Tarih: 16.10.2019 11:51

Mustafa Sevim Ağabey'in Şahadeti

Facebook Twitter Linked-in

Sanayi Mahallesi’nin ‘Hoca’sı…

Azmin ve cesaretin sembol isimlerinden biriydi. Birçok kimsenin cesaret edemediği işlerin öncülüğünü yaptı. Tek başına, bir ordu gibi savaştı.

Kimden mi bahsediyorum…

Akıncılar teşkilatının düzenlediği miting ve gecelerden tanıdığım, Sanayi Mahallesinin ‘Hoca’ lakaplı, Mustafa Sevim Ağabey’den…

Sanayi Mahallesi, İstanbul’un diğer varoşları gibi Anadolu’dan gelen yoksulların oluşturduğu bir mahalle. 1970’li yıllarda gecekondulaşmanın yoğun olduğu bölgelerden. Daha ziyade Gümüşhane, Bayburt ve Sivaslıların yerleştiği bir bölge. Erzincan, Erzurum gibi, diğer Anadolu şehirlerinin insanları da, başlarını sokacak bir gecekondu dikivermiştir birkaç ay içinde. Yoksulluğun, insanlarımızı kırıp geçirdiği o günlerde; halkın bu zafiyetini ve mezhep asabiyetini de kullanan solcular, bölgeyi âdeta kurtarılmış bölge hâline getirmişlerdir.

Askerliğini Selimiye kışlasında yaptıktan sonra, Sanayi Mahallesine yerleşen Mustafa Sevim; çeşitli işlerde çalışır ve 1970 yılında Menba suyu dağıtımına başlar. Cana yakınlığı, sevecenliği ve ihlasıyla Müslümanların saygısını, itibarını kazanır.

Sanayi Mahallesi Müslümanları, İmam Hatip Okulu yapımı için izin almış ve bir bina kiralayarak, tedrisata başlamıştır. İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği’nde ise henüz bir faaliyet görülmüyordu. Geri kalmışlığa ve cehalete karşı mücadele bayrağını yükseltmeye karar veren Mustafa Hoca; İmam Hatip Okulu binası yapmak için kolları sıvar.

İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği’nin fahri başkanlığını üstlenir ve olağanüstü bir gayret göstererek; ilk projede tek katlı olarak yapılması planlanan İmam Hatip Okulu binasını, belediyenin tüm engellemelerine rağmen, 5 katlı olarak yaptırmayı başarır.

Kendisinin verdiği bu mücadelelerden dolayı, bu gün bu okula Şehit Mustafa Sevim Anadolu İmam Hatip Lisesi adı verilmiştir.

Bu arada Komünistler boş durmuyor, Mustafa Hoca’nın azmini kırmak için, İmam Hatip Okulu inşaatı, 3 defa bombalanıyordu. Fakat Mustafa Hoca’yı hiçbir korku sindiremiyor, gayesinden döndüremiyordu.

Sıra öğrencilere gelmişti. İlk sene 150 öğrenci kayıt yapıldı. 100’e yakınının velisi Mustafa Sevim Hoca olmuştu. Okulun hemen yanında ve kirada olan evinin bir odasını, âdeta bir yurt hâline getirdi. İmkânı çok kıt olan öğrencileri, evinde barındırdı.

Mustafa Hoca, bir taraftan da Akıncılar ve Milli Selamet Partisi’nde çalışmalara katılırdı. Akıncılar Kulübü kurarak, spora ilgisi olan gençlerle ilgilenmeye başladı. Diğer taraftan Sanayi Merkez Camii, Sanayi Kur’an Kursu ve Bayanlara Kur’an Kursu çalışmalarına destek oldu.

Bütün bu uğraşılarının arasında Mustafa Ağabey Akıncılar ve Milli Selamet Partisi’nin düzenlediği mitinglere, toplantılara bölgeden topladığı gençlerle katılıyordu.

Emperyalizmin maşalığını yapan gizli eller, solcu gençleri âdeta İslamiyet ve Müslümanların düşmanı hâline getirmişti. İslami mücadelede ön planda görülen kimseler, hedef tahtasına oturtuluyordu.

Aynı karanlık plan bu bölgede de devreye sokuluyor, önce Salih Kara bir Cuma namazı çıkışında cami önünde, daha sonra Necati Çakıcı dükkanında çalışırken, bombalanarak hunharca şehid ediliyordu.

Bu gelişmeler yaşanırken Mustafa Hoca’nın yakınları ve hanımı kendisini ‘Biraz geri dur.’ diyerek, ikaz ederler; hatta bir süreliğine, memlekete gitmesini tavsiye ederler.

Mustafa Sevim onlara: “Allah’a bir can borcumuz var. Gerekirse onu da veririz. Takdir-i ilâhi neyse o olur.” diyerek, tekliflerini reddeder.

Her şeye rağmen tedbiri de elden bırakmaz ve bir silah edinir. Kendisini takip edenler, bir ihbar ile evinde silahın bulunmasını sağlarlar. Bundan dolayı, kısa bir süre hapis yatar. Hapisten çıktıktan sonra, çalışmalarına kaldığı yerden devam eder.

O günlerde, Malatya Belediye Başkanı Hamido lakabıyla maruf olan Hamid Fendoğlu, bombalı paketle şehid edilmiştir. Milli Selamet Partisi Şişli Gençlik teşkilatında bir grup arkadaşına şöyle der Mustafa: “Bu soysuzlar, bir gün beni de şehid edecekler biliyorum! Eğer arkamdan ağlarsanız, hakkımı helâl etmem!”

Evli ve 5 çocuk babası olan Mustafa Sevim, 7 Ekim 1979 Pazar günü ikindi vaktinde, İmam Hatip Lisesi’nin ikinci kat betonunu atıp evine gelirken, sıkılan kurşunlarla olay yerinde şehit olur. Bölgede devamlı bulunan jandarma birliği anında olay yerine gelmesine rağmen, katiller kaçarak, gözden kaybolurlar.

Mustafa Sevim’in şehadetinden iki ay sonra, bir oğlu dünyaya gelecek ve ailenin bu altıncı çocuğuna, Mustafa adı verilecektir

Cenaze namazı Müslümanların yoğun katılımıyla eda edilir. Dönemin Milli Selamet Partisi İstanbul Senatörü Ali Oğuz, İstanbul Milletvekili Fehmi Cumalıoğlu, İstanbul Akıncılar Reisi Dursun Özcan, cenaze namazını müteakip konuşmalar yaparlar.

Cenazesi, büyük emekler sarfederek, ömrünü adadığı İmam Hatip Okulu’nun hemen arkasındaki Kabristana defnedilir.

Rabbim, seni inşallah cennetiyle mükâfatlandırır Mustafa Ağabey…

Sanayi Mahallesi’nin ‘Hoca’sı…

Azmin ve cesaretin sembol isimlerinden biriydi. Birçok kimsenin cesaret edemediği işlerin öncülüğünü yaptı. Tek başına, bir ordu gibi savaştı.

Kimden mi bahsediyorum…

Akıncılar teşkilatının düzenlediği miting ve gecelerden tanıdığım, Sanayi Mahallesinin ‘Hoca’ lakaplı, Mustafa Sevim Ağabey’den…

Sanayi Mahallesi, İstanbul’un diğer varoşları gibi Anadolu’dan gelen yoksulların oluşturduğu bir mahalle. 1970’li yıllarda gecekondulaşmanın yoğun olduğu bölgelerden. Daha ziyade Gümüşhane, Bayburt ve Sivaslıların yerleştiği bir bölge. Erzincan, Erzurum gibi, diğer Anadolu şehirlerinin insanları da, başlarını sokacak bir gecekondu dikivermiştir birkaç ay içinde. Yoksulluğun, insanlarımızı kırıp geçirdiği o günlerde; halkın bu zafiyetini ve mezhep asabiyetini de kullanan solcular, bölgeyi âdeta kurtarılmış bölge hâline getirmişlerdir.

Askerliğini Selimiye kışlasında yaptıktan sonra, Sanayi Mahallesine yerleşen Mustafa Sevim; çeşitli işlerde çalışır ve 1970 yılında Menba suyu dağıtımına başlar. Cana yakınlığı, sevecenliği ve ihlasıyla Müslümanların saygısını, itibarını kazanır.

Sanayi Mahallesi Müslümanları, İmam Hatip Okulu yapımı için izin almış ve bir bina kiralayarak, tedrisata başlamıştır. İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği’nde ise henüz bir faaliyet görülmüyordu. Geri kalmışlığa ve cehalete karşı mücadele bayrağını yükseltmeye karar veren Mustafa Hoca; İmam Hatip Okulu binası yapmak için kolları sıvar.

İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği’nin fahri başkanlığını üstlenir ve olağanüstü bir gayret göstererek; ilk projede tek katlı olarak yapılması planlanan İmam Hatip Okulu binasını, belediyenin tüm engellemelerine rağmen, 5 katlı olarak yaptırmayı başarır.

Kendisinin verdiği bu mücadelelerden dolayı, bu gün bu okula Şehit Mustafa Sevim Anadolu İmam Hatip Lisesi adı verilmiştir.

Bu arada Komünistler boş durmuyor, Mustafa Hoca’nın azmini kırmak için, İmam Hatip Okulu inşaatı, 3 defa bombalanıyordu. Fakat Mustafa Hoca’yı hiçbir korku sindiremiyor, gayesinden döndüremiyordu.

Sıra öğrencilere gelmişti. İlk sene 150 öğrenci kayıt yapıldı. 100’e yakınının velisi Mustafa Sevim Hoca olmuştu. Okulun hemen yanında ve kirada olan evinin bir odasını, âdeta bir yurt hâline getirdi. İmkânı çok kıt olan öğrencileri, evinde barındırdı.

Mustafa Hoca, bir taraftan da Akıncılar ve Milli Selamet Partisi’nde çalışmalara katılırdı. Akıncılar Kulübü kurarak, spora ilgisi olan gençlerle ilgilenmeye başladı. Diğer taraftan Sanayi Merkez Camii, Sanayi Kur’an Kursu ve Bayanlara Kur’an Kursu çalışmalarına destek oldu.

Bütün bu uğraşılarının arasında Mustafa Ağabey Akıncılar ve Milli Selamet Partisi’nin düzenlediği mitinglere, toplantılara bölgeden topladığı gençlerle katılıyordu.

Emperyalizmin maşalığını yapan gizli eller, solcu gençleri âdeta İslamiyet ve Müslümanların düşmanı hâline getirmişti. İslami mücadelede ön planda görülen kimseler, hedef tahtasına oturtuluyordu.

Aynı karanlık plan bu bölgede de devreye sokuluyor, önce Salih Kara bir Cuma namazı çıkışında cami önünde, daha sonra Necati Çakıcı dükkanında çalışırken, bombalanarak hunharca şehid ediliyordu.

Bu gelişmeler yaşanırken Mustafa Hoca’nın yakınları ve hanımı kendisini ‘Biraz geri dur.’ diyerek, ikaz ederler; hatta bir süreliğine, memlekete gitmesini tavsiye ederler.

Mustafa Sevim onlara: “Allah’a bir can borcumuz var. Gerekirse onu da veririz. Takdir-i ilâhi neyse o olur.” diyerek, tekliflerini reddeder.

Her şeye rağmen tedbiri de elden bırakmaz ve bir silah edinir. Kendisini takip edenler, bir ihbar ile evinde silahın bulunmasını sağlarlar. Bundan dolayı, kısa bir süre hapis yatar. Hapisten çıktıktan sonra, çalışmalarına kaldığı yerden devam eder.

O günlerde, Malatya Belediye Başkanı Hamido lakabıyla maruf olan Hamid Fendoğlu, bombalı paketle şehid edilmiştir. Milli Selamet Partisi Şişli Gençlik teşkilatında bir grup arkadaşına şöyle der Mustafa: “Bu soysuzlar, bir gün beni de şehid edecekler biliyorum! Eğer arkamdan ağlarsanız, hakkımı helâl etmem!”

Evli ve 5 çocuk babası olan Mustafa Sevim, 7 Ekim 1979 Pazar günü ikindi vaktinde, İmam Hatip Lisesi’nin ikinci kat betonunu atıp evine gelirken, sıkılan kurşunlarla olay yerinde şehit olur. Bölgede devamlı bulunan jandarma birliği anında olay yerine gelmesine rağmen, katiller kaçarak, gözden kaybolurlar.

Mustafa Sevim’in şehadetinden iki ay sonra, bir oğlu dünyaya gelecek ve ailenin bu altıncı çocuğuna, Mustafa adı verilecektir

Cenaze namazı Müslümanların yoğun katılımıyla eda edilir. Dönemin Milli Selamet Partisi İstanbul Senatörü Ali Oğuz, İstanbul Milletvekili Fehmi Cumalıoğlu, İstanbul Akıncılar Reisi Dursun Özcan, cenaze namazını müteakip konuşmalar yaparlar.

Cenazesi, büyük emekler sarfederek, ömrünü adadığı İmam Hatip Okulu’nun hemen arkasındaki Kabristana defnedilir.

Rabbim, seni inşallah cennetiyle mükâfatlandırır Mustafa Ağabey…

GerçekHayat'tan alıntı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —