Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin 21 Ekim 2025 tarihli haftalık TBMM Grup Toplantısı'nda dış politika, Kıbrıs, iç siyaset, nadir toprak elementleri ve ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ŞARM EL ŞEYH ANLAŞMASI ELEŞTİRİSİ: TİYATRO
Arıkan, 13 Ekim’de Gazze için ilan edilen ve Trump’ın sahne aldığı Şarm el Şeyh’teki ateşkesi "tiyatro" olarak nitelendirdi. İsrail'in Lübnan ile yaptığı ateşkesi daha önce 4 bin 952 kez ihlal ettiğini hatırlatan Arıkan, anlaşma öncesinde, "Bu anlaşma İsrail'in esirleri alması için bir tuzak olmasın, her gün kaybeden ordusu için bir mola olmasın!" uyarısında bulunduklarını belirtti.
Anlaşmanın ardından 9 günde 130 kez ateşkesin ihlal edildiğini ve insani yardım akışının İsrail’in denetimine verilmesinin ablukayı kurumsallaştırdığını savunan Arıkan, garantör ülkelerin sessizliğini eleştirdi. Arıkan, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı'nın "Artık rehineleri teslim aldığımıza göre, savaşa geri dönmeli ve Gazze’nin üzerine cehennemin kapılarını açmalıyız" sözlerini hatırlatarak hükümeti uyardı.

ÇÖZÜM SÜRECİ: ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜNE İNDİRGEMEK İHANET OLUR
İç siyaset ve çözüm süreci değerlendirmesinde bulunan Arıkan, sistemi eleştirerek her dönemde sistemin birilerini mağdur ettiğini belirtti. Sürece "Terörsüz Türkiye" denmesine itiraz ederek, "Yaşanabilir Türkiye" isminin verilmesi gerektiğini savunduklarını hatırlattı.
Sürece çekincelerle destek verdiklerini belirten Arıkan, en büyük çekincelerinin sürecin tek taraflı ajandalara kurban edilmesi olduğunu söyledi.
Diyarbakır’da yapılan "Özgürlük Yürüyüşlerinde" çıkan görüntülerin çözüme gölge düşürdüğünü ifade eden Arıkan, emniyet güçlerine karşı "düşman" nidalarının gölgesinde barış umudunun büyümeyeceğini vurguladı.
Arıkan, bir yılı aşan sürece rağmen Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, kayyım uygulamalarının devam etmesi, gazetecilerin gözaltına alınması ve KHK’lıların adalet taleplerinin görmezden gelinmesi gibi konuları eleştirerek, sürecin bir oyalama ve kandırmaca olup olmadığını sordu.
Aziz İhsan Aktaş davasını gündeme getiren Arıkan, Aktaş’a 704 yıl, muhalif belediye başkanlarına ise 12 ile 415 yıl arasında cezalar istenirken, aynı kişiyle aynı ihaleyi yapan diğer AK Partili belediyelere bir şey olmamasını eleştirdi. Arıkan, "Hakkında 704 yıl istenen Aziz İhsan Aktaş elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor; biz böyle yaparsak adaleti güveni nasıl sağlayacağız!" dedi.

Arıkan'ın konuşması şu şekilde:
"Tüm dünya, 9 gün önce, 13 Ekim’de, Şarm el Şeyh’te, Trump’ın “barış güvercini kostümüyle” sahne aldığı bir tiyatroya tanıklık etti.
2 yıldır Birleşmiş Milletler sözleşmesinde, tüm uluslararası metinlerde “soykırım” tanımına eksiksiz uyan bir vahşetin ardından Gazze’de ateşkes ilan edildi. Ateşkesle birlikte, katliamlar duracak, insani yardımlara izin verilecek, Gazze’de işgale son verilecekti.
Biz, şunun farkındaydık; karşımızda, Lübnan ile geçtiğimiz yıl Kasım ayında yaptığı ateşkesi
bugüne kadar 4 bin 952 kez ihlal eden “arsız İsrail” vardı. Bizler bu anlaşma imzalanmadan önce uyarılarımızı yaptık: “Bu anlaşma İsrail'in esirleri alması için bir tuzak olmasın, her gün kaybeden ordusu için bir mola olmasın!” dedik…

"TRUMP İLE İMZA ATARKEN POZ KESENLER NEREDE?"
Peki ne oldu? Anlaşmanın daha mürekkebi kurumadan İsrail katliamlara başladı! Ne katliamlar durdu, ne insani yardımların önü açıldı, ne de Gazze’de işgal bitti…
Şu 9 günde 130 kez ateşkes ihlal edildi. İnsani yardım akışının, İsrail’in denetimine verilmesi, ablukayı tamamen kurumsallaştırdı.
Şimdi sormak istiyoruz; Bu garantör ülkeler nerede? Trump ile imza atarken poz kesenler nerede? İmzaların ardından gelen yükümlülükler nerede? Anlaşma metni ile fotoğraf çektirenler nerede?
Attığınız imzalar, temsil ettiğiniz devletlerin şeref ve ciddiyetidir. Bu şerefe sahip çıkmak, mazlumların yanında durmak; attığınız imzaların gereği ve mecburiyetidir. Ama daha 9 günde İmzaladığınız antlaşma bir kağıt parçasına dönüştü, çıkıp bir şey demeyecek misiniz?
İsrail’e dönüp; "Garantörü olduğum antlaşmayı ihlal edemezsin, yoksa sonuçlarına katlanırsın!" diyecek bir lider yok mu?
Allah aşkına siz kimin garantörüsünüz?

