düzeni kesinlikle karşısında oluşacak olan ne farklı devlet örgütlenmelerine ne de sivil toplum örgütlenmelerine asla yaşam hakkı tanımayacaktır. Bu hakkı ve gücü ancak cesur ve güçlü iradeye sahip bireylerin oluşturduğu toplulukların birlikteliği varedecektir. Bu her zaman imkan dahilindedir, yeter ki inanç, cesaret ve tahammül ile birbirimizi sahiplenmeyi bilelim.

Her musibet insanlığa ibret ve yeni bir başlangıç için fırsatlar ve imkanlar sunar. İnsanlığın bu virüsten sonra yeni bir başlangıç yapması için biz Müslümanlar öncülük paydaşlığında ciddi sorumluluklar üstlenmeliyiz. Elimizdeki ilahi kaynak bunun için bizlere güçlü doneler ve bilgi kaynağı sunmaktadır. Kur-an’ı Kerim ve Resulullah’ın sahih sünneti ile insanlığı bu kargaşa ve korku tünelinden aydınlığa ulaştırmada güçlü ve etkin bir paydaş olabiliriz.

Kibir ve zulüm ile musibetleri davet eden zalim dünya düzeninin karanlığından, insanlığı vahyin nuru ile hakikat düzeninin aydınlığına taşımanın öncü güçlerinden biri olacağımızdan eminim. Yeter ki, aslımıza rücu edip, tefrika alanlarımızı karantinaya alıp, ana kaynaklarımızın berraklığında ittifak edelim.

Rabbim bu korona virüsünün musibetlerinden ders çıkarmamızı, halis bir kalp ile tövbeye yönelmemizi, vahdet ile birlik olmamızı, ilahi emirlere tüm benliğimiz ile ram olmayı, sonrasına cesaret ve iman ile hazırlıklı olmayı nasip eylesin.

Rabbim bu musibet karşısında, zulmünden vazgeçmeyen zalimler, insanlığı fesada ve ifsada taşıyanlar hariç, tüm insanlığın yar ve yardımcısı olsun. Yarınların güzelliği güzel ahlak sahibi olan iyi insanlar tarafından ilmek ilmek dokunmaktadır inşallah.

             Ufkumuz Haber Sitesi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —