Kıyıya vuran deniz

Gazeteci yazar Hüseyin Akın, Çıra Edebiyat serisinden çıkan ve akademisyen kimliği ile önplanda olan şair Bilal Kemiksiz'in "Kıyıya vuran deniz" adlı şiir kitabını değerlendiriyor.

Kıyıya vuran deniz

Çıra-Edebiyat yeni eserlerle serisini zenginleştirmeye devam ediyor. Bu serinin çok önemli bir boşluğu doldurduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Elimde Bilal Kemikli’nin Kıyıya Vuran Deniz şiir kitabı var. Bilal Kemikli ismini akademik çalışmaları ile de biliyoruz. Prof. Dr. titrine sahip bir ilahiyatçı. Düzyazı alanında da önemli eserlere imza atmış bir isim. Şiir ve İrfan, Şiir ve Hikmet ve Şiir, Hayat ve Derviş bu eserlerden bazıları.

Kıyı ve deniz metaforu insanın hakikatini anlatmakta dolayımlı ve kullanışlı bir yakınlaştırma biçimi. Şiir kapısının önünde bu hatırlatmayı yapmayı ihmal etmiyor Bilal Kemikli: “İnsan denizdir. Evet, çocuk da olsa deniz!”

Kitap 96 sayfadan oluşuyor; 67 şiiri içeriyor. Şiir sayısı biraz daha azaltılabilseydi acaba daha mı iyi olurdu? Çünkü şiir kitapları kalabalık bir sokak gibi olmamalıdır. Şiirin de şiirsel mesafesi vardır. Açılış ve kapanış şiirlerinden örnekler vererek diğer şiirlerin dünyası hakkında bir korelasyon oluşturmayı deneyeceğim.Advertisement

Kitabın ilk şiiri Dibace meydan okuyan bir iddiasızlıkla sesleniyor okuyucuya: “Ben şair değilim. Biliyorum. / Şair harflerle örer kelimeyi. / Kelimelerle kurar şehri / Ne musiki var sesimde / Ne şairin işçiliği. / Gelenleri not ederim geceleri. / Issız ve sensiz zamanları.”

Bu meydan okuyan iddiasızlık aslında Bilal Kemikli şiirine hem bir anlama rahatlığı hem de genişlik sağlamaktadır. Şair, “Ben şair değilim” derken kendi kendisine had bildirme gibi bir yaklaşım ortaya koymuş oluyor. Bu ifadesiyle şair olmanın getirdiği negatif çağrışımlardan da korunmaya çalışıyor. Mehmet Akif’in “Ne tasannu bilirim; çünkü sanatkârım”,” Sözün odun gibi olsun, hakikat olsun tek” dizelerine gönderme yapıp selam çakıyor.

Kıyıya Vuran Deniz kitabının son şiiri Nefes şiirin adından da anlaşılacağı gibi burada mistik ve tasavvufi bir eda ile karşılaşıyoruz. “Kaptan kaba boşalan”, “Yola revan oluruz.”, “Tezgâhımızda bir koca dağ”, “Habire yont nefis ağacını can.”, “Sözün özü özün özü” gibi daha birçok ifade Kıyaya Vuran Deniz’in tefsirini yapıyor bir anlamda.

Diyorum ki okumadan sakın geçmeyin. Zihnimizde karanlıkta kalan birçok kelimeyi aydınlığa kavuşturacaktır bu şiirler. (Kıyıya Vuran Deniz – Bilal Kemikli, Çıra Yayınları – Haziran 2020)