Kürtler dindar ama ümmetçi değil, Kürt milliyetçisi ama Türkiyeli

Araştırmaya göre Kürtler kendilerini en çok sırayla Müslüman, Özgürlükçü, Dindar, Demokrat, Muhafazakar, Kürt hakları savunucusu, Kürt milliyetçisi olarak tanımlıyor

Kürtler dindar ama ümmetçi değil, Kürt milliyetçisi ama Türkiyeli

Yıldıray Oğur yazdı;

Son yıllarda ürettiği araştırmalarla Kürt sosyolojisinin fotoğrafının doğru çekilmesine şimdiden büyük katkılar yapan Rawest Araştırma’nın Kürt Çalışmaları Merkezi için yürüttüğü Kürtlerde Değerler ve Tutumlar Araştırması yayınlandı.

11 şehirde 1369 kişiyle yüz yüze anketler yapılan araştırma, yine sokaktaki hayatın, masa başındaki klişelere sığmadığını gösteren tespitlerle dolu.

Araştırmaya göre Kürtler kendilerini en çok sırayla Müslüman, Özgürlükçü, Dindar, Demokrat, Muhafazakar, Kürt hakları savunucusu, Kürt milliyetçisi olarak tanımlıyor. Müslüman diyenlerin oranı yüzde 41. Kürt milliyetçisi diyenlerin oranı yüzde 10.

AK Partili Kürtler kendilerine daha çok Müslüman, Dindar, Muhafazakar derken, HDP’liler Özgürlükçü, Müslüman ve Kürt hakları savunucusu diyor.

Katılımcıların üçte ikiden fazlası için dindarlık hala iyilik, ahlak, maneviyat gibi olumlu kavramları çağrıştırıyor. Sadece yüzde 10’u “gereksizlik”, “bağnazlık” “baskı” kavramlarını hatırlıyor.

Araştırma siyasi tartışmalarda ve damgalamalarda sıklıkla yanılgı nedeni olan bir gerçeğin bir kere daha altını çiziyor: HDP’nin Kürt seçmenleri de AK Partili Kürt seçmenler kadar dindar.

HDP seçmeninin beşte dördünden fazlası düzenli ya da seyrek namaz kılıyor.

Ankete katılanlardan son bir haftada vakit namazı kıldığını söyleyenlerin oranı AK Parti’de yüzde 50, HDP’de yüzde 44.

Araştırmaya katılan kadınların yüzde 56’sı başörtülü.

Sağdayım diyen kadınların %71’i, soldayım diyen kadınların %43’ü başörtülü. AK Partili kadınların %81’i, CHP’lilerin dörtte biri ve HDP’lilerin de yarıya yakını başörtüsü takıyor.

Fakat bu veriler Kürtlerin, siyaseten İslamcı olduğunu söylemiyor.

“Sizce İslam kardeşliği Kürtlerin sorunlarına çözüm olabilir mi?” sorusuna verilen yanıtlar “İslam kardeşliği”nin bir ideal olarak olumlu bulunduğunu ama bunun pratikte artık bir işe yaramadığının kabul edildiğini gösteriyor.

Bu soruya derinlemesine mülakatlarda verilen bazı cevaplar şöyle:

“Gerçek anlamda Müslümanlık olsaydı hiçbir şekilde problem yaşamayacaktık. herkes mefaatini düşünüyor.” (Erkek, İmam, Diyarbakır, 48 yaş).

“Şu anda Türkiye’deki İslam kardeşliği kavramı çözüm getirmez. Kürtçe ve Kürtler üzerinde ciddi bir baskı var. (Erkek, Öğretmen, Van, 40 yaş).

“Şu anki haliyle olamaz. Bu meselenin bu şekilde çözüleceğini düşünmüyorum. Çünkü insanlar artık o anlamda bakmıyor farklı anlamda bakıyorlar.” (Kadın, Öğretmen, Van, 31 yaş).

“Bu Müslümanlık ile ilgili değildir bu ırkçılıkla ilgilidir. Müslümanlığın sorun çözmediğini gösterir.” (Kadın, Öğretmen, Diyarbakır, 30 yaş).

“En büyük handikap şu, Kürtleri bu başlıkla sindirmeye çalışıyorlar. Hep İslamı, İslam kardeşliğini yaratarak algıyı yaratıyorlar. Bu şartlarda nasıl kardeş olabiliriz. Sen benim dilimi, vatanımı kabul etmiyorsun. Benim var olduğumu kabul etmiyorsun. Hiçbir şeyi kabul etmiyorsun. Romantik olduğunu düşünüyorum. Kürtleri oyalayan bir şey. Hakları vermemek için sürekli İslam kardeşliği.” (Kadın, Sekreter, İzmir, 44 yaş).

“Pratik önemlidir. İslam kardeşliği ve adaleti diyoruz eğer pratikte olmuyorsa söylediğimizin bir anlamı olmayacaktır. Türkiye de kullanıldığı zaman pratiğin de farklı yaşayan insanlar o kardeşlik sözünü irkiliyor.” (Erkek, İmam, Adıyaman, 59 yaş).

Bu yüzden Kürtler Türkiye’deki klasik kutuplaşmanın, sağ ve sol ayrımlarının dışında duruyor.

Araştırmanın ilginç verilerinden birine göre Kürtlerin yüzde 47,2’si kendisini Merkez’de konumlandırıyor. Sol’dayım diyenler (%31,2), Sağ’dayım diyenler (%21,4).

Merkez’deyim diyenlerin oranı Türkiye ortalamasının hayli üstünde. Araştırmacılar bu veriyi çok önemsiyor. Bu Merkez’in bir diyalog ve birbirine dönüşme alanı olduğunu, bu yüzden Merkez’deki Kürtlerin birbirini etkilediğini, bunun da seçmen davranışının değişmesine neden olduğunu söylüyorlar.

Kürt seçmenlerin merkez sağ partilerden AK Parti’ye şimdi de CHP’ye, DEVA ve Gelecek partilerine doğru oylarını değiştirmesi bu yüzden zor olmuyor.

Türkiye’deki mevcut siyasi kamplaşmanın dışına çıkan Kürtlerde Türkiye’dekine benzer olarak artan bir eğilim ise milliyetçilik.

Katılımcıların yaklaşık dörtte biri kendisini yüksek düzeyde Kürt milliyetçisi olarak görüyor. HDP seçmeninin üçte ikisi Kürt milliyetçiliğini orta veya yüksek düzeyde sahiplenirken AK Parti seçmeninin de yarıya yakını bu kimliği benimsiyor.

Farklı ülkelerde yaşayan Kürtler arasında bir birlik olmasını isteyenlerin oranı yüzde 42. Bu oran AK Parti seçmeninde yüzde 27, HDP seçmeninde yüzde 59.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi bayrağına olumlu bakanların oranı yüzde 41.6. Bu oran AK Parti seçmeninde yüzde 39, HDP seçmeninde yüzde 52.

Yani AK Parti seçmeni olan Kürtler de ortalamaya yakın oranda Kürt milli duygularına sahip.

Araştırmada Türkiye’deki resmi değer ve semboller de sorulmuş.

En fazla tepki çeken resmi sembol Andımız.

Katılımcıların yüzde 82’si Andımıza karşı.

Atatürkçülüğe mesafeli olanların oranı yüzde 65. Cumhuriyet Bayramı’na yüzde 61. En fazla benimsenmiş resmi semboller ise İstiklal Marşı ve bayrak. Onlardaki oran ise yüzde 50.

Bu oranlar devlet ile Kürtler arasındaki mesafeyi gösteriyor. Daha sivil resmi semboller bayrak ve İstiklal Marşı ise daha fazla benimsenmiş.

Ama bu Kürt milliyetçiliğinin ve resmi söyleme mesafe bir bölünme talebine neden olmuyor. Kürtlerin talepleri listesi Kürtlerdeki Türkiyelilik hissinin de arttığını gösteriyor.

Kürtlerin talepleri listesinde ilk sırada ise bağımsız devlet, bölünme, özerklik değil anadilde eğitim ve kamu hizmeti var. Kürtlerin yüzde 90’ı anadilde eğitimi, yüzde 81’i anadilde kamu hizmetini savunuyor.

Anadilde kamu hizmeti talebi AK Partili Kürtlerde yüzde 74, HDP’li Kürtlerde yüzde 89.

Anadilde eğitimde ise veriler çok dikkat çekici.

Parti ayrımsız bir talep olan anadilde eğitimde bütün eğitimin Kürtçe olmasını isteyenlerin oranı HDP seçmeninde bile sadece yüzde 15.

Anadilde eğitim için en çok desteklenen formül Türkçe ve Kürtçe iki dilli eğitim. HDP’lilerin yüzde 72’si, AK Partililerin yüzde 47’si, CHP’lilerin yüzde 59’u bunu talep ediyor.

Kürt meselesinde en çok şikayet edilen ise eşitsizlik.

Rapordan okuyalım:

“Katılımcıların çoğunluğu Kürtlerle Türklerin devlet nezdinde eşit olmadığını düşünüyor. Bu düşünce sağ görüşe mensup olanlarda üçte bir, sol görüşlülerde dörtte üç oranında paylaşılıyor. Benzer biçimde AK Parti seçmenlerinin dörtte birden azı eşitliğin olmadığını paylaşırken bu oran CHP’lilerde yarı yarıya, HDP’lilerde dörtte üçten fazla çıkıyor. Eşitsizlik algısı dindarlığı düşük olanlarda daha yüksek olsa da bu oran yüksek düzeyde dindar olanlarda da yarıya yakın.”

Araştırmada en çok dillendirilen ikinci talep Çözüm süreci. Çözüm sürecinin yeniden başlamasını savunanların oranı yüzde 79.4. AK Partililerin yüzde 73’ü, HDP’lilerin yüzde 85’i çözüm sürecini geri istiyor.

Yani aslında Türkiye içinde bir çözüm konusunda kafalar net.

Yeni nesiller eskilere göre daha da Türkiyeli. Yani fırtına nesil geliyor söylemini bu araştırma da doğrulamıyor.

Yine bu Türkiyelileşme eğilimini rapordan okuyalım:

“Ayrıca daha önceki çalışmalarla birlikte bu çalışma da göç olgusunun Kürtlerin deneyimlerini etkileyen önemli bir faktör olduğunu ve “göç kuşaklarıyla” da biçimlenen “daha Türkiyeli” bir Kürtlüğün inşa olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin Batı şehirlerinde yaşayan ve orada bir gelecek planlayan Kürtlerin gündelik ve kültürel alışkanlıkları, siyasi eğilimleri, gündemleri, talepleri ve kimliklenme biçimleri giderek değişiyor. Bu durum, Batı’daki Kürtlerle Bölge’deki Kürtleri birbirlerinden farklılaştırıyor. Bu durumda hem Kürtler kendi içinde farklılaşıyor hem de Batı’daki Kürtlerin Türkiyelileşme eğilimleri genel olarak Kürtleri Türkiye toplumuyla daha da yakınlaştırıyor.”

Araştırma Kürtlerde de hızlı bir sekülerleşme olduğunu ortaya koyuyor.

Genç Kürt nesiller dinden uzaklaşıyor. Kadınların sosyal hayata katılımı artıyor. Ataerkillik geriliyor.

Anketin siyasi sonuçları da ilginç.

Ankete göre bölgede HDP ağırlığı sürüyor. Ama HDP küçük de olsa geriliyor. Gerileyen partilerden biri AK Parti. Ama AK Parti hala ikinci parti. En çok büyüyen parti CHP. DEVA ve Gelecek partileri de bölgede yükseliyor. HDP’lilerin ikinci partisi ağırlıklı olarak CHP olmuş durumda.

İşin daha heyecanlı olan bu kısmıyla ilgilenenleri raporun linkine gönderelim.

https://kurdish-studies.org/wp-content/uploads/2022/03/Kurtlerde-Degerler-ve-Tutumlar-2021.pdf

Ama esas büyük değişimi bu güncel siyasi eğilimler gölgelememeli. Rapor Türkiye’deki bütün aktörlere Kürtlerle ilgili klişeleşmiş algılarını ve söylemlerini değiştirmek için önemli bir veri seti sunuyor.

Hayatın sürprizlerle dolu hakikatlerini, kendi zihinlerindeki kurgusal gerçekler için kesip biçmeyecekler, onunla yüzleşmeye cesaret edebilecekler için tüm bu rakamlar çok şey söylüyor.