Türkiye’de milliyetçilik, hem güncel siyasi tartışmalarda, hem de daha derindeki siyasal süreçlerin oluşmasında en etkili eğilim olmuştur.
Neredeyse bütün siyasi yapıların içinde temsil edilen milliyetçilik Türkiye’de son dönemlerde, muhafazakarlık, Atatürkçülük, İslamcılık kavramları etrafında çok tartışılıyor.
Türkiye’deki milliyetçiliğin, dünyada yükselmekte olan yeni sağ popülizm ve milliyetçiliklerle birçok benzerlikleri yanında, bazı farkları da bulunduğu ve Türkiye’de dönüştürme gücüne sahipliği çok konuşuluyor.
Özellikle AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı ile birlikte milliyetçiliğin Türkiye’nin mevcut tablosundaki gücü ve nasıl siyasi sonuçlar üretebileceği üzerine çokça araştırmalar yapılıyor.
Türkiye’de milliyetçiliğin yeniden popülerleşmesi ve yüksek etki gücüne kavuşması açısından -büyük bölümü halen iktidarda olan AK Parti döneminde gerçekleşmiş olmasının saha pratiği siyaseti de şekillendirmeye devam ediyor.
Özellikle kendisini Atatürkçülük ve milliyetçilik üzerinden ifade edilen kesimlerde Türkiye ve dünya olaylarına bakışta zaman zaman keskin ayrımlar ortaya çıksa da aslında sön dönemde yapılan bir çalışma reflekslerin aynı olmaya başladığını ortaya koyuyor.
Son olarak Toplum Çalışmaları Enstitüsü tarafından yapılan çalışma ve daha önce Ankara Enstitüsü ve İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yapılan Türkiye’de Milliyetçilik Algısı raporunda da ezber bozan saha araştırmaları karşımıza çıkıyor.
Toplum Çalışmaları Enstitüsü tarafından Türkiye’nin Milliyetçilik Haritası araştırması yayımlandı.
Doç. Dr. İlker Aytürk, Hüseyin Raşit Yılmaz, Yağmur Uzunırmak, Gökhan Güler ve Emre Gürbüz tarafından yapılan söz konusu araştırma, 18 yaş üzerindeki seçmen baz alınarak 25-29 Eylül tarihleri arasında telefon anketi yöntemiyle 2017 kişi ile yapıldı.
Katılımcıların yüzde 49.7 erkek 50.3 ise kadınlardan oluştu.
Türkiye’nin Milliyetçilik Haritası
Araştırmada öne çıkan başlıklar:
Türkiye’de her 3 kişiden 2’sinin siyasi görüşünün milliyetçilik temelli olduğu anlaşılıyor.
Siyasi görüş dağılımı
“Kendinizi öncelikle hangisinin bir parçası olarak görüyorsunuz?” sorusu yöneltilen katılımcıların yüzde 56’sı Türk milletinin, yüzde 40’ı ise İslam ümmetinin yanıtını vermiştir.
Kudüs’e kendisini “çok yakın” ve “yakın” hissedenlerin oranı yüzde 57,7 iken Kerkük’e “çok yakın” ve “yakın” hissedenlerin oranı yüzde 43,1.
Tarihimizin en çok hangi dönemiyle gurur duyulduğu sorusunda katılımcıların yüzde 53,8’i “Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet dönemi” cevabını verirken yüzde 37,1’i “Osmanlı/Selçuklu dönemi” yanıtını vermiştir.
“Milli güvenlik gerekçesiyle kişisel hak ve özgürlüklerinizin kısıtlanmasını kabul eder misiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 62,6’sı “Hayır” yanıtını vermiştir.
“Bir zeytinliğin ortadan kaldırılıp bölgeye önemli ekonomik katkı sağlayacak bir altın madeninin açılmasını destekler misiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 61,9’u “Hayır” yanıtını vermiştir.
Devletin varlığına yönelik tehdit olup olmadığı sorusuna ise katılımcıların yüzde 63’ü “Evet, var” yanıtını vermiştir.
Ne kadar dindar olduğu sorusu yöneltilenlerin yüzde 81,8’i “Çok dindar” ve “Dindar” olduklarını belirtmişlerdir.
Hükümetin üzerinde devletin uzun vadeli çıkar ve politikalarını takip eden bağımsız bir devlet aklı vardır.” görüşüne “Katılıyorum” ve “Kısmen katılıyorum” diyenlerin oranı yüzde 62,4.
“Kürtçe eğitim veren ilkokullar da açılmalı” görüşüne katılımcıların yüzde 65,2’si karşı çıkıyor.
“Meclis kürsüsünde DEM Parti’yi temsilen kimin konuşmasını tercih edersiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 55,4’ü Selahattin Demirtaş’ın, yüzde 4’ü ise Öcalan’ın konuşmasını istediğini belirtmiştir.
“Silah bıraktıkları takdirde PKK’lılara af çıkarılmalı” diyenlerin oranı yüzde 18’le sınırlı kalmıştır. Toplumun yüzde 82’si bu durumda bile affa karşı görüş beyan etmektedir.
Atatürkçülerin yüzde 70,5’i Kürtlerin eşit muamele gördüğünü belirtirken, Sosyal demokratların yüzde 69,8’i Kürtlerin eşit muamele görmediğini ifade etmektedir
“Öcalan serbest bırakılmalı mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 87,8’i “Hayır” yanıtını vermektedir.
Türk milliyetçilerinin yüzde 93’ü, Atatürkçülerin yüzde 89,5’i, İslamcıların da yüzde 63,6’sı Türklük kavramının Anayasa’dan çıkarılmasına karşı olduklarını belirtmişlerdir.
Kendisini Türk milliyetçisi olarak tanımlayanların yüzde 36,6’sı Ak Parti’yi desteklemektedir.
Türkiye’de milliyetçiliğin boyutu
Türkiye’de ne kadar milliyetçi var?
Kamuoyu araştırması raporu Türkiye’de Türk milliyetçiliğinin renklerini, dokusunu veri bazlı anlamak ve milliyetçilerin tercihlerini ve eğilimlerini saptamak için gerçekleştirildi.
Ulusal temsil kabiliyetine sahip çalışmanın sonuçlarına göre Türkiye’nin yüzde 73,4’ü kendisini “çok milliyetçi” ve “milliyetçi” olarak tanımlıyor.
AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 76,2’si, CHP’ye oy verenlerin yüzde 73’ü, MHP’ye oy verenlerin yüzde 95,3’ü, İyi Partililerin yüzde 85,9’u, Zafer Partililerin yüzde 98,2’si kendilerini milliyetçi olarak tanımlıyor.
Partilere göre milliyetçilik
Eğitim seviyesi ve yaş ilerledikçe milliyetçi olduğunu belirtenlerin oranında belirgin bir artış yaşanıyor.
Siyasi olarak kendilerini tanımlamaları istenen katılımcıların yüzde 34,2’si Atatürkçü, yüzde 25,4’ü Türk milliyetçisi olduklarını belirtmektedir.
En çok tercih edilen beş politik görüşün 3’ünü milliyetçiliğin farklı formları oluşturuyor.
Yüzde 5,4 oranındaki ülkücüler de ilave edilirse Türkiye’de her 3 kişiden 2’sinin siyasi görüşünün milliyetçilik temelli olduğu anlaşılıyor.
Diğer siyasi görüşlerdeki milliyetçiler eklendiğinde bu oran yukarıdaki yüzde 73,4’e, yani her 4 kişiden neredeyse 3’ünü kapsayan bir hacme ulaşıyor.
Milliyetçilerin “millet”i kimlerden oluşuyor?
Araştırmaya katılanların yüzde 86,1’inin anadili Türkçe, yüzde 10,4’ünün anadili ise Kürtçe.
“Kökeni ne olursa olsun, kendini Türk hisseden ve Türkiye’ye bağlı olan herkes Türk kabul edilmelidir” görüşüne katılan katılımcıların oranı yüzde 72,6.
Kendisini “Türk milliyetçisi” olarak tanımlayanlarda bu oran yüzde 71,8, “Atatürkçüler”de yüzde 82,9, “Ülkücüler”de yüzde 76,9. Parti kırılımlarında ise MHP’lilerde yüzde 74,1, İyi Partililerde yüzde 85,3, Zafer Partililerde ise yüzde 72,4.
Aynı oran “Sosyal demokratlarda” yüzde 56,5, “Sosyalistlerde” yüzde 42,5.
Ulus devlet ve etnik kimlik
Yukarıda “ulus devlet”le uyumlu görünen tablonun tarihsel bir bagajı üzerinde taşıdığını da görüyoruz.
Millet tanımı: Kimler Türk?
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kürtler Türk’tür” diyenlerin oranı yüzde 69,3. Bu oran hata payı içerisinde “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Boşnak/Çerkes/Arnavutlar Türk’tür” diyenlerin oranıyla (yüzde 68,6) aynıdır.
Bu benzerlik uzun bir etnik bölücü terör sürecinin toplumsal “tek millet” kabulünü bozamadığını göstermesi bakımından dikkate değer. Bununla birlikte “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Rum/Ermeni/Yahudiler Türk’tür” diyenlerin oranı yüzde 34,1’le sınırlı kalıyor. Yani katılımcılar imparatorluk dönemindeki gibi Müslüman etnik grupları çoğunlukla “biz” = “Türk” çatısı altında kabul ederken Müslüman olmayan etnik grupları çoğunlukla aynı şekilde kabul etmiyor.
“Okuyacağım gruplara mensup birinin ailenize gelin/damat olarak katılmasını isteyip/istememe” sorusunda ise “ulus devlet”in çatısı altında olmanın etnisite üstü etkisiyle oluşan toplumsal kabulü görüyoruz. Iraklı bir Kürt’ün ailesine katılımına karşı olanların oranı yüzde 58,2 iken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürt’ün ailesine katılımına karşı olanların oranı yalnızca yüzde 19,3.
Aynı soruda Suriyeli bir Türkmen’in aileye katılımı sorusunda ise karşı olanların oranı yüzde 47,7. Aynı soruda Türk vatandaşı bir Kürt’ün aileye girişinde olumsuz görüş belirtenler Türk milliyetçilerinde yüzde 23,8, Atatürkçülerde yüzde 23,2, Ülkücülerde 23,9. Bu oranın Ak Parti’de yüzde 22,8, CHP’de yüzde 19,1 olduğunu göz önünde bulundurursak milliyetçilerin hem ulusal ortalama ile hem de iki büyük parti seçmeniyle oldukça benzer bir “öteki” kabulüne sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu ortak tavrın “etnik haklar” söz konusu olduğunda yine ortaklaşacağını ama bu defa karşıtlık üzerinde bir mutabakat olduğunu göreceğiz
Demokrasi olmazsa olmaz
Demokrasi kıpkırmızı, laiklik kırmızı çizgi…
“Ülkeyi yönetenlerin belirli aralıklarla halk tarafından seçildiği ve egemenliğin halka dayandığı bir yönetim şekli olan demokrasiyi, ülkemiz açısından olmazsa olmaz olarak görüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 84,3’ü “Evet” cevabını vermiştir. AK Parti seçmenlerinde bu oran yüzde 83,4, CHP seçmenlerinde yüzde 86,4’tür. Türk milliyetçilerinde söz konusu oran yüzde 87,8, Atatürkçülerde yüzde 88,3, m Muhafazakârlarda yüzde 77,9, İslamcılarda yüzde 71,4’tür.