“Konfordan Vazgeçmek İnfaktır”

Fatma Tuncer, Prof. Dr. Müfit Selim Saruhan’ın “Bir gün de olsa vanalarımızı kapatıp depremzede kardeşlerimizin soğukla olan mücadelesini anlayalım” ifadesinin anlamına işaret ediyor.

“Konfordan Vazgeçmek İnfaktır”

“Toplum olarak güzel sözleri sosyal medyada paylaşıp “mışcasına” problem çözmekten öteye geçmeliyiz. Sorunları kovalayıp elimizle, dilimizle iyiliği çoğaltmalıyız. Gerçek mutluluk başkalarını mutlu kılmaktır. Evrensel ve kalıcı mutlu olmanın yolu tüm canlılara karşı duyarlı, vefalı ve koruyucu olmaktır. Konforumuzdan vazgeçmek ise infaktır. Allah, Al-i İmran Suresi 92. ayetinde, “Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe/gerçek mutluluğa asla eremezsiniz” buyurur. 

Konforumuzdan ve üşengeçliğimizden vazgeçip empatimizi çoğaltmalıyız. Gelin evimizde yaşlı ve veya bebeklerimiz yoksa bir gün boyunca sabaha kadar vanalarımızı kapatıp soğukta olan vatandaşlarımızın soğukla mücadelesini hissedelim. Başkaları açken asla doyamam, başkaları üşürken asla ısınamam diyen bilge insanlarımızın sözlerini yüreklerimize ve davranışlarımıza yansıtalım. “Konfordan vazgeçmek infaktır.” (Prof. Dr. Müfit Selim Saruhan)

Değerli hocam Prof. Dr. Müfit Selim Saruhan’ın, “Bir gün de olsa vanalarımızı kapatıp depremzede kardeşlerimizin soğukla olan mücadelesini anlayalım” ifadesi beni ekonomik ve sosyal güç unsurlarının ulaşamadığı bir noktaya götürdü ve ellerimizle verdiklerimize kalplerimizin de dâhil edilmesi gerektiğine inandım.

Depremzedelerin acılarına kardeş olabilmemiz için kendimizi onların mahrum olduğu şeylerden mahrum bırakıp; hiç olmazsa bir gün, ya da bir gece ısınma imkânımız olduğu halde soğukta kalmamız, ekmeğe, suya ulaşabildiğimiz halde faydalanmamamız ve kendimizi yıkıntılar altında kalmışçasına sabitlememiz gerekir ki; bunlar davranışlarımızın orucudur. Davranışlarımızın orucu, afetzedelerin mahrumiyetini sahiplenmek ve “yanındayım, anlayabiliyorum, acını paylaşıyorum” diyebilmektir. Ellerimizle verdiklerimize kalbimizi de dâhil edebilirsek depremin yıktığı insanların ruhen güçlenmelerine ve travmalarını daha rahat atlatmalarına yardımcı olabiliriz, bu mümkün...

Bir televizyon kanalında yayına bağlanan hanımefendi yıkılan şehirlerin ve soğukla başa çıkmaya çalışan insanların durumunu anlatıyor ve sarf ettiği her cümlenin başında, “Lütfen bizi bırakmayın” diyor. Kadın binlerce insanın merhametinde payının olduğunu bilmek istiyor. Kadın kendini güvende hissetmeye çalışıyor…

 

Kaza, hastalık ve doğal afetler travma nedenidir ve travmaları ile başa çıkmaya çalışan insanların moral ve manevi destekle yaralarını sarabilecek duruma gelmeleri gerekir. Bunun için kişiye “yanındayım” demeniz ve bunu onlara hissettirmeniz yeterli…

Prof. Dr. Müfit Selim Saruhan hocanın da ifade ettiği gibi eğer afetzedelerin fiziki olarak yanlarında yer alamıyorsanız onların soğukla olan mücadelelerini ve çaresizliklerini bedeninizde ve ruhunuzda hissedip, kalbi bağlarınızı güçlendirebilir ve dualarınızla yardımlarına ulaşabilirsiniz. Bunu başarabildiğiniz takdirde mesafeler kısalacak ve mahrumiyetler merhametle yoğrulup sabra, teslimiyete ve umuda dönüşecektir. Ve… Bir gün o şehrin çocukları acının külleri üzerine yeni hayatlar kuracaklardır. Bundan emin olabilirsiniz…