Tarih: 29.11.2019 18:55

MARAŞLI: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 SAYILI YASA AİLEYİ KORUMUYOR

Facebook Twitter Linked-in

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Aileyi Koruma ve Kadına Şiddetin Önlenmesi'ne dair kanunun çıkmasından sonra boşanmaların arttığına değinen Araştırmacı-Yazar Sema Maraşlı, "Sürekli cezalandırmak üzerine yapılan şeyler faydadan çok zarar getirir." dedi.

"Aileyi korumanın en güzel yolu güzel ahlakı, hakkı ve sabrı tavsiye etmektir"

Aileyi korumak için İslam'ın güzelliklerini anlatmak gerektiğinin altını çizen Maraşlı, "İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa aileyi korumuyor, veriler bunu gösteriyor. Boşanmalar arttı, kadına yönelik şiddet arttı. Çünkü şiddeti önlemek üzerine bir şey değil. Sürekli cezalandırmak üzerine yapılan şeyler faydadan çok zarar getirir. Bu yüzden aileyi korumanın en güzel yolu; güzel ahlakı, hakkı ve sabrı tavsiye etmektir. Güzel dinimizin bize gösterdiği pek çok güzel yol varken, batının güya şiddeti durdurma çabası gibi bir şeyden yola çıkarak hazırlanan bu yasa, aileye faydadan çok zarar veriyor." ifadelerini kullandı.

"Sadece kadının beyanını esas almak adalete aykırı bir şeydir"

Adaletin her hak sahibine hakkını vermek olduğunu, bundan dolayı kadının beyanını esas almak yerine her iki tarafı da iyice dinlemek gerektiğini vurgulayan Maraşlı, "Sadece kadının beyanını esas almak adalete aykırı bir şeydir. Yani bir tarafı dinleyip bir tarafa da yok saymak, yani onu değersizleştirmek, aşağılamak oluyor. Adalet varsa iki tarafın da dinlenmesi lazım. 2 taraftan kim haklı, kim haksız buna bakmak gerekiyor. Sadece kadının beyanının esas alınması gibi bir şey kadınlara kışkırtıcı da oluyor. Evin küçücük bir problemini hemen polise yansıtıyorlar. Haklı çıkayım, biraz kocamın gözünü korkutayım diye." şeklinde konuştu.

"Bu yasayla 2 milyon erkeği evinden uzaklaştırdılar"

2 milyon erkeğin kadının beyanıyla evden uzaklaştırıldığını belirten Maraşlı şöyle devam etti:

Bu beyanla son yıllarda 2 milyon erkeği evden atmışlar ki bunların çoğunda fiziksel bir şiddet yok, sadece 'psikolojik şiddet' adı altında hanımlar, kendi yaptıklarını görmeden, sadece erkeklerin yaptığını göz önüne alarak 'sesini çıkardı', 'bağırdı', 'şunu dedi, bunu dedi' tarzında şeylerden şikâyet edebiliyorlar. Bu sözleşmeler dinamit gibi ailenin içerisine girdi. Kadınlar, dağılan yuvalarda ortada kalan çocukların o bölümünü maalesef ki düşünmüyorlar. Biraz kışkırtmaya çabuk geliyorlar. Kadınlar duygusal oldukları için birisi 'kocan sana bağıramaz, sana bağırdığı zaman şikâyet et' dediğinde de hiç düşünmüyor. Hiç düşünmüyor, benim de kocama bağırdığım oluyor, evlilik içerisinde karı koca arasında böyle şeyler olur, diye. Hiç düşünmeden 'evet bana bağırıyor, gidip şikâyet edeyim' diyor. Bunun sonucunda çok pişman olan kadın var. 'Yuvamın yıkılacağını bilmiyordum, eşimin dönmeyeceğini bilmiyordum' diye.

Devamı >>>

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —