Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

KİTAPLA YENİDEN DİRİLİŞ

Yazar Yusuf Tosun, okuma kültüründe belli bir gerilemenin olduğu bu dijital çağda kitabın dirilişi üzerinden, ilk kez düzenlenen “Kâhta Kitap Günleri”nde elde ettiği izlenimlerini okuyucularla paylaşıyor.

KİTAPLA YENİDEN DİRİLİŞ

Dijital Çağda Okuma Kültürünün Dönüşümü

Dijital çağın hızla dönüştürdüğü dünyada, okuma alışkanlıklarımız da büyük bir değişimden geçiyor. Ekran köleliği, kısa video bağımlılığı ve TikTok zihniyeti derken, derinlikli okuma neredeyse unutulmuş durumda. Matbu eserlerin yerini parlak ekranlar alırken, uzun uzun düşünmeyi gerektiren klasik okuma pratikleri günden güne eriyor. Derinlikli okumalar yok artık. İnsanımız “oku” emrinin gerektirdiği yoğun dikkat ve tefekkürden uzak, hızlı tüketim kültürünün esiri oluyor.

İşte tam da bu umutsuz tablo karşısında, Anadolu’nun dört bir yanında yükselen kitap fuarları ve okuma etkinlikleri birer direniş ve de diriliş kalesi gibi duruyor. Çünkü kitap, bizim medeniyetimizin damarlarında dolaşan kandır; ilk emri “Oku!” olan bir ümmetin en argümanıdır. Batı’nın dayattığı sığ eğlence kültürüne, yapay zekâ metinlerine ve algoritmik köleliğe karşı kitap hâlâ en güçlü direniş dayanağımızdır.

Hiç şüphesiz bu yeniden dirilişin en güzel örneklerinden biri de, tam bir yerel ruhla inşa edilen butik organizasyonlardır. Her bölgenin kendine has okuma damarı, kültürel hafızası ve ruh iklimi vardır. Bu gerçek göz ardı edilip İstanbul merkezli standart fuar şablonları Anadolu’ya dayatılırsa etkinlikler ruhsuz bir ticarethaneye dönüşebilir. Oysa yerel dinamiklere kulak veren, o toprakların okur-yazar dengesini gözeten organizasyonlar, gerçek bir kültür ihya ve inşasına yol açabilir.

Tam da bu yüzden, depremin yaralarını hâlâ saran Adıyaman’ın Kâhta ilçesinde düzenlenen Kâhta Kitap Günleri, sıradan bir fuardan çok daha fazlası olarak dikkatimizi çekiyor. Çünkü burada kitap, ne bir lüks ne de bir gösteriş unsuru; hayatın ta kendisidir.

 

Arşiv.

 

 

Kâhta Kitap Günleri’nin Örnekliği

Adıyaman’ın Kâhta ilçesinde tarihinde ilk defa 22-30 Kasım tarihleri arasında Kâhta Belediyesi’nin öncülüğünde düzenlenen Kâhta Kitap Günleri, bölgenin hâlâ 6 Şubat depreminin yaralarını sardığı zor bir dönemde gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, göz kamaştırıcı bir başarı hikâyesi yazdı. Bu başarı hikâyesini konuk yazar olarak katıldığım çeşitli etkinlilerde dört gün boyunca yaşadım. İşin doğrusu bu başarıyı sıradan bir fuardan ayıran şey, yalnızca ziyaretçi sayısı ya da stantların düzeniyle değil; temanın derinliği, yayınevlerinin ve kitap portföyünün titizlikle seçilmiş olması ile yönetici ve ziyaretçilerin fuara kattığı ruhta aramak gerekir.  Kâhta Kitap Günleri, “Kitabın Ruhuyla Canlanması ve Kitap Kokusunu Teneffüs Etmesi”bağlamında ender organizasyonlardan biri oldu.

Fuarda en çarpıcı detay; arz-talep dengesinin neredeyse kusursuz kurulmuş olmasıydı. Bu denge tesadüfi değildi hiç şüphesiz. Kâhta, uzun yıllardır sessiz sedasız ama kararlı bir okuma kültürü inşa etmiş bir ilçe. Bağrından birçok aydın, entelektüel, bürokrat, siyasetçi, iş adamı çıkarmış kadim bir kent. O nedenle kitap, burada lüks ya da gösteriş unsuru değil, hayatın doğal bir parçası. 

Gün boyu bebek arabalı annelerden, okul üniformalı öğrencilerine, emekli öğretmenlerden çiftçilere kadar her yaştan insanın fuar alanını doldurması, kitapla kurulan o sıcak, samimi bağı gözler önüne seriyordu. İnsanlar kitapları sadece satın almıyor, onlarla hasbihal ediyor, kokusunu içine çekiyor, ruhunu hissediyordu adeta.

Etkinliğin en güzel yanı; resmi protokolün olmadığı, gönüllülüğün başrolde olduğu bir atmosferde gerçekleşmesiydi şüphesiz. Belediye çalışanları, eğitim camiası, öğretmenler, okul müdürleri, STK’lar, yazarlar, şairler ve ziyaretçiler el ele vermiş fuara ruh katmışlardı adeta. Belediye çalışanlarının ve stant görevlilerinin yorulmak bilmez enerjisi ve onlarca gönüllünün içten gayreti, etkinliğe o nadide “amatör ruh”u, yani gerçek tutkuyu kattı. İşte bu ruh, kitabın ruhuyla buluştuğunda her fuardaki aynı materyallere sahip olmasına rağmen Kâhta Kitap Günleri sıradan bir fuardan çok daha fazlası haline geldi.

Kâhta dışından da fuara yoğun ziyaretçi akını vardı. Adıyaman’ın milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve birçok değerli isim fuara samimi bir ilgi gösterdi. Diğer kurum ve kuruluşlarla birlikte İlçe Kaymakamı da mütevazı tavrı ve içten desteğiyle kurumlar arası dayanışmanın güzel bir örneğini sergiledi.

Kısacası Kâhta Kitap Günleri, deprem bölgesinde “umut” denilen şeyin ne kadar “somut” olabileceğini gösterdi. Kitapların arasında dolaşan çocuk gülüşleri, bir dedenin torununa aldığı hikâye kitabını öperek koklaması, gençlerin yazarlarla hararetle tartışması, stant görevlilerinin sevecen yaklaşımı… Bunlar, yıkıntıların arasında yeniden filizlenen hayatın ta kendisiydi.

Kâhta, bu organizasyonla sadece bir kitap fuarı düzenlemedi; bir ilçenin okuyan, düşünen, dirilen, iyileşen kimliğini bütün Türkiye’ye ilan etti. İnanıyorum ki bu ambiyansı yüksek butik kitap fuarı, bundan sonra benzer etkinlikler için de bir ölçü, bir çıta, bir ilham kaynağı olacaktır.

İşte bu yüzden Kâhta Kitap Günleri yalnızca bir etkinlik değil, bir örnek hikâyedir.

 

Kitap Fuarlarının Asıl İşlevi

  1. Okur–Yazar Buluşmalarının Sosyolojik Etkisi

Kitap fuarlarının en derin ve kalıcı katkılarından biri, başka şehirlerden, hatta ülkelerden gelen yazar ve şairlerin öğrencilerle, gençlerle ve geniş okur kitleleriyle yüz yüze buluşturulmasıdır. Okullarda gerçekleştirilen söyleşiler, imza günleri ve atölyeler, genç dimağlarda okuma sevgisi ve düşünme alışkanlığı filizlendiren eşsiz fırsatlar sunar. Bu buluşmalar, çoğu zaman bir kitabın sayfaları arasında kalan yazarın “canlı” hâline dönüşmesi anlamına gelir. Öğrenciler, hayranlıkla dinleyip izledikleri kalem erbabı şair-yazarı karşısında görünce edebiyatın sadece mürekkep ve kâğıttan ibaret olmadığını anlar.

Aynı zenginlik, sivil toplum kuruluşlarının kendi üyeleri ve takipçileriyle bu yazarları bir araya getirmesiyle de sağlanır. STK’ların düzenlediği paneller, çay sohbetleri ve mini okuma günleri, kültürel dolaşımı hızlandırır. Böylece fikirlerin, duyguların ve deneyimlerin farklı toplumsal katmanlar arasında özgürce seyahat etmesine imkân tanımış olur.

Fuar kapsamında gazeteci-yazarlar, şairler ve düşünce insanlarının imza günleri, söyleşiler, sergiler, şiir dinletileri gibi çok çeşitli etkinlikler aracılığıyla halkla kucaklaşması da göz ardı edilemeyecek bir kazanımdır. Bu anlar, çoğu zaman televizyon ekranlarından veya köşe yazılarından tanıdığımız isimlerin “insanî” yüzünü gösterir. Bu tür etkinlikler şair-yazarı fildişi kuleden indirip hayatın içinden bir dost, bir yol arkadaşı hâline getirir.

Öte yandan, yazar ve şairlerin okuyucusuyla doğrudan, aracısız teması da edebiyat yolculukları açısından paha biçilmez bir hazinedir. Okurdan gelen samimi bir soru, içten bir teşekkür ya da yapıcı bir eleştiri; yazar için hem güçlü bir motivasyon kaynağı hem de yeni eserlerine yön verecek kıvılcımlar taşır. Nitekim Cemil Meriç’in o unutulmaz tespiti bu gerçeği en güzel şekilde özetler:

“Kelime gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdivendir.”

 

  1. Yerel Kalemlerin Görünürlük Alanı

Yerel yazar ve şairlerin fuarlara yoğun katılımı ise bu işlev halkasını tamamlar. Yerel kalemlerle ulusal ve uluslararası çaptaki yazar-şairlerin aynı mekânda buluşması, karşılıklı tanışıklık, sohbet ve fikir alışverişi, şehrin kültürel birikimini katman katman zenginleştirir. Bu etkileşim, çoğu zaman yeni iş birliklerinin, ortak projelerin ve dostlukların tohumunu eker. Böylece edebiyatın bereketli toprağında yeni filizlerin yeşermesine vesile olur.

Kısacası; kitap fuarları yalnızca kitap satılan veya alınan yerler değildir. Yazarla okuru buluşturan, geçmişi bugüne, bir yüreği başka bir yüreğe bağlayan canlı köprülerdir. Bu bağlar ne kadar sık kurulursa, kültürel dokumuz o kadar güçlü, renkli ve diri kalır.

 

Sonuç olarak, kitap fuarları bugün yalnızca kültürel bir etkinlik olmanın çok ötesine geçmiş durumda. Dijital çağın hızına rağmen insanı insana, düşünceyi hayata bağlayan nadir mecralardan biri olmayı sürdürüyorlar. Kâhta Kitap Günleri’nin ortaya koyduğu örneklik ise bize önemli bir gerçeği yeniden hatırlattı: Samimiyetle, doğru bir vizyonla ve yerel dinamiklere duyarlı bir yaklaşımla toplumun bütün katmanlarıyla işbirliği içinde düzenlenen her fuar, bir şehrin kaderine dokunup toplumu yeniden ihya ve inşa edebilir. Öyle ki kitapla kurulan bu derin temas, kimi zaman bir çocuğun zihninde yeni ufuklar açar, kimi zaman bir gencin geleceğini şekillendirir, kimi zaman da bir toplumun yaralarını sarar.

Kâhta’da olduğu gibi, kitap etrafında toplanan her gönüllü, her yazar, her okur; kültürel hayatın görünmez ama en güçlü damarlarını besler. Eğer bu gayret çoğalır, bu ruh korunur ve yeni organizasyonlara ilham olur ise, kitap fuarları yalnızca geçici birer etkinlik değil; düşüncenin, umudun ve iyileşmenin daimî durakları olmaya devam edecektir. Çünkü kitap, doğru eller tarafından halka ulaştırıldığında, bir ilçeyi de bir ülkeyi de değiştirebilecek en sessiz ama en etkili güçtür.

Kitaba iman eden Kâhta’da gördük ki; kitap sadece okunmaz; aynı zamanda can olur, ruh olur, dirilir ve diriltir. Çünkü kitap fuarları, küresel kültürel işgale karşı sessiz bir direniş cephesidir.Kitap fuarlarında çocuklara uzatılan her kitap, küresel kültürel baskılara karşı sessiz bir direniş nefesidir.

Tüm da bu yönleriyle Kâhta Kitap Günleri, yerel şartlar ve bölgenin yaşadığı zorluklar göz önünde bulundurulduğunda takdiri fazlasıyla hak eden başarılı bir kültür buluşması oldu. Bu anlamlı etkinlik için Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç ve ekibini tebrik etmek gerekir.

Dileğimiz; kültür, sanat ve edebiyatın sığlaştığı bir dönemde bu tür etkinliklerin ülkenin dört bir yanında çoğalması ve canlı bir kültürel atmosfere katkı sunmasıdır.

 

Kaynak: yenisafak.com



Anahtar Kelimeler: KİTAPLA YENİDEN DİRİLİŞ

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER