Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Kritik kavşağın adı: Selahattin Demirtaş

Mümtaz’er Türköne yazdı:

Kritik kavşağın adı: Selahattin Demirtaş

Top Saray’da, kararı orası verecek. Vereceği karara göre Çözüm Süreci’nin serencamı ayan-beyan belirlenecek. AİHM’in Selahattin Demirtaş kararını kesinleştirmesinden sonra, Saray’ın ve hükümetin karşı karşıya olduğu mecburiyetten bahsediyorum.

Hâlâ endişe edebilirsiniz: AİHM kararına uyup Demirtaş’ı bırakacaklar mı? Yoksa diğer AİHM kararlarına yaptıkları muamele gibi “parası ne ise ödeyelim” ile geçiştirecekler mi?

Önlerinde duran problem varoluşsal; fakat şartlar hızla değişiyor. 

Demirtaş serbest kalacak

Bahçeli bütün ağırlığını koydu: Selahattin Demirtaş serbest kalacak. Kaçarı, göçeri, ertelenir bir tarafı yok.

Öcalan ile Demirtaş arasına nifak sokup, Demirtaş’ın içerde kalmasını Öcalan’ın iradesine bağlayan kumpas çöktü. Bahçeli bugünkü grup konuşmasında, Cumhur İttifakı’na “çatladı, patladı” diyerek “nifak sokmaya kalkanlar”a verip veriştirdiği gibi, İmralı ile Edirne arasına mesafe koyanlara da karşı durdu. Kısaca Demirtaş’a sahip çıktı. Malum: Saray kanadı Demirtaş’ın çıkmasını istemiyor. Çıkarsa, zincirleme reaksiyonla siyaset üzerinde kurduğu baskının “cezaevi” gibi en kritik araçlarından birinden mahrum kalacağını düşünüyor. Bu yüzden Demirtaş’ın esaretinin sorumluluğunu Öcalan’a yükleyerek, işin içinden sıyrılmayı denedi.

Çözüm Süreci’nin lokomotifi olarak misyonunu istikrarlı bir şekilde sürdüren Bahçeli’nin kafasındaki çözüm planında, aktörlere biçilen değer ve rollerde entrikaya ve ayak oyunlarına yer yok. Açıkladığı ve bıkmadan tekrarladığı stratejiye göre çözüm açık toplum kurallarına göre demokrasi ve hukuk içinde alınacak. Bu strateji için demokrasi ve hukuk aşığı olmak gerekmiyor; devletin ve milletin çıkarları konusunda gerçekçi olmak yetiyor.

Bahçeli’nin sabit kadem tutumundan çıkan somut bir sonuç var: Selahattin Demirtaş, AİHM kararı gereği serbest bırakılacak. Hatta, Kürt siyasetindeki sürükleyici rolünü özgür ve etkili bir şekilde yerine getirecek.

Yoksa?

Cumhur İttifakı içinde “çatlak-patlak” denilen şey işte o zaman ortalığı kasıp kavurmaya başlar. Çünkü Çözüm Süreci sona ermese de ayak sürümeler, zamana oynamalar açık bir patinaja dönüşür. Saatin mili gibi her şeyi bir arada tutan vidanın yalama olduğunu düşünün.

Olup biten her ayrıntının, 22 Ekim’de Bahçeli’nin patlattığı atom bombasının, 27 Şubat’ta Öcalan’ın “ulus devlet hedefinden vazgeçtik” açıklamasının, PKK’nın silah yakmasının ve daha nice gelişmenin gelip biriktiği ana mecrada bir turnusol deneyi fırsatı önümüze çıkar. Tam kavşak noktasında, rüzgârda savrula savrula önümüze düşen AİHM’in Demirtaş kararına uymamak, son derece açık bir “Çözüm Süreci istemiyorum” şeklinde bir irade beyanı olarak tarihin tozlu sayfalarına ana bölüm başlıklarından biri halinde eklenir. Hiçbir güç yönettiği ülkenin önüne altın bir fırsat olarak çıkan çözümü baltalama sorumluluğunu üstlenemez.

Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’na iddialı bir şekilde sahip çıkmasını bile, Demirtaş’ın serbest kalmasının işaretlerinden biri olarak okuyabilirsiniz.

Bahçeli milliyetçiliği

Süreç konusunda Bahçeli son derece net. Politik endişelerle eğip bükmeden, hatta diplomatik esneklikten uzak bir açıklıkla yapılması gerekenleri sıralıyor. Tekrarlıyor, ısrar ediyor ve sonuç alana kadar pes etmeyeceğini gösteriyor. Programı çok açık: Terör dönemini kapatmış, Kürtleri muhatap alan ve çözümü demokrasi ve hukukun alanını genişletmekte bulan prensipler üzerine bu programı inşa ediyor.

Kürt sorununu, yıllardır “faşistlik-ırkçılık” suçlamasına maruz kalan bir parti çözüyor; Türkiye’de demokrasi ve hukuk alanını totaliterlikle suçlanan aynı parti genişletiyor.

Bugünkü grup konuşmasında Bahçeli, kendi sözlerinin nasıl yorumlanması gerektiğini tek tek anlattı. İleride bugünkü metin, bulmaca-bilmece çözmeye hevesli olanlar için anahtar görevi görebilir.

Bahçeli’nin eksik ve yanlış yorumlanmasının temel sebebi Türk milliyetçiliğinin ideolojik-politik birikiminin yeteri kadar anlaşılmamasından kaynaklanıyor. Milliyetçilik tarih bilincidir. Karşılaştığı sorunları çözerken tarihî tecrübeyi referans alır. Bahçeli’nin yaklaşımı tarihî tecrübeden ilham alıyor. Ayrıca milliyetçilik, milleti yüceltmek için millî iradeye dayanmak zorunda olduğu için demokrasiye doğru yelken açar. Hukuk, birlikte barış içinde yaşama kaygısından önce devleti halkıyla uyum içinde yaşatmanın yegâne formülü olarak öne çıkar.

İlkesel olarak Bahçeli’nin çözüm perspektifi ve tutumu milliyetçilik ile uyumlu, hatta onun sonucu.

İmralı’ya giden DEM heyeti, kısa açıklamasında Öcalan ile üç saat boyunca tarih konuştuklarını, son bin yılın iki sütunu olarak sentez üzerinde durduklarını söylüyorlar. Tarih faslı önemli. Bahçeli ile Öcalan arasındaki uyumun ortak tarih bilincine dayandığını söylemek aşırıya kaçmak olur; ancak iki tarafında bu konuda gayret gösterdiği açık.

Bugün itibarıyla neticeye bakalım:

Demirtaş serbest kaldığı an, Çözüm Süreci’nin devlet kanadında atılması beklenen somut adımlardan ilki atılmış olacak. Sonrasının zincirleme reaksiyon halinde sökün etmesini umut etmemizi engelleyecek bir pürüz görünmüyor.

DEM Parti İmralı heyeti tarafından Öcalan ile görüşmenin ardından yapılan yazılı açıklama şu şekilde:

Basına ve Kamuoyuna,

3 Kasım 2025 tarihinde İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile yaklaşık üç saat süren son derece olumlu bir görüşme gerçekleştirdik. Sağlığı ve morali oldukça güçlüydü. Görüşmemizde özetle şu değerlendirmeleri yaptı:

İçinde bulunduğumuz süreci ilerletebilmek, tarihi ve sosyolojiyi daha fazla ciddiye almayı gerektiriyor. Türk-Kürt ilişkisinin bin yıllık iki sütun olarak bugüne geldiğinin tespit edilmesi önemlidir. Bu sütunların görülmesi, anlaşılması ve onarılması suretiyle birlikteliğin güçlendirilmesi gerekir.

Çizgiler çekerek değil, güncel sorunlarımızı da kapsayacak bir ufuk oluşturarak hareket etmeliyiz.

Sınırlı şartlarda tarihi bir mesele için ciddi bir çaba sarf ediyoruz. Yıkıcı ve negatif değil, pozitif bir aşamayı geliştirmeye çalışıyoruz. Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla Cumhuriyet’in yasallığına dahil edilmesi ve bunun için güçlü bir geçiş süreci temel alınmalıdır. Bütünsel bir olgu olarak yasallığa geçiş, demokratik Cumhuriyet’in hukuksal temellerini sağlamlaştıracaktır.

Bugün dönemsel olarak eşiğinde olduğumuz demokratik entegrasyon imkanı hem yerellik hem evrenselliktir. Pozitif aşamaya geçebilmek için bu süreçte herkesin hassasiyet, ciddiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesi hayati önemdedir.

Saygılarımızla.

DEM Parti İmralı Heyeti

4 Kasım 2025

 

Kaynak: medyascope.tv



Anahtar Kelimeler: Kritik kavşağın : Selahattin Demirtaş

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER