Bundan 107 yıl önce Türkiye´de ilk ve ortaokullara giden çocuklara Malumat-ı Medeniye dersleri veriliyordu. Şimdiki adıyla Yurttaşlık Bilgisi dersi.
1.Meşrutiyet´in İlanı ile ortaya çıkan anayasa, Meclis, hukuk, hürriyet havası dersin kitaplarına da yansımıştı. Amaç ?Türkiya´nın çocuklarına yalnız memleketlerini değil, memleketlerinin Kanun-i Esasi´sini de sevdirmekti.?
Ders için hazırlanan kitaplardan biri Dr. Hazık´ın kaleme aldığı 1912 tarihli Malumat-ı Medeniye ve Ahlakiye´ydi.
Kitapta öğrencilere hakimiyet-i milliye, seçimler, Meclis ve mebusluk, istibdat devrin havasına uygun hararetli cümlelerle anlatılmıştı:
"Hakimiyet-i milliye bir milletin bizzat kendi kendisini idare etmesidir. Dünyada ne kadar hükümet var ise hepsi muhtelif surette, hakimiyet-i milliye üzerine tesis etmiştir. Bir millette şekl-i hükümet ne olursa olsun mutlaka millete istinad etmiştir. Hiçbir zaman bir veya birkaç kimse milyonlarca eşhastan ibaret olan koca bir milleti istedikleri gibi çeviremezler. Bir millet cehalet ve gafleti neticesi olarak kendini harap eden tarz-ı idarelere sevk eder. İşte milletin bu cehaletinden, bu gafletinden istifade etmek isteyen birtakım hain hükümdarlar millete göz açtırmazlar, yine millete istinad ettikleri halde zavallı milleti istedikleri gibi keyiflerine göre idare ederler. İşte bundan zulüm ve istibdat doğar."
?Millet ancak mebuslarını intihap etmek işiyle memleketteki sahipliğini gösterebilir. (Hakimiyet-i milliye) işte bununla meydana çıkıyor.?
?Milletin vekilleri olan mebuslar ne kadar iyi, namuslu, muktedir olursa memleketin idaresini o kadar iyi bir yola getirirler. Bilakis fena, iktidarsız, şahsi menfaatlerini arar insanlar olurlarsa memleketin idaresi o kadar bozuk bir halde kalır. Bu sebepten mebusları intihap ederken millet çok dikkat etmek ve memleketin işlerin anlayacak insanları mebus çıkarmak elzemdir.?
?Sen de evladım şimdi çalışırsan ileride memlekete iyi bir mebus, çalışkan bir nazır olarak hizmet edebilirsin.?
Yine Malumat-ı Medeniye derslerinde okutulmak üzere Ahmet Cevat´ın yazdığı Malumat-ı Ahlakiye ve Medeniye kitabında ise halkın yönetime katılması ve idarecilerini denetlemesinin tek yolunun seçim olmadığının altı çizilmişti:
?Millet memleketin idaresine mebus intihap etmekle karışıyor, demiştik. Fakat bir yol daha vardır ki onunla her zaman her hususta düşündüğünü söyleyebilir: o yol matbuat yani gazeteler ve risalelerdir. Kanunlar, nizamlar meclis-i umumiyetle müzakere edilirken bütün gazeteler düşündüklerini yazarlar, mebuslarla vükela ise bunları okuyarak ona göre fikirlerini düzeltirler. Görülüyor ki gazeteler memlekette çok büyük hizmetler görebilirler. Hele Meclis-i Mebusan´ın açık bulunmadığı aylarda hükümeti teftiş ve murakabe denetim altında bulunduracak yegane vasıta matbuattır.?