Bolu Kartalkaya'da 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangınına ilişkin 19'u tutuklu, 32 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 10'uncu günde devam etti. Duruşmada dinlenen müştekiler, gözyaşları içinde yaşadıklarını anlattı. Grand Kartal Otel yangını davasında Kültür ve Turizm Bakanı, Etstur sahibi Mehmet Nuri Ersoy hakkında suç duyurusunda bulunulması, Ersoy'un Turizm ve Kültür Bakanı olarak tanık sıfatıyla dinlenmesi talepleri reddedildi. Davada aşçı Faysal Yaver adli kontrol şartıyla tahliye edildi. İtfaiye eri İrfan Acar'ın tutuklanmasına, İbrahim Polat'a ev hapsi cezası verilmesine karar verildi. Bir sonraki duruşma 22 Eylül'e ertelendi.
Grand Kartal Otel yangını davasının görülmesine devam ediliyor. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin salonunda yapılan duruşma için çevrede geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı.
Davada, aralarında otel işletmecileri, şirketin yönetim kurulu üyeleri, teknik ve idari kadro, iş güvenliği uzmanları ile Bolu İl Özel İdaresi'nden bazı yetkililerin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanık hâkim karşısına çıkıyor.
Yangından ölen aşçının ablası gözyaşlarına boğuldu
Duruşmanın 10. gününde kafede aşçı olarak görev yaparken yangında yaşamını yitiren Eslem Uyanık'ın ablası Emel Uyanık, kendisinin yangınla ilgili telefonla aranarak haber verildiğini belirterek, "Arayan kişi, 'televizyonu açarsanız durumun vahametini anlarsınız' dedi. Gördükten sonra bayıldım. Bolu'ya geldim ve kardeşimin cesedini teşhis ettim. Ben de SGK'da denetçiyim. Bu kadar basit bir iş değil bizim işimiz. Tek bir harfin açıklamasını yapıyoruz raporumuzda. Bu insanları görünce işimizi ne kadar düzgün yaptığımızı anlıyoruz" dedi. Uyanık, konuşması sırasında gözyaşlarına boğuldu.
"Pencereden atlayarak kurtulduk"
Yangından eşi ve çocuğuyla pencereden atlayarak kurtulan Gülnihal Temizkan ise şunları söyledi:
"Ben, eşim ve oğlumla birlikte otelde kalıyorduk. Eşim, 'yangın var' diye bağırdı. O sırada, 'ne var bu kadar panik yapacak' diye pencereden bakarken yangının büyüklüğünü gördük. Koridora çıkınca dumanın içinde kaldık. Zincir yaparak dumanın içinde gitmeye çalıştık. Eşimle tekrar odaya döndük ve 'buradan çıkış yok' dedi. Sonra bir odanın kapısı açıldı ve geçtiğimiz odanın camından orada bulunanlarla birlikte pencereden atladık. Önce oğlumu attım sonrasında biz atladık. Eşim arabanın anahtarını aşağıda bulunan birine atarak, pencerenin altına getirmesini istedi. Araç hemen oradaydı ve aracın üzerine atladık. Pencerelerden çarşaf bağlayarak aşağıya inenler vardı. Alarm yoktu, çıkışı gösteren bir tabela yoktu. Hayatta olduğumuz için şükredemez haldeyiz. Suçlu olan herkesten şikayetçiyiz."
"Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz"
Yangında 8 yakınını kaybeden Avukat Yüksel Gültekin ise sanıklara sert sözlerle tepki göstererek, "Emir Aras'ın otelden eşi ve çocuğuyla birlikte kaçtığı bu görüntü yayınlandığı andan itibaren Türkiye ayağa kalktı. Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz. Gözümüzün içimize baka baka yalan söylemeye utanmaz. Organize cinayet şebekesi. Biz takdiri mahkemeye ait olmak üzere burada bu olaya bulaşan aile, belediye personeli, İl Özel İdare personeli, Mudurnu enerji şirketi yetkililerinin hepsinin olası kasttan yargılanmasını talep ediyoruz. Emir Aras'ın kaçış görüntülerini milyonlar izledi, insan müsveddesi. Böyle bir cinayette dışarıda sanık kalırsa, yüreğimizde kan durmaz. Bu insanlar derhal tutuklansın; bunun başka izahı yok. Kat görevlisi şefi ve resepsiyon şefi nasıl dışarıda olur?" dedi. Gültekin'in sözleri salonda alkışlandı.
Emir Aras dışındaki tüm sanıklar tahliyesini talep etti
Anka'nın aktardığına göre, tutuklu sanık Elif Aras, "Gerçekten içim paramparça. Her bir evladın, her bir annenin yerine kendimi koydum. Bu acıları gerçekten paylaşıyorum. Tahliyemi talep ediyorum. Keşke her şey daha farklı olsaydı, yapılsaydı" dedi.
Tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu da "Daha önce de dediğim gibi ben ev hanımıyım. Otelle alakalı hiçbir işleyişte karar alma yetkim yok. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Otel sahiplerinin damadı ve otelin müdürü olan tutuklu sanık Emir Aras ise "Yaşanan bu acıdan dolayı çok üzgünüm. Keşkelerim çok fazla, pişmanlıklarım çok fazla. Tahliyemi istemiyorum. Kusurlarım olduğunu düşünüyorum. Savunacak bir yanımı bulamıyorum ama bunları bilerek yapmadım" dedi.
Halit Ergül de "Şu an kendimi savunacak halde değilim. Detaylı olarak yazılı vereceğim" şeklinde beyanda bulundu.
Diğer tüm sanıklar da atılı suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini istedi.
Duruşmada sanık avukatları tahliye taleplerine ilişkin beyanda bulunurken tutuklu sanıklardan Yeliz Erdoğan fenalaştı. Erdoğan, sağlık görevlilerince salondan dışarı çıkartıldı.
"Doğal gaz ruhsatını veren Enerji ve Tabii Kaynaklarlar Bakanlığı, EPDK yetkilileri nerede?"
Aygaz AŞ’de teknik servisçi olarak çalışan tutuklu sanık Muharrem Şen'in avukatı, "Muharrem Şen yargılanıyor burada ama doğal gazı bağlayan, ruhsatını veren Enerji ve Tabii Kaynaklarlar Bakanlığı, EPDK yetkilileri nerede? Adil bir yargılanma için asıl onların da burada yargılanması lazım" beyanında bulundu.
Duruşmaya devam ediliyor.
Kaynak: T24