Nezaket, çalışkanlık ve abiliğe uğurlar olsun

İbrahim Kahveci, birkaç gün önce vefat eden İBB "eski" başkanı Kadir Topbaş'ın, siyasette ve yerel yönetimde bıraktığı iyi ve güzel izleri, bu gün ortada bulunan yanlış anlayışlarla kıyaslayarak bir değerlendirmede bulundu.

Nezaket, çalışkanlık ve abiliğe uğurlar olsun

Dün ebediyyete uğurladığımız Kadir Topbaş, sadece İstanbul’un unutulmayacak belediye başkanı değil, bir nezaket, üslup, ölçü, efendilik ve çalışkanlık örneğiydi. Siyasette benzeri az bulunan hatta artık bulunmayan değerli bir insandı. Yokluğu, bu ülke için gerçek bir kayıp olacaktır.  

Dünyayı hasta eden virüsün onu da aramızdan alıp götürmesi ne büyük bir talihsizlik… Uzun süren siyasi hayatı ve belediye başkanlığının ardından tecrübesini aktarabileceği bir zamanda aramızdan ayrıldı. Tecrübesini aktarma zamanıydı ama erken ölüm buna izin vermedi.  

Kadir abi, Milli Görüş siyaset geleneğinin sembol isimlerinden birisiydi. Samimiyet, gayret, iyi niyet ve ortak iyilik düşünen ilk kuşak siyaset tarzının temsilcisiydi ve son nefesine kadar da bu seviyeyi korudu. Eleştirisini kırmadan yapabilen, sözünü usulünce söyleyebilen, haksızlıktan korkan, palavradan, yalandan uzak duran özel bir insandı. Böyle olduğu için kendi partisinden olmayanların da abisiydi, kendisi gibi düşünmeyenlerin güvendiği bir isimdi. Uzun yıllar koltukta oturdu ama İstanbul’un tadını kaçırmadı, Türkiye’nin kutuplaşmaya başladığı yıllarında; bilgelikle ve herkesin kendini iyi hissetmesini sağlayan bir ustalıkla şehri yönetti.  

kadir-topbas.jpg

Topbaş’ın nezaketi ve siyasi ahlakı ne kadar örnekse, milletin açık tercihine ve başarılı çalışmalarına rağmen onu siyaset dışına iten anlayış da o kadar kötü örnektir. Sadece siyasi güç hevesi adına, İstanbul halkının gözünün içine baka baka onu istifaya zorlamak tarihin unutmayacağı bir yanlış olarak kayıtlara geçmiştir. Böylelikle, nezaket ve siyasi ahlak yerinden edilmiş, iktidar gücünün kural tanımazlığı nefesi sadece ilk seçime kadar yeten bir Pirus zaferi kazanmıştır.  

Belediye Başkanlığı’ndan sonra Kadir Abi’yle bazen telefonda, bazen yüzyüze ama eskiye kıyasla daha sık görüşürdük. Ülke için ve İstanbul için heyecanını hiç kaybetmedi… En öfkeli olması beklenen zamanda siyasi gelişmeler hakkında feveransız, sükunetli duruşuna ve adalet duygusuna şahitlik ederim. Her zaman yapıcı ve temenni edici bir dili vardı, öyle de veda etti. Hastaneye yattıktan sonra da görüştük, ardından telefonlara cevap verilemez oldu. Bitmek tükenmek bilmeyen yoğun bakım günleri, dualar, iyi haber umutları derken cumartesi haberi geldi. Dün de uğurladık… İstanbul’un üzerine sükunetle kapanan beyazlık Kadir Topbaş’ın ebediyyet yolculuğunun da örtüsüydü. Beyaz, sessiz, hüzünlü ve gözü yaşlı sahnenin ve bir dönemin son perdesi böyle indi.  

Allah rahmet eylesin. Allah, onu uzun süren siyasi hayatın ardından tam bulmuşken kaybeden ailesine sabır versin. Allah, bu ülkenin siyasetine Kadir Abi’nin nezaketini nasip etsin.