İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) , Mısır’da idam kararı verilen Muhammed Biltaci’nin eşi Sena Biltaci’nin de katılımıyla dernek merkezinde program düzenleyerek; Mısır Devletine, Arap Ligine, İslam İşbirliği Teşkilatına, Birleşmiş Milletlere ve Avrupa Konseyine çağrıda bulundu.
Toplantıda ilgili kuruluşların, idamların durdurulması için harekete geçmelerini talep eden Mazlumder, İdamın geri dönüşü olmayan, dinin/hukukun temel gayelerinden ve en dokunulmazlardan olana -yaşam hakkına- yönelmiş çok ağır bir cezalandırma şekli olduğunu belirterek, özellikle kriz dönemlerinde gündeme gelen siyasi yargılamalarda verilen idam kararlarının ve yaşanan infazların ülke tarihleri açısından birer utanç kaynağı olduğunun altını çizdi.
Mazlumder, idamın iç barışın tesisi noktasında geri dönülmez hasarlara yol açtığının tarihi bir gerçek olduğunu vurguladı.
Özellikle Mısır Öncelikle her şeyi bir tarafa bırakarak Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi’ye ve Mısır Müftüsü Şevki Allam’a seslenen Mazlumder:“Ülkenizin ve yönetiminizin işkencelerle ve idamlarla anılması en başta sizleri rahatsız etmelidir. Bu utancı daha fazla devam ettirmeyin ve idam cezalarının infazını durdurun!” dedi.
Mazlumder tarafından hazırlanan, mektuba dönüştürülerek her birine ayrı ayrı gönderilecek ve böylece resmi başvuru haline getirilecek olan çağrının metni şöyle:
MISIR’DAKİ İDAM CEZALARININ İNFAZINI DURDURUN!
Mısır Arap Cumhuriyeti’nde gerek askeri mahkemelerde gerekse olağanüstü mahkemelerde verilen idam kararları neticesinde binlerce kişiye idam cezası verilmiş ve geçtiğimiz bir yılda 100’den fazla insan idam edilmiştir. Son olarak 14 Haziran 2021 tarihinde Mısır Yüksek Mahkemesi tarafından verilen karar ile 12 kişi hakkında daha idam cezası kesinleşmiştir.
Cezaların her an infaz riski bulunmaktadır.
Mısır’da gerçekleşen yargılamaların niteliği bütün bağımsız kurumlarca eleştiri konusu edilmiş olup adil yargılanma hakkı ilkelerinin ihlal edildiği genel kabul görmektedir. Mahkemelerin bağımsız olmadığı, tarafsız davranmadığı, siyasi mahpusların suçlu olduğu önyargısı ile hareket edildiği, adil yargılanma hakkının gerek soruşturma aşamasında gerekse yargılanma aşamasında ihlal edildiği, işkenceli sorgulamalarla aleyhe deliller oluşturulduğu, yargılamaların siyasi muhalifleri tasfiye için araç olarak kullanıldığı yönünde tespitler bulunmaktadır.
İdam, geri dönüşü olmayan, dinin/hukukun temel gayelerinden ve en dokunulmazlardan olana -yaşam hakkına- yönelmiş çok ağır bir cezalandırma şeklidir. Özellikle kriz dönemlerinde gündeme gelen siyasi yargılamalarda verilen idam kararlarının ve yaşanan infazların ülke tarihleri açısından birer utanç kaynağı olduğu ve iç barışın tesisi noktasında geri dönülmez hasarlara yol açtığı tarihi bir gerçektir.
MAZLUMDER olarak,
- Öncelikle her şeyi bir tarafa bırakarak Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi’ye ve Mısır Müftüsü Şevki Allam’a sesleniyoruz:
“Ülkenizin ve yönetiminizin işkencelerle ve idamlarla anılması en başta sizleri rahatsız etmelidir. Bu utancı daha fazla devam ettirmeyin ve idam cezalarının infazını durdurun!”
- Arap Birliği’ni, Afrika Birliği’ni ve İslam İşbirliği Teşkilatını sürece aktif bir şekilde müdahil olmaya ve özellikle Arap ve İslam Coğrafyasında idamlar konusundaki bu iştahın önüne geçecek adımlar atmaya davet ediyoruz.
- BM Genel Sekreterini, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserini ve Avrupa Konseyi Başkanını kurumsal ve ikili görüşmelerle sürece müdahil olmaya ve idamların durdurulması için çaba göstermeye davet etti.
MALUMDER