KÜFRETMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

Mustafa UÇURUM - 13. 08. 2018 Pazartesi

KÜFRETMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

13. 08. 2018 Pazartesi

Bir çeşit rahatlama yöntemi olarak küfretmeyi tercih eder bazıları. Dili küfre yaslı olan kişiler her durumda ve fırsatta küfredecek bir şeyler bulur.

Sosyal içerikli yorumlar yapmayı gereksiz görüp afili bir küfre sığınanların kişilik sorunu var mıdır bunu da düşünmek gerek. Mesela bugünlerde Dolar´dan dolayı Amerika´ya karşı ekonomik, sosyolojik, politik yorum yapanların yanında sosyal medyadaki köşelerinde Amerika´ya küfrederek rahatlayanlar da oldukça önemli bir yoğunlukta.

Küfretmeyi doğal olarak gören bir toplum olduk maalesef. Evde, sokakta, okulda, caddede, kafede rahatlıkla küfürlü konuşanları görüyoruz. Böylelerine tepki göstermeye de gelmiyor. Ağzı bozuk olanın zihni de bozuktur deyip çalıyı dolaşmak en doğrusu.

Sadece erkekler değil küfredenler. Sokakta birbirleriyle yüz kızartıcı küfürler eden kızları da görüyoruz artık. Hiç çekinmeden, çok doğal bir şey yapıyormuş gibi kimseye aldırmadan küfreden kızlarımız acaba ellerindeki en büyük değer olan iffetlerini nerede yitirip de kalabalıklara karıştılar?

Özellikle kırsal kesimde dedeler, babalar çocuklara küfür etmeyi öğretir, başkalarına küfrettirir, çocuk küfredince de bundan büyük bir keyif alırdı. Epey zamandır şahit olmuyordum bu aşağılık duruma. Geçenlerde bir düğünde adamın ?Hadi amcalara küfret bakalım.? dediğini duyunca dikkat kesildim bakalım ne olacak diye. Hiçbir şey olmadı. Çocuk küfretti, herkes de büyük bir keyifle güldü.

Meselenin bir de sinema yönü var. Türk sinemasında eskiden sadece komedi filmlerinde olurdu küfür. O da küfür bile denmeyecek cinsten sözlerdi. Kemal Sunal´ın filmlerindeki küfür denen sözlerle günümüzde çekilen filmlerdeki küfürleri karşılaştırıyorum da Kemal Sunal´ınkiler yunmuş yıkanmış kalıyor bugünkü filmlerdeki küfürlerin yanında.

Güldürmeyi küfürle yakalamaya çalışan bir anlayış hakim. Filmdeki kadın, erkek herkes baştan sona küfrediyor ve bu da filmlerin en komik sahneleri arasında gösteriliyor.

Filmler televizyonda yayınlanınca sansürlense de sinema gösterimlerinde sansür falan hak getire. Son yıllarda milyonları bulan izleyiciler ile sinemalar dolup taşıyor. Bir bakıyorsunuz, sadece küfürlerin olduğu sahnelerde kahkaha tufanı kopuyor.

Ahlaki bozukluk bir köşeden başlayınca toplumun her tarafını yavaş yavaş sarmaya devam ediyor. Daha sonra öyle bir hâl baş gösteriyor ki küfür doğallık kazanıyor insanların nazarında.

Fark edilmiyor bile küfürlü konuşmalar. Oynarken birbirlerinin annesine küfreden çocuklara ?İnsan hiç annesine küfrettirir mi?? diyorum. ?Anneme mi küfretti benim?? diyor çocuk. Yani o kadar doğal hale gelmiş ki küfürlü konuşmalar kimse ne söylediğinin farkında bile değil.

Oğlumla bir kez maç izlemek için gittiğimiz stadyumda o kadar çok küfür edildi ki maçı neredeyse kulağımızı kapatarak izlemek zorunda kaldık. Küfredenlerin bahaneleri de hazır; ?Buraya stres atmak için geldik.? Stresini küfürle atan bir milletiz ne yazık ki.

Sosyal medya yorumlarında en olur olmaz yerlerde küfürlü yorumlara rastlamak da hastalıklı ruh halinin yansımasından başka bir şey değil. Düşüncesini hem de hiç tanımadığı bir kişiye küfürle aktarma yolunu tercih eden kişiler hakkında elbette iyi şeyler düşünmemiz beklenemez.

Dilin zehridir küfür. İnsanın değerini düşüren, acziyetini ortaya koyan bir savrulmadır. Baktınız ki biri ne değer tanıyor ne ahlak ne din gözetiyor ve dilini küfürle yıkıyor, hemen uzak durun öyle kişilerden. Küfrünü sıçratmayın üzerinize.

Türkçenin engin nimetlerinden yararlanarak ince göndermelerle yapmak varken küfre sığınmak hem kişiliğe hem de dilimize bir hakarettir. Zihni, kalbi, dili temiz nesillere kavuşacağımız günler, bugünkü en büyük dileğim olsun.