Tarih: 05.12.2020 15:24

Mustafa Öztürk zındık mı? İlahiyat Fakülteleri’nin ahvali. Hadi bakalım buyrun…

Facebook Twitter Linked-in

‘Hocam, kim bu Mustafa Öztürk?’

‘Hocam, bu adam ne diyor şimdi?’

‘Hocam, bu hoca iyi birşey mi diyor, yoksa kötü mü?’

‘Hocam, bu adam zındık mı?’

Bu ve benzeri sorulara muhatap oluyorum.

Mustafa Öztürk zındık mı?

Bütün bu hengamenin, toplumsal trajedi halinin düğümlendiği o küçücük nokta işte bu soruda saklı aslında.

Açıklayacağım.

Mustafa Öztürk’ün sosyal medyaya düşen konuşmasından sonra bildik çevreler linç kampanyasına başladılar.

Bildik çevreler diyorum çünkü Takvim gazetesinin cümlesi aynen şöyle: ‘Karar yazarı sözde ilahiyatçı Mustafa Öztürk’ten Kur’an-ı Kerim hakkında skandal sözler: Bu Allah dili olabilir mi?’…

Sözde İlahiyatçı!!!

Mustafa Öztürk’ün tarihsellik fikirlerini ve yaklaşımlarını çözüm odaklı görmem.

Yabancı fikir insanlarından çok etkilendiğini de ifade edebilirim.

Ama Mustafa Öztürk’e yapılan bu linç kampanyasını kesinlikle kabul edemem.

Gelelim soruların cevaplarına.

bir bilim insanıdır.

Diğerleri gibi merdiven altı dini gruplarda ezbercilikle, sakal-cübbe-sarıkla din satışı yapan biri değildir.

vahyedilmesi konusu. Ona ve birçok diğer İslam alimine göre de, Kuran mana olarak vahyedilmiş ve lafız olarak Hz.Peygamber’in kelimeleriyle dünya hayatına gelmiştir.

Ne diyor biliyor musunuz? Kuran ve Allah üzerine düşünün, ezbere iman etmeyin, imanınızı çalışarak kazanın diyor. Ayrıca şunu da ilave ediyor, sizlere dini duygularınızı kullanarak din satan dincileri sorgulayın diyor.

ahiret gününe inanmayan kimsedir.

Mustafa Öztürk, ben Allah’a inanmıyorum mu diyor?

Hayır.

Kuran’daki bazı kelimeler, kullanılan tarz Allah’ın söyleyeceği bir tarz değil diyor.

Bütün bu kavganın, yüzyılları bulan ‘daha dindarım’ savaşının çıktığı noktadır bu soru.

Bugün Mustafa Öztürk yarın bir başkası.

Bu soru, kendilerini Yaratıcı’nın, Rabbin, Allah’ın yerine koyan küstah grubun yöneltmekten çekinmediği, utanmadığı bir sorudur.

Onun zındık olup, olmadığına karar verecek olan Allah’tır.

Allah’ın aciz, sefil, basit kulları değil.

Bu soru etrafında çıkan tartışmalar tarih boyunca çok kafa almış, çok canlar feda edilmiştir.

Muaviye’de en tepe noktasına çıkan devletleşen rijit din anlayışının ürünüdür.

Bu soruyu yöneltenler, kendilerini korumaya almak için bütün dinsel şekilleri üzerlerinde barındırırlar: Sakal, bıyık, cübbe, sarık, şalvar aklınıza ne gelirse ama iman, teslimiyet ve düşünceden yoksundur.

Mustafa Öztürk tarihselci bile olsa, ÖZGÜRLÜK adına desteklenecektir ve desteklenmelidir.

Mustafa Öztürk İlahiyat fakültelerinin durumlarını da ortaya serdi.

İçinde söyleyecek tezi, düşüncesi olmayan bir tezle doktora yapanlar.

Doktorayı yaptıktan sonra üst kadrodakilerin egolarını tatmin etme gayretine düşerek doçentlik yapmaya çalışanlar.

Doçentlikten sonra profesör olmak için konuyla ilgili ezbere bir iki kitap yazma.

Kadro gelince de profesör olma.

Sonrasında da  rektörlük ya da dekanlık kapma hırsı.

Hal böyle olmasaydı, ülkede bu kadar din satışı yapan dinci gruplar olur muydu?

Olmazdı tabiki de.

‘Bu mahallenin, alemin bir delisi ben miyim ya?’ dedi Mustafa Öztürk.

Yok Hocam, bu mahallenin tek delisi siz değilsiniz…

‘Özgürlük ve sorgulama’yı kıstas alan deliler de arkanızda…

Sevgi ve Bilgiyle kalın




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —