Hatırlanacağı üzere, MAZLUMDER olarak 22 Şubat 2023 tarihinde kamuoyuna yaptığımız açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı’na “İslam dininin temel niteliklerine uygunluk” denetimi yetkisi verilmesini hem ifade hem de inanç özgürlüğüne aykırı bulduğumuzu açıkça ifade etmiştik. R. İhsan Eliaçık’ın “Yaşayan Kur’an” adlı eserinin toplatılması kararını da bu bağlamda değerlendirmiş ve bu tür yetkilerin tektipleştirici ve yasakçı bir zihniyeti beslediğini vurgulamıştık. Aynı yetkinin daha önce Prof. Dr. Gazi Özdemir’in meali için de kullanıldığını hatırlatarak, söz konusu düzenlemenin ivedilikle kaldırılması çağrısında bulunmuştuk. (https://www.mazlumder.org/.../diyanet-isleri.../14224)
Daha sonra Anayasa Mahkemesi, 7 Aralık 2023 tarihli kararıyla, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilen “İslam dininin temel niteliklerine aykırı” bulunan meallerin basımının, yayımının, dağıtımının ve erişiminin engellenmesine ilişkin yetkiyi iptal etmişti.
Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve Türkiye Büyük Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen yeni bir kanun teklifiyle, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen düzenlemeler benzer içerikle tekrar gündeme getirilmiştir. Bu teklife göre, Diyanet İşleri Başkanlığı, “sakıncalı” görülen Kur’an-ı Kerim mealleri hakkında yargı mercilerinden toplatma, erişim engeli ve imha kararı talep edebilecektir. Üstelik bu kararlar, yargı süreci sonuçlanmadan uygulanacak; böylece yayınlar yargı denetimi tamamlanmadan fiilen yasaklanabilecektir.
Diyanet İşleri Başkanlığına tanınan bu denetim ve icra yetkisi, hem inanç hem de ifade özgürlüğü açısından ciddi sakıncalar barındırmaktadır. Bu tür bir yetki, farklı anlayışları ve yorumları susturmak için bir baskı aracına dönüşebilir. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi yürütme organına bağlı bir kuruma dinî içerikler üzerinde sınırlama getirme yetkisi tanınması, kamusal gücün tek tipleştirici bir çizgide kullanılması riskini doğurmaktadır. Üstelik yargı kararları kesinleşmeden yasakların uygulanması, hukuk devleti ilkesine ve adil yargılanma hakkına zarar vermektedir.

MAZLUMDER olarak:
· İnanç ve düşünce özgürlüğünün gereği olarak, dinî metinler üzerindeki yorum ve değerlendirmelerin herhangi bir resmî otorite tarafından denetlenmesine, tek tipleştirici ve yasakçı uygulamalara karşı çıkıyor; her bireyin özgürce yorum yapma ve görüşlerini yayma hakkına saygı gösterilmesini talep ediyor,
· Cumhurbaşkanına, Genel Kurulda kabul edilen bu kanunu tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermesi çağrısında bulunuyoruz.
MAZLUMDER