Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Kamışlı Konferansı: Türkiye İçin Tehdit mi, Fırsat mı?

Zeynep Alkış, Milat Gazetesi’nde “Kamışlı Konferansı: Türkiye İçin Tehdit mi, Fırsat mı?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Adı geçen yazıyı aşağıda alıntılıyoruz...

Kamışlı Konferansı: Türkiye İçin Tehdit mi, Fırsat mı?

26 Nisan 2025’te Kamışlı’da düzenlenen Kürt Ulusal Konferansı, bölgeyi yakından izleyen herkes için önemli mesajlar barındırıyor. PYD’nin ev sahipliğinde, ABD ve Fransa’nın gözetiminde toplanan bu konferans; Suriye, Irak ve Türkiye’den Kürt siyasi temsilcilerini bir araya getirdi. Irak’tan KDP ve KYB, Suriye’den ENKS ve PYD, Türkiye’den DEM ve DBP temsilcilerinin masada oturması, bölgede Kürt hareketleri arasında bir uzlaşma arayışı olduğunu gösteriyor.

Türkiye açısından ise bu tablo karmaşık. Çünkü Ankara’nın birincil önceliği, sınır güvenliği, toprak bütünlüğü ve terörle mücadeledir. Herhangi bir gelişmenin Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını zayıflatmasına veya terör örgütlerine alan açmasına izin verilmeyeceği açıkça bilinmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Milli Savunma Bakanlığı’nın verdiği mesajlar nettir: Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde, teröre bulaşmamış, uluslararası hukuka uygun hiçbir girişime Türkiye karşı değildir; ancak PKK/YPG bağlantılı yapıların fiili oldubittilerine göz yumulamaz.

Tehdit mi, Fırsat mı?

Kamışlı Konferansı’nda verilen temel mesaj aslında dikkatle okunmalıdır: Kürtler ayrılmak istemiyor, birlikte yaşamak istiyor — ama eşit, onurlu ve özgür bir şekilde. Bu mesaj sadece Suriye için değil, Türkiye için de geçerli. Ankara bunu bir “tehdit” olarak mı görmeli, yoksa bir fırsat olarak mı değerlendirmeli?

Burada asıl mesele şudur: Eğer Ankara, Kürt sorununu sadece bir güvenlik meselesi, sadece bir terör başlığı olarak görmeye devam ederse, bölgedeki barış ve çözüm arayışları Türkiye’nin dışında gelişebilir. Barış treni Suriye’den Irak’a doğru hızla hareket ederken, Türkiye peronda bekler hale gelebilir. Oysa PKK’nin silahsızlanması, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt halkının taleplerinin meşru siyaset zemininde çözülmesi — tüm bu başlıklar birbirine bağlıdır.

Türkiye’nin güçlü devleti, tecrübeli diplomasisi ve kararlı iradesi bu fırsatı doğru okuyabilir. Barış ve çözüm arayışlarını, terörle mücadele kararlılığıyla birleştiren bir yaklaşımla, Türkiye sadece sınırlarının güvenliğini sağlamaz; aynı zamanda bölgenin en güçlü barış ve istikrar aktörü haline gelir.

Kamışlı Konferansı’nda SDG Komutanı Mazlum Abdi’nin yaptığı açıklamalarda, Abdullah Öcalan’ın barış çağrılarına atıf yapması dikkat çekiciydi. Ancak Türkiye şunu iyi bilir: Gerçek bir çözüm için gereken şey, dolaylı mesajlar değil, somut adımlardır. PKK, gerçekten silah bırakma iradesine sahipse, bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne doğrudan ve koşulsuz şekilde iletmelidir.

Türkiye teröre geçit vermez; ancak barış için atılacak samimi ve sahici adımları da değerlendirme iradesine sahiptir. Bugün geldiğimiz noktada, Ankara’nın önünde bir fırsat vardır: PKK’nin silahsızlanma ihtimali, sadece iç güvenlik zaferi değil, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel liderliğini ve demokratik gücünü perçinleyecek bir gelişme olabilir.

ABD, Fransa ve Batılı ülkelerin bölgedeki arayışları dikkate değerdir; ancak Türkiye’nin onayı ve katılımı olmadan, bölgede kalıcı bir çözüm üretmek mümkün değildir. Türkiye, NATO müttefikidir; terörle mücadelede uluslararası hukukun yanındadır ve güvenlik hassasiyetlerini uluslararası topluma anlatmaya devam edecektir. Bu süreçte Türkiye’nin dikkate alınmadığı hiçbir plan, uzun ömürlü olamaz.

Kamışlı Konferansı, bölge için bir fırsat olabilir. Ancak bu fırsatın hayata geçirilmesi, Türkiye’nin kırmızı çizgilerine, güvenlik hassasiyetlerine ve milli birlik anlayışına saygılı bir yaklaşımla mümkündür. Ankara, terörle mücadelesinden asla taviz vermez; ancak barış ve çözüm yollarını da elinin tersiyle itmez.

Şimdi önemli olan, Ankara’nın güçlü devlet refleksiyle bu süreci yönetmesi, ulusal çıkarlarını koruyarak sahada ve masada varlık göstermesidir. Türkiye güçlüdür, kararlıdır ve bu coğrafyada barışın anahtarı Türkiye’dedir. Terörsüz bir Türkiye ve istikrarlı bir bölge inşa etmek, hepimizin ortak menfaatinedir.

 

Kaynak: Milat Gazetesi



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER