Kürtlere neyi dikte ediyoruz? Sorun nerede?

Sinan Eskicioğlu yazdı;

Kürtlere neyi dikte ediyoruz? Sorun nerede?

Kürt kelimesini duymayı bile hazmedemeyenler var. Hatta ben kürd demek lazım desem, ondan da rahatsız olacaklar.

Nedir bu rahatsızlık hiç düşündünüz mü?

Neden kürtleri hazmedemiyoruz?

Bunları söylerken kendimi de işin içine katıyorum. Ben de öyleydim gerçeği söylemem gerekirse. Hatta öyle ki İzmir’deki semt pazarlarında satıcı kürt ise alışveriş yapmam ve yerel satıcıları arardı gözlerim.

2012 yılına kadar aktif olarak görevde olduğum zamanda da farksız değildi.

Bütün arka plan resimlerim Türk bayrağıydı ve alenen Türk milliyetçiliği yapıyordum.

‘Yok efendim bizim kürt hazımsızlığımız yok’ demeyin, olduğunu biliyorum.

Kimin Kürt, kimin Türk olarak doğacağına karar verebiliyor muyuz?
Hayır.

O halde neden Kürtlere düşmansınız?

Çünkü terörist.

Terörist sıfatını kim belirliyor?
Devlet.

Devlet, kendi istediği şekilde vatandaşları terörist ya da değil diye sınıflandırabiliyor.

Kürt dendiği anda gelecek ilk kelime de PKK oluyor.

Hiç okudunuz mu?

Araştırdınız mı?

PKK nerede ve nasıl ortaya çıkmış diye objektif bir araştırma yaptınız mı?

PKK nın ortaya çıkmasına kimler zemin hazırladılar?

O kadar çok soru var ki cevaplanması gereken. Bütün bunları konuşmadan ‘ben yaptım oldu’ kabilinden yaklaşımlarla 1978 yılında yani bundan 43 yıl önce kurulan PKK ile bütünleştirilmeye çalışılan bir topluluktan bahsediyoruz.

PKK,  Partîya Karkerên Kurdistanê, Kürdistan İşçi Partisi.

İşçi partisi, yani sol tandanslı bir oluşum. Sol kökenli bir oluşum nasıl oluyor da, dindar olan Kürtler tarafından destekleniyor?

Bu soruyu düşündük mü acaba.

Olay sanki siyasi gibi HDP üzerinden bütün Kürtler şeytanlaştırılıyor.

Bu durum siyasi bir durum mu acaba.

Kürt insanından ve topluluğundan bahsediyoruz.

Bu insanlar sadece siyasi yönü olan kişiler değil. Bu insanlar yıllarca ana dillerini kullanamadılar.

Sebebi neydi?
Irkçı kişiler istemediler diye.

Irkçılar dediler ki, Kürt olsan da Türkçe konuşacaksın.

Dil, insanın zihnini, duygularını, anlam dünyasını şekillendiren en önemli bir etken.

Bu insanlar Türkler bu coğrafyada değilken bile buradaydılar.

1071’i temel alsak bile Türklerden önce bu coğrafyada yaşamış olan ve halen de yaşayan kadim bir kültür ve millet.

Kürtler milattan önce bu topraklarda yaşıyorlardı. Kimi kaynaklara göre Karduklar, kimisine göre Kırtiler, bazılarına göre de Medler Kürtlerdi.

Kürtler İslam’dan önce Sasaniler’in yönetimi altında gene bu coğrafyada yaşıyorlardı.

Ama bizler Kürt diye bir millet yok diye ötekileştirdik ve dışladık.

‘Dağda yürüdüğü için kart-kurt sesi çıkardıkları için Kürt denmiştir’ gibi aşağılayıcı cümleler kullanıldı bu ülkede.

Gelin aynısını yapalım.

Almanya’da yaşayan Türkler için Almanlar şunu dese: ‘Türk diye bir millet yok, aslında bunlar Arap, Arabistan’ı bırakıp kuzeye gittikleri için onlara terk eden anlamında Tereke kullanıldı ve ondan beridir Türk olarak anıldılar’

Kendinizi nasıl hissedersiniz?

Devlet, Kürtlere Kürt olmadıklarını dikte etti.

Yalan yanlış şeylerle insanları kandırmaya çalıştı.

Mecbur kabul etmek zorunda kalınca da, ‘Kürt kökenli’ demeye başlandı.
Bu yanlışı ben de yapıyordum, sağolsun bir dostum uyardı ve bıraktım.

HDP’nin belediyelerini hukuksuz şekilde elinden alıp şimdi de milletvekillerinin milletvekilliklerini düşürmeye çalışıyoruz, ne için?
Sorunu çözmek için mi?
Hiç sanmıyorum.

Bu bakış açısıyla sorun çözülmez çünkü.

Sorun demişken başka bir hatayı da belirteyim. Özellikle Kürt sorunu dememeye çalışıyorum.

Kötü niyetliliğe bakar mısınız.

Kürt sorunu diyoruz.

Türk sorunu diyor muyuz?
Ya da Almanya’da Türklerle ilgili ‘Türk sorunu’ tabiri kullanılıyor mu? Hayır.

Peki biz neden ‘Kürt sorunu’ diyoruz.

Çünkü Türkler ya da kendini Türk sananlar kendilerini Kürtlerden üstün gördükleri için, Kürtlerle kendilerini aynı seviyede görmüyorlar.

İşte bu bakış açısı yüzünden bu sorunu çözemiyoruz gibi geliyor bana…

Sevgi ve Bilgiyle kalın

((Not: 1942 yılında II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerden kaçan Yahudileri Filistin’e götürmek üzere Romanya’dan yola çıkan Struma gemisinin batması/batırılması sebebiyle hayatını kaybeden 103’ü çocuk, 768 kişiye Allah’tan rahmet diliyorum)

(Not: İçeriğinden ve fotoğrafından yararlandığım Mardinlife sitesine teşekkür ediyorum. Sayfanın da alıntıladığı gibi, bu bilgiler İslam Ansiklopedisi KÜRTLER başlığından derlenmiştir)