Tarih: 13.02.2022 12:33

Katar doğalgazı, AB'yi Rusya'nın pençesinden kurtarmak için güçlü bir alternatif mi?

Facebook Twitter Linked-in

Ukrayna'nın Rusya tarafından işgal edilme ihtimali üzerine bazı ülkeler vatandaşlarına Kiev'i terk etme çağrısı yaparken, Moskova'nın gaz arzını durdurmasından çekinen AB ülkeleri, enerji ihtiyacını karşılayabilecek yeni kaynak arayışına girdi.

Söz konusu gerilimin arttırdığı riskler nedeniyle Rusya'nın doğalgaz ambargosuna maruz kalma ihtimali bulunan bazı ülkeler, rotasını Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Katar'a çevirdi.


AB ülkeleri Katar ile görüşmek için sıraya girdi

Bu kapsamda, ABD ve AB Konseyi, Katar'ın küresel enerji desteğine yapabileceği katkıyı görüşmek üzere, Doha yönetimiyle art arda görüşmeler gerçekleştirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, yakın zamanda Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani'yi ağırlayacağını duyururken, Avrupa Birliği Konsey Başkanı Charles Michel ise Katar Emiri ile bir dizi telefon görüşmesi yaptı.

Katar'ın, AB'nin enerji güvenliği açısından önemli ve emniyetli bir tedarikçi olduğunu vurgulayan Michel, "Avrupa Birliği ve Katar arasındaki ortaklığın çok yönlü ve artan bir ortaklık" olduğunu belirtti.

Daha önce de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Katarlı mevkidaşı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginliğin gölgesinde küresel gaz tedariki konusunu görüşmüştü.


Rusya gaz üzerinden nüfuz alanını genişletmek istiyor

Bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendiren İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı İnsani Diplomasi Uzmanı Abdullah Altay, Rusya'nın Avrupa Birliği'nin ihtiyaç duyduğu doğalgazın yüzde 40'ını karşıladığını ve bölge üzerindeki nüfuzunu genişletmek için enerji konusunu etkin bir siyasi vesile olarak kullandığına dikkati çekti.

 Altay, "Rusya, Avrupa'yı doğalgaz ihracatını kesmekle tehdit ederek, bölge üzerinde gerçekleştirmek istediği hedefleri daha kolay hayata geçirmek istiyor. Öyle ki, Rusya, 2020 yılına göre 2021'in son çeyreğinde, gaz ihracatını yüzde 25 azaltarak krizin artmasına katkı sağlamıştır. Bunu yaparak Kuzey Akım 2 hattının çalışmaya başlaması için Almanya'ya baskı yapmayı hedeflemektedir" dedi.
 

aBDULLAH aLTAY.jpg

İHH İnsani Diplomasi Uzmanı Abdullah Altay / Fotoğraf: Twitter - @altay_abdulla

 

Washington yönetiminin, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı olan muhtemel saldırı girişiminin, Avrupa'nın enerji güvenliği ile alakalı olduğunun farkında olduğunu belirten Altay, Rusya'ya karşı uygulanan sert yaptırım paketlerinin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i Avrupa'ya ihraç edilen gazı azaltma ya da kesme ihtimaline doğru sürükleyeceğine dikkat çekti.

Altay, "Rus gazının Baltık Denizi'nden doğrudan Almanya'ya pompalanması öngörülen Kuzey Akım 2 gaz hattına karşı olan yaptırımlar, Rusya'nın doğalgaz ihracatını ciddi şekilde etkileyecek ve şüphesiz Rus gazının Avrupa'ya transferinin azalmasına etki edecektir." ifadelerini kullandı.


ABD, Avrupa için alternatif arayışına girdi

Rusya'nın gaz arzını daha da azaltması ya da tamamen durdurmasına karşı acil durum planlaması yapmaya çalışan AB'nin gazının yüzde 90'ını ithal ettiğini ve bu ihtimallerin gerçekleşmesi halinde Avrupa'nın enerji güvenliğinde ciddi sorunlar yaşanacağına değinen Altay, "ABD, Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesi ihtimalini ciddiye aldığından, Biden yönetimi hiç olmazsa Avrupa'nın kış ayı ile bu yılın ortalarına kadar olan doğalgaz ihtiyacını giderecek bir alternatif bulmayı arzu etmektedir" dedi.

AB'nin altyapısının, Norveç ve Kuzey Afrika'dan daha fazla gaz almaya ve LNG ithalat miktarını yükseltmeye müsait olmasına rağmen, ihtiyaç miktarının büyüklüğü ve aciliyeti göz önüne alındığında söz konusu tedarikin istenilen şartlarda pek mümkün görülmediğine dikkati çeken Altay, ayrıca, AB gazının Rusya'dan sonra en büyük kısmını karşılayan Norveç'in de Rusya'dan sonra en fazla gaz akışı sağlayan ülke konumundaki Norveç'in de üretiminin maksimum da olduğunu ve Rusya'nın kesintiye gitmesi durumunda bunu telafi edemeyeceğini açıklamasının AB için seçenekleri daha da azalttığına işaret etti.

Avrupa'nın diğer bir tedarikçisi Cezayir'in Avrupa'ya gaz akışını LNG olarak yada İspanya ile İtalya'ya olan boru hatları ile arttıracak kapasitesi bulunmasına rağmen altyapı yetersizliğinin engel teşkil ettiğini hatırlatan Altay, Azerbaycan'ın da Trans Adriyatik Boru Hattı'ndan gönderdiği miktarı hızla arttırmasının olanaksız göründüğünü aktardı.

Katar'ın dünyada sıvılaştırılmış gaz oranının beşte birini üreterek, küresel düzeyde en büyük sıvılaştırılmış gaz tedarikçisi olduğunu belirten Abdullah Altay, Doha'nın, elindeki seçenekler hali hazırda kısıtlı olan Avrupa'nın yüz yüze olduğu gaz krizinin çözümünde hayati bir role sahip olduğunu kaydetti.


Katar'ın uluslararası arenadaki gücü artacak

Altay, ayrıca Katar'ın Rus gazına alternatif olmasıyla birlikte bazı sorun ve çekişmelerle karşılaşacağını belirtti.

Altay, "Rus gazı, sıvılaştırma ve denizden transfer gibi işlemlere gerek kalmadan, hızlı ve kolay transfer edilebilen ve başka bir şeye ihtiyaç duyulmadan sadece boru hatlarından geçmesi sebebiyle de tercih sebebi oluyor. Bu durum ise, Rus gazının Katar ve ABD sıvılaştırılmış gazı ile mukayese edildiğinde daha ucuz olmasını sağlamaktadır" tespitinde bulundu.

En büyük gaz sevkiyatını Doğu Asya'ya gerçekleştiren Katar'ın gaz ihracatının uzun vadeli anlaşmalarla kısıtlı halde olduğunu belirten Altay, "Bu da Katar'ın yaptığı sözleşmeler dışında herhangi yeni ve büyük oranlarda bir sözleşmeyi kabul etme gücünü kısıtlı bir hale getirmektedir" dedi.

Altay, tüm sorunlara rağmen, Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açması durumunda, Katar'ın ABD ve Avrupa'daki diğer müttefikleri ile anlaşarak Avrupa'nın gaz ihtiyacını karşılamaya destek olabileceğini belirterek şunları kaydetti:

"Katar'ın sıvılaştırılmış gaz ihracatı, Doha'nın özelde stratejik olarak Washington ile genelde ise batı ile olan ortaklığını güçlendirecektir. Bu da Katar'ın uluslararası ve bölgesel konularda diplomatik olarak istifade etmesinin yanında, hem gelecek yıllarda öngörülen enerji krizleri ve iklimsel değişim tehdidi karşısında hem de küresel enerji güvenliği denkleminde merkezi bir rol oynamaktadır."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —