Müslümanların Ortaçağı: Gözünüz ve bilginiz yiyorsa, İslam Ekonomisi´ni ? Adil Düzen´i konuşun

Sinan ESKİCİOĞLU

Müslümanların Ortaçağı: Gözünüz ve bilginiz yiyorsa, İslam Ekonomisi´ni ? Adil Düzen´i konuşun

Yazıların önemi kadar yazının başlığı da önemli. Eskiden de önemliydi ama günümüzde çok farklı. Malum, insanlar o kadar yoğun ki, yazıları başlıklarına göre seçerek okuyorlar.(*)

Ben de bir hayli düşündüm ne başlık atsam diye:

?Dincilerin şerrinden Allah´a sığınırım´ mı desem,

?Üç-beş dini kitap okuyan kendini tebliğci ve baş halife sanıyor´ mu desem, yoksa ?Merdiven altı İslam´ının İslam´la savaşı´ mı desem?-

Yaklaşık bir yıl önce bu zamanlar ?İslam ve Merdiven altı İslam´ diye bir yazı kaleme almıştım. Orada da şunu ifade etmiştim: ?Henüz bozulmanın farkında değiliz. Farkında olanlar var elbette ama bütün bir toplum olarak farkındalık yok´.

Şükür rahatsızlık başladı.

İlahiyatçı hocalarımız da artık olayın üstüne üstüne gitmeye niyetlendiler. Çünkü artık tehlike büyüdü, büyüdü ve toplumsal sorun haline geldi.

İlahiyat fakültelerini ve ilahiyat camiasını şeytanlaştıran zihniyetten bahsediyorum.

Neden şeytanlaştırıyorlar biliyor musunuz?

?Biz daha kallavi müslümanız, sizler tevbe etmek zorunda olan aciz ve günaha girmiş müslümanlarsınız´ düşüncesinde oldukları için. 

Peki kim bu kişiler?

En açık ve yalın haliyle; kendi zihinleri ile İslam´ı okumayan,anlamak istemeyen, öğrenmeyen ve bir anlatan bulup (ki bu kişiler dinden rant elde eden ruhban sınıfıdır), ondan dinleyen ve hiç çekinmeden yüksek sesle bağırıp-çağıran kişiler.

Önder eşliğinde grup olup, ülkeyi ele geçirmeye çalışan,cemaat ismini kullanarak darbe yapmaya kalkışan dini yapının acı olayını yaşamadık mı?

Bu bize, ders olarak yetmedi mi?

Hayır, yetmemiş ki, hala daha başka gruplaşmaların ?toplumsal darbe kalkışmaları´na şahit oluyoruz.

Evet, bu dinci grupların yaptıkları, kelimenin tam anlamıyla, ?toplumsal darbe kalkışması´dır.

Toplumun Din ve İslam anlayışına karşı yapılmak istenen bir darbe.

Bu olayları sonlandıracak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti´dir. Bu sebeple, oy kaygısına düşülmeden, bütün din(ci) gruplar mercek altına alınmalıdır.

Konuyla ilgili olan yazarlara ve kişilere düşen görev de, yaşanan olayları en açık şekliyle işlemek ve topluma yansıtmak.

Tarihselcilik tartışmaları yapılıyor. Birileri birilerini küfürle-şirkle itham ediyor. Tevbe etmeleri gerektiğini ifade ediyor.

Tarihselcilerin tarafında olan biri değilim, ama yapılan bu hadsizlik İslam´da yoktur. Her insan, inandığı İslam anlayışını özgürce ve açıkça ifade eder ve savunur.

Bazı İlahiyat kökenli hocalara yapılan saldırıları, suçlamaları kınıyorum. Bu davranışlar İslami değildir, kimseyi kandırmaya çalışmayın.

Çok mu müslümansınız,

Çok mu kallavi İslamcısınız,

İslam´ı çok mu iyi biliyorsunuz, 

İslam´ı en iyi sizler mi biliyorsunuz,

Hadi o zaman, hodri meydan.

Gözünüz ve bilginiz yiyorsa İslam Ekonomisi´ni konuşmaya, tartışmaya başlayın.

İslam ekonomisi nedir, nasıl uygulanmıştır,

Hz. Muhammed (sav) neler yapmıştır,

Ticaret ve ekonomide neleri uygulamıştır,

O´nun uygulamaları bugüne nasıl taşınabilir,

Bugün İslam Ekonomisi nasıl anlaşılıp hayata geçirilmelidir?

Gözünüz ve bilginiz yiyorsa Adil Düzen´i konuşmaya, tartışmaya başlayın.

Adil Düzen denemesi nedir,

İslam´ın sosyal ve ekonomik prensipleri nasıl ele alınmıştır,

Sosyal ve ekonomik merkezli ayetler nasıl sistemleştirilmiştir,

İslam´da sosyal adalet temelindebireylerin sosyal güvenceleri nasıl sağlanmalıdır,

Riba nedir, bugünkü sistemde faiz ve riba nasıl ele alınmalıdır?..

Dar´ül Harb ve Dar´ül İslam yalan fetvalarıyla, saf niyetli müslümanları kandırırken, helal et ticaretinden, hac-umreden, faizde bekleyen paralardan, nereye gittiği belli olmayan topladığınız paralardan kurulan DİNCİ GRUPLAŞMALAR Anonim Şirketleriyle, toplumda huzursuzluk çıkarmaya utanmıyorsunuz. Utanmadığınız gibi üzerine bir de haklı çıkmak için sözüm ona kendinizi kul ile Yaratıcı arasında konumlandıran kutsal ruhbanlar ilan ediyorsunuz.

Kuran´da geçen ayetler Hristiyanlıktaki ve Yahudilikteki ?Ruhban Sınıfı´ için değildir, müslümanlara örnek olması için uyarı niteliğindedir.

Ayetlerdeki haham ve rahip kelimeleri yerine ?Dinci gruplardaki hocalık yapanlar´ ibaresini koyarak bakalım bir de resme. O zaman, bugünkü müslümanların halleri nasıl net bir şekilde ortaya çıkmış olacak.

Çok Hukuklu Sistem, İslam Ekonomisi, Medine Sözleşmesi gibi konuları konuşan müslümanlar vardı bir zamanlar.

Adil Düzen Konferansları yapılırken, bilgisi olmayan insanlar bilmediklerini bilirlerdi.

Bugün artık seviye, yerle yeksan olmuş durumda.

Bugün bilmeyenler de alim, bilmeyenler de şeyh ve efendi.

İslam Dünyası´nın kalkınmasından mı bahsedeceğiz diyorum sonra da. Neyin kalkınması olabilir ki?

Sorun, İslam Dünyası´nın Avrupa´nın yaşadığı Ortaçağı yaşaması. Bunun üzerine SAMİMİYETSİZLİĞİ de eklediğimizde manzara netleşiyor.

Çok eskiden beri söylerdim, şimdi tekrar ediyorum: Yeşile boyamakla İSLAM gelmiyor ve olmuyor.

Bugün şekilsel İslam´ı yaşayan herkes, almış yeşil boyayı herşeyi yeşile boyuyor.

Müslümanlar, herşeyi yeşile boyamaya devam ettiği sürece, kazananlar sadece boyacılar ve fırçacılar olacak?

Sevgi ve Bilgiyle kalın

(*) Not: Yazımın başlığını ve sonrasında kullandığım bazı cümleleri ve üslubu özellikle ?amiyane´ dille ifade etmemin sebebi, İslam´ı benimseyenlerin seviyesini düşüren kitleye ayna tutmak içindir.)