Tarih: 27.05.2022 22:36

Kiraya Sınırlama Emirle Olur Mu?

Facebook Twitter Linked-in

Fiyatlarda günlük olarak, hatta günde birkaç kez artış olur hale geldi. Böyle bir durumun normal olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu ise insanların alım gücünün her gün, hatta her saat biraz daha azaldığını gösteriyor. Böyle olunca da ister istemez bu işin sonu nereye varacak, sorusu akla geliyor. Çünkü dar ve sabit gelirlilerin gelirlerini artırma imkânları da yok. Zaten belirlenmiş bir asgari ücret var, yeni işe girenler büyük oranda belirlenmiş olan bu asgari ücretle idare ediyorlar. Ancak, ipin ucu öylesine kaçmış durumdaki, gençlerimizin ev bark sahibi olmaları imkânsız duruma geldi. Kısacası, geldiğimiz nokta bir felaket habercisi. Meseleyi hafife almak önümüzdeki dönemde işlerin içinden çıkılmaz hale sürüklenmesine sebep olabilecek durumda.

Bu noktada konut fiyatları ile kiralarda ortaya çıkan artış işin boyutunu iyice kötü bir noktaya sürükledi. Çünkü gelinen noktada gelirinin en az yarısını hatta tamamını kiralayacağı eve vermek durumunda kalacak bir gencimizin evlilik yapamayacağını görmek bunun ise toplumda sosyal problemleri gündeme getirecektir. Zaten son olarak yapılan bir açıklamada ülkemizde doğum oranının giderek düştüğü açıklandı. Bu ise yaşlı nüfusumuzun giderek artacağı demektir. Elbette gençlerin isteseler de evlenemeyecek olmalarının sonucu sadece doğum oranların azalmasından ibaret değil. Bu ise toplumun çekirdeğini oluşturan ailelerin giderek azalacağı anlamına gelir. Kısacası, toplumun birleştirici unsuru olan ailenin yerini yalnız yaşayan insanlardan oluşan bir toplum ortaya çıkacak demektir. Zaten toplumda yalnız yaşayanların sayısı çoktandır artmaya başlamış durumda. Özellikle de büyük ailenin yerini anne, baba ve çocuktan oluşan çekirdek aile tipinin yaygınlık kazanmasının toplumumuzda tüm sosyal dengeleri bozduğunu, bunun da toplumda sosyal sorunları artırdığı biliniyor. Mevcut duruma bir çare bulunamaz ve konut fiyatları ile kiralardaki artışın önlenmesi sağlanamazsa sanıyorum sadece yaşlılar değil, her yaştan insanlar arasında tek başlarına yaşayacaklar hızla artacaktır.

Bir yandan serbest piyasa ekonomisinden yana olduğunuzu söyleyecek sonra da fiyatları tepeden emirle belirleyeceğiz derseniz ortada sadece serbest piyasa ekonomisi kalmamış olmaz, işin çivisi çıkmış olur. Çünkü piyasada bir arz talep dengesinin oluşturulması ile fiyatları kontrol altına almak mümkündür. Bir yandan her sene söz gelimi 3 milyon yeni konuta ihtiyaç var, buna karşılık konut üretimi 2 milyonda kalıyorsa istediğiniz kadar yüksek kirayı engellemek için formül arayın bir sonuç alamazsınız. Sadece konut fiyatları ve kiraların aşırı artışını önlemek için değil, toplumun ihtiyaç duyduğu tüm ürün ve hizmetlerin talebe cevap verecek oranda olması gerekiyor. Yani, fiyatların piyasada denge sağlaması ancak üretimin artırılması ile olur. Ne var ki mevcut iktidar, muhalefetten gelen üretimsiz büyüme ve refah olmaz, eleştirilerini duymazdan geldi. Bir de buna ihtiyaçlara günübirlik çözüm arama alışkanlığı da eklenince ekonomi raydan çıkmış, sonuç olarak insanımız çaresizliğe sürüklenmiştir. Bu bakımdan konut bedellerinin ve kiraların düşürülmesinin en sağlıklı yolu üretimin artırılmasıdır. Bu sağlanmadan fiyatları belli bir noktada sabitlemek soruna çözüm getirmeyecektir. Çünkü nerede sabitlenirse sabitlensin zaten toplumda bir avuç zengin ile büyük bir fakirlerden oluşan insanımız var. Gelinen noktada zaten fakirler çıkmaza girmiş durumda. Zenginlerin ise her durumda tuzu kuru. Bunun yanında bir de yıllık enflasyonun yüzde yüzü aştığı bir noktada yıllık kira artışını yüzde 35 ile sınırlandırmak ev sahiplerini sıkıntıya sokacak, bunun yanında yıllık enflasyon oranının aynen kiraya uygulanması da kiracıların bırakın ev kiralamalarını, sokakta kalmaya zorlamak anlamına gelecektir. Sözün özü piyasada fiyatlar emirle değil, üretimle belirlenir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —