MEHMET ŞEREFOĞLU YANITLADI... "20 SORU - 20 CEVAP" (*)

Mehmet Şerefoğlu'na sorduk, ondan aldığımız cevapları değerli okuyucuların istifadesine sunuyoruz...

MEHMET ŞEREFOĞLU YANITLADI...

Mehmet Şerefoğlu'na sorduk, ondan aldığımız cevapları sizlerin istifadesine sunuyoruz...

1-En sevdiğiniz kelime?

1- Gönül alıcı, moral verici her türlü kelimeyi severim.

2-Nefret ettiğiniz kelime?

2-Anlamadan ya da yanlış anlamaya meyyal kelimeleri çok kararlı bir şekilde kullanmaya devam etmek, bunda ısrar edip burnundan kıl aldırmayan kelimeleri sevmem.

3-Sizi, ne heyecanlandırır?

3-Umut artırıcı haber beni heyecanlandırır.

4-Heyecanınızı ne öldürür?

4-Umutsuzluk veren haber ve yorumlar heyecanımı öldürür.

5-En sevdiğiniz ses nedir?

5-Bebek, küçük çocukların sesi ve dinlendirici her türlü müzik ve hayvan sesini severim.Özellikle güzel Kur'an okuyuşu beni mest eder.

6-Nerede ve ne zaman yaşamak isterdiniz?

6-Bazen 800-1200 arası sakin bir beldede, bazen sakin bir beldede, bazen çok az insanın yaşadığı ve güleç yüzlü olumlu düşünenlerin olduğu yerde  yaşamak isterdim.

7-Hangi mesleği yapmak istemezdiniz?

7- Çok insanla, özellikle ikna edilmesi zor insanlarla çalışacak iş yapmak istemezdim. Sözünde durmayan, yalan söylediğinde yüzü kızarmayan insanlarla çalışmak istemem.

  8-Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?

8- Çok iyi yüzmek, çok hızlı koşabilmek ve uçabilmek isterdim.  Bazen bana soranlara; bir kartal gibi uçmak, bir yunus gibi yüzmek ve bir çıta gibi koşmak istediğimi söylediğim olmuştur.

9-Kendiniz olmasaydınız, kim olurdunuz?

9-Sıradan bir birey olup zamanla unutulmak durumunda olan biri gibi olmak isterdim.

10- En sevdiğiniz kitap ve yazar hangisi?

10-Kelime kelime anladığım zaman Kur'an-ı Kerim. Hayata temas eden bir roman, felsefe, hatırat kitabı  hoşuma gider.

11-En önemli kusurunuz nedir?

11- Bazen alıngan olduğumu söylerler. Ancak olumsuz bakıp da sözümü iki üç defa izah etmek zorunda kaldığım zaman benim için çekilmez olduğundan o ortamda bulunmak sanırım beni asabileştirdiği için çevremde bulunanlar bu olumsuz yönümü fark ediyorlar. Ben de bunu gizleyemiyorum.

12-Dostlarınızda hangi meziyeti ararsınız?

12- Sadece dilimden çıkanı anlamaya, gözlerime bakıp yüreğimden yüreğine giden mesajı algılayan, haliyle yanlış söylesem bile  yanlış anlamayacak genişlikte dost özelliği ararım.

On beş yıl önce Bosna Hersek Travnik şehrine gitmiştim. Selami Yurdan'ın kabrini ziyaretten sonra tarihi bir camide namaz kıldım. İmam ve birkaç genç ses düzeni ile uğraşıyorlardı. Yanlarına yaklaşıp İngilizce İstanbul'dan geldiğimi söyleyince Kürt müsün diye sordu, Sonra Adıyamanlı mısın diye sordu tabi şaşırmıştım. İstanbul'dan geldiğini söyleyen birine ilk sorular bu mu olurdu?

Biraz muhabbetten sonra Arapçamın ve İngilizcemin zayıf olduğunu onlarla anlaşamadığımı ve gitmek istediğimi söyleyince; imam bana sufi-müritlerden bir örnek verdi.  Onlar yıllarca görüşmeyen dostlar bir araya geldikleri zaman ağızlarından hiç kelime çıkmaz, iki saat göz göze bakışır, dizler temas edecek şekilde beklerler ve ayrılıp giderler.

Yani anladığım şuydu. "Senin ağzından ne çıkarsa çıksın ben senin gözünden bir mesaj alıyorum. Ayrıca senin gönlünden benim gönlüme bir mesaj iletiliyor. Yani sadece ağzından çıkıp da benim kulağıma gelenle iktifa etmiyorum" demek istemişti.  Tabii bu çok hoşuma gitmişti. Benin kültürel zayıflığımdan, heyecanımdan, asabiyetimden ağzımdan çıkan cümle yanlış bile olsa, gözümden ve gönlümden karşıdakine giden mesajın.doğrulanması anlayışı felsefesi çok hoşuma gitmişti ve bunu defalarca örnek olarak vermiştim.

13-Kahramanınız kimdir?

13- Bir kaç kahramanım var. Bazen Hz. Ali, Bazen Hz. Ömer, Bazen  Hz. Ömer bin Abdulaziz, Bazen Selahaddin Eyyübi ve bazen Aliya benim kahramanımdır. Benim çevremde gizli kahramanlarım var onlara hayranlık duyduğum ve onlarla irtibatımı kesmediğim. Olumlu, güleç yüzlü, halden anlayan gizli kahramanlar.

14-En çok kullandığınız yanlış söz nedir?

14-Bazen konuşurken az konuşmak için bu son sözüm olsun derim, ancak muhataplarım soru sorarlar veya konuya yeni izahatlar gerektiğinden konuşmaya devam etmek zorunda kalırım.

15-Şu anki ruh haliniz?

15-Gel git'ler yaşıyorum. Çoğunlukla yalnız kalmak aradığım ruh hali. Ancak bazen coşku ile mutluluğun peak halini yaşadığımdan çevrem ile coşmak isteğim de olmuştur.

16-Hayat felsefenizi, hangi kelime özetler?

16- "Çevreni gittikçe daralt ve etrafındaki kalabalıkların seni üzmesine fırsat verme"  Franz Kafka'dan mülhem en işime yarayan felsefe bu ara.

17-Mutluluk rüyanız nedir?

17- Cennet  gibi olmalı galiba. Problemsiz, geniş anlayışlı dostlar, halden anlayan çevre ve hayatı kolaylaştırmak adına çaba sarf  eden insanların fazlalığı.

18-Sizce mutsuzluğun tanımı nedir?

18- Bir önceki sorunun tam tersi benim için mutsuzluğun resmidir.

19-Nasıl ölmek isterdiniz?

19-Acılar çekmeden, çok dua alarak, çevremde ailem dahil hiçbir dosta yük yüklemeden sessizce  ölmek.

20-Kıyamet gününde, Allah'ın(c)  size ne söylemesini isterdiniz?

20-Ey kulum Mehmed yeterli kulluğu sağlayamasan bile niyetin ve adımların iyi niyetli olduğu için seni Firdevs Cennetimle nimetlendiriyorum.

---------------

(*) Bir ön açıklama...

Şu an yayınlanmayan Taraf  Gazetesi'nde yayınlandığı süre içerisinde, gazetenin  son sayfasında fikir babalığı Marcel Proust ve bu fikri geliştiren Bernard Pivot' ait olan bu "20 soru-20 cevap" bölümü, Türkiye'de 2000'li yıllarda epey ilgi görmüştü.

Gazete, yayımlandığı süre içerisinde sol, sosyal demokrat ve liberal kesime mensup birçok aydın, entelektüel, yazar, edebiyatçı,şair, oyuncu,siyaset insanına vb.20 soru yöneltmiş ve onlardan aldığı cevapları, sorulan sorularla birlikte yayımlana inceliğinde bulunmuştu.

Taraf Gazetesi, aynı zamanda, İslamcı kesimden de birçok kişiyi, sayfalarına konuk etmiş, bu soruları, onlara yöneltmiş ve onlardan aldığı cevapları, sorulan sorularla birlikte yayımlamıştı.

Biz de,  bu "kolay" ama birçok açıdan kültürel ve moral  değer(ler)e  haiz olduğunu düşündüğümüz, bu sorulu, cevaplı metni; ilgili arkadaşları bulup, onların rızasını almak yoluyla soruları tevcih etmek ve aldığımız/alacağımız cevaplı metni, eğer imkanlar el verirse şayet, bundan böyle haftada bir gün -cuma günü olabilir- röportaj sayfasında yayımlamayı düşünüyoruz...

Allah(c) rast getire...