Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

“Kayıp İmam”ın izinde: Musa Sadr’ın 50 yıllık gizemi Libya’da çözülebilir mi?

Yıldıray Oğur, “kayıp imam” olarak da tanınan ve 1978’de bir Libya ziyareti sırasında kaybolduğu (ya da öldürüldüğü) düşünülen Lübnanlı İmam Musa Sadr’ın, “ortaya çıkabilecek olan” akıbetine vurgu yapıyor.

“Kayıp İmam”ın izinde: Musa Sadr’ın 50 yıllık gizemi Libya’da çözülebilir mi?

978’de Libya’da ortadan kaybolan Lübnanlı Şii lider İmam Musa Sadr, yarım asırdır Ortadoğu siyasetinin en büyük sırlarından biri olarak görülüyor. Takipçileri için o, yalnızca bir siyasi figür değil; kayboluşuyla birlikte “kayıp imam” metaforuna dönüşmüş bir dini sembol.

Gizli Morgda Bulunan Ceset

BBC’nin yürüttüğü yeni araştırma, bu gizeme ışık tutabilecek bulgular ortaya koydu. 2011’de Arap Baharı sırasında Trablus’ta gizli bir morga giren gazeteci Kassem Hamadé, onlarca ceset arasında Sadr’a benzeyen birini görüntülemişti. Morg görevlileri, bu bedenin 30 yıl önce ölenlerden biri olduğunu söylemişti. Cesedin boyu yaklaşık 1.98 metreydi; Sadr’ın bilinen uzunluğuyla örtüşüyordu. Kafatasında ölümcül bir darbe ya da kurşun izi olduğu da iddia edildi.

Bu fotoğraf, Bradford Üniversitesi’nden Prof. Hassan Ugail tarafından özel bir algoritmayla incelendi. Yüz tanıma teknolojisi, cesedin Sadr ile “yüksek ihtimalle eşleştiğini” ortaya koydu. Bu, yıllardır süren söylentilerin ardından Sadr’ın akıbetine dair en somut ipuçlarından biri oldu.

Ortadoğu’nun Dönüm Noktasında Kayboluş

Musa Sadr, 1960’ların sonunda Lübnan’da yoksul Şii toplumu savunarak ve mezhepler arası diyalogu teşvik ederek hızla yükseldi. “Harekâtü’l-Mahrumin” (Mahrumların Hareketi) ve ardından Amal Hareketini kurarak yalnızca Şiilerin değil, Lübnan’daki yoksulların sesi oldu. Hristiyan kiliselerinde bile vaaz verecek kadar kapsayıcı bir vizyonu vardı.

1978’de Muammer Kaddafi’nin davetiyle Libya’ya gittiğinde, Lübnan iç savaşı derinleşiyor, İsrail sınırında çatışmalar yoğunlaşıyordu. Sadr’ın amacı, Kaddafi’den Filistinli grupları dizginlemesini istemekti. Ancak, 31 Ağustos 1978’de kaldığı otelden Libyalı yetkililerin aracıyla ayrıldıktan sonra bir daha görülmedi.

Libya yönetimi, Sadr’ın Roma’ya gittiğini iddia etse de bu yalan kısa sürede ortaya çıktı. Onun kayboluşu, İran İslam Devrimi’nin eşiğinde yaşandığı için daha da kritik bir boyut kazandı. Bazı tarihçiler, Sadr’ın İran’da daha ılımlı bir çizgi geliştirebileceğini, bu nedenle hem Kaddafi’nin hem de devrimdeki sertlik yanlılarının ondan rahatsız olduğunu öne sürüyor.

“Kayıp İmam” Mitolojisi

Sadr’ın kayboluşu, Şii teolojisinde derin bir yankı buldu. 12. İmam’ın gaybete çekilmesi inancına benzer şekilde, onun da “kaybolduğu” ve bir gün döneceği fikri yayıldı. Bu nedenle Sadr, takipçileri için sadece kaybolmuş bir lider değil, adaletin geri dönüşüyle ilişkilendirilen neredeyse mesihsel bir figüre dönüştü.

Her yıl 31 Ağustos’ta, Amal Hareketi kitlesel mitinglerle “İmam geri dönecek” çağrısını yineliyor. Ancak, BBC’nin ortaya çıkardığı bulgular, bu inancı sarsabilecek güçte. Eğer Trablus’taki morgda bulunan ceset gerçekten Sadr’a aitse, “kayıp imam” metaforu tarihin en trajik gerçeklerinden birine dönüşecek.

Sadr’ın kaderi hâlâ kesin olarak doğrulanmış değil. Ancak BBC’nin yüz tanıma analizleri ve morg bulguları, 50 yıllık sis perdesini aralayabilir. Bu da Ortadoğu’nun siyasi ve dini tarihinde yeni tartışmalara kapı açabilir.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER