Tarih: 27.08.2022 18:06

Nafaka adaletsizliği devam edecek mi?

Facebook Twitter Linked-in

Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, 12.04.2022 tarihinde A Haber’de  “Bir gün evli kalana ömür boyu nafakayı benim vicdanım da kimsenin vicdanı da kabul etmez” açıklamasını yapmıştır. Sözlerinin devamında ise “Şu anda bakanlığımız bu sorunu görüyor, Türkiye’nin böyle bir sorunu var. Bu sorunla ilgili çalışmaları da bakanlığın var. ŞU ANKİ ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA BU SORUNA İLİŞKİN ADIM ATMAK YOK. ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA YOK” diyerek nafaka adaletsizliğinin devam ettiğini ve edeceğini açık bir dille ifade etmiştir.

 Sayın Bakan, 2021 yılında 180.000 boşanmanın gerçekleştiğini hatırlatıyor. 1988 yılından bu yana kronik hale gelen, milyonları ilgilendiren nafaka sorunu hakkında alınması gereken tedbirlere ise değinmemektedir. Oysa “Gençlerin erken evlenmesini engellemek için kesintisiz eğitimi 12 yıla çıkardık ve başarılı da olduk. TÜRKİYE’DE ŞU AN EVLİLİK YAŞ ORTALAMASI 30 CİVARINDA OLDU. Başkaca tedbirler de aldık”ifadeleriyle evliliklerin azaldığını ve boşanmaların arttığını, evlilik yaşını yükselttiklerini siyaseten kabul etmektedir.

Süresiz ve fahiş nafaka ödemelerine varlıklı ünlüler de isyan etmeye başlamışlardır. Cem Yılmaz’ın dahi aylık 180.000 TL olan iştirak nafakasının düşürülmesi için dava açması magazin sahifelerinde haber olmuştur. Aynı şekilde kısa süreli evli kalmalarına rağmen hayat boyu nafaka ödeyenlerin feryatlarını duymaktayız. Haksız ve emeksiz kazanca sebep olduğu açık olan nafaka adaletsizliğinin siyasetin gündeminde olmamasını anlamak mümkün değildir. Ilımlı feministlerin bile süresiz nafakanın haksız olduğunu kabul etmelerine rağmen aileyi ve evliliği korumasını beklediklerimizin duyarsızlığını hayretle karşılamaktayız. Sayıları milyonları bulan nafaka mağdurlarının sesini siyasetin duymasını istiyoruz.

Yoksulluk nafakası (Medeni Kanun 175. m) evli eşler arasında geçerli olan ve boşanmadan sonra karar verilen nafakadır. Yoksulluk nafakasının 1988 yılından önce bir yıl olarak uygulanmasına rağmen Türk Medeni Kanunu’nda 12 Mayıs 1988 yılında yapılan değişiklikle SÜRESİZ hale getirilmiştir. 2002 yılında kabul edilen yeni Türk Medeni Kanunu’nda da aynı görüş kabul edilerek süresiz nafaka uygulaması devam ettirilmektedir. Yoksulluk nafakası ile birlikte boşanma aşamasında TEDBİR NAFAKASI ve müşterek çocuklar için İŞTİRAK nafakası düzenlenmiştir. Nafaka yükümlülüklerini yerine getirmeyen nafaka borçlusu hakkında nafaka alacaklısının şikâyeti üzerine İcra ve İflas Kanunu 344. m. gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilmektedir.

Süresiz yoksulluk nafakası (MK. 175. M.) ve ödenmemesi halinde 3 aya kadar tazyik hapsi cezası (İ.İ.K. 344. m.); sebepsiz zenginleşmeye, emeksiz ücrete neden olduğu gibi yoksulluk nafakası bağlanan bir kısım kadınlar süresiz nafaka haklarının ortadan kalkmaması için kayıt dışı çalışmakta, mal varlıklarını ve gelirlerini gizlemektedirler. Süresiz nafaka almaya devam etmek amacıyla yeni bir evlilikten kaçınarak evlilik dışı ilişkilerin yaşandığı örneklerle karşılaşmaktayız. Nafaka ödeyen eş ise yeni bir evlilik imkânını kaybetmektedir. Bu uygulamalar sonuç itibarıyla ahlaki çöküntüye, husumet ve şiddetin artmasına sebebiyet vermektedir. 

Yürürlükte bulunan yasa ve yerleşik yargı kararları bu şekilde devam ettiği takdirde, süresiz nafaka ile tazyik hapsi kararları karşısında ödeme güçlüğüne düşenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi mümkün olamayacaktır. İşini kaybeden, ödeme güçlüğüne düşerek nafaka bedellerini ödeyemeyenler hapis cezası ile karşılaşmaktadırlar. 

Dünyada en katı şekilde ülkemizde uygulanan süresiz nafaka ve tazyik hapsinin kaldırılması elzemdir. Evliliklerin azalmasının en önemli nedenlerinden biri de adaletsiz ve süresiz nafaka kararlarıdır.

TÜİK verilerine göre, evlilikler azalmakta, boşanmalar artmaktadır. Edinilmiş mallara katılma yasal rejimi, maddi ve manevi tazminat kararları, süresiz nafaka, tazyik hapsi cezaları ve özellikle 6284 sayılı yasa birlikte değerlendirildiğinde boşanma bir kısım kadınlar bakımından cazip hale gelmiştir. Günümüzde boşanma davaları çoğunlukla kadınlar tarafından açılmaktadır. Pozitif ayrımcılık ve kadının istihdamı teşvik politikaları karşısında yoksulluk nafakası azami bir yıl ile sınırlandırılmalıdır.

Nafaka adaletsizliğinin ortadan kaldırılması ile boşanan eşler arasındaki hukuki ihtilafların adil ve doğru yargılamalarla sonlandırılarak, sağlıklı evliliklerin önünün açılmasını sağlamaya yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu denli derin toplumsal yaraya siyaset çözümler üretmelidir. Kadın hakları perdesi arkasında aile tahrip edilmektedir. Feminist politikalarla aile kurumu ayakta kalamaz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —