Tarih: 05.07.2022 14:33

Kadın Zaten Bir Haktır

Facebook Twitter Linked-in

Kadın, insanlığın anasıdır. Sadece kişiyi dünyaya getirmez, toplumu da doğuran odur. Modern hayat belki kadını kendine benzetmeye çalışmıştır. Ona bir şeyi verirken başka bir şeyi de elinden almaktan hiç çekinmemiştir. Geleneksel hayat denilen, fakat gelenekle hiçbir ilgisi olmayan geçmiş âdetlere göre ise kadın, tercihleri sınırlı bir varlık gibi düşünülmüş ve öyle algılanmasının yolları kolaylaştırılmıştır.

Anadolu’nun köy ve kasabalarını dolaştığınız zaman bunu daha bir yakından görebiliyorsunuz. Bendeniz o ağızlarda pelesenk olmuş “Anadolu irfanı”nı görmek için diyar diyar dolaşmış birisi olarak hayal kırıklıklarını anlatmakla bitiremem. Köylerimizde eğitim taşımalı, ama ibadetler şükür ki çok az cemaati olmasına rağmen camilerde huşu ile ifa edilebiliyor. Her camide bir din görevlisi var. Yani din eğitiminin köye ve köylüye yönelik tarafında hiçbir eksiklik mevcut değil. Hazin olan, buna rağmen hurafe ve törelerin hâlâ din adına yerleşik kültür şeklinde yaşanıyor olmasıdır. Kadınlara yaklaşım biçimi, komşu, akraba hakkı, hayvanlara merhamet ve sevgi vb. daha birçok şey problem olarak varlığını sürdürmekte. Kız çocuklarına mirastan hiçbir pay verilmemesi neredeyse cami cemaati tarafından bile kanıksanmış durumda. Kız evladın çocuklarına baba yurdundan pay vermemek adeta fazilet gibi algılanıyor. Dünya malının verasetle paylaşımında kız evlatlara pay vermeyen baba ortalıkta cihattan zaferle dönmüş kumandan edasıyla dolaşabilmekte. Kadının eğitim öğretim, söz ve mülkiyet hakkını kendinden esirgemek tek kelimeyle zulümdür. Kadından esirgenenin erkeğe verilmesine ise söyleyecek kelime bulamıyorum. Cahiliye âdetleri din kisvesi altında köylerimizde ve kasabalarımızda dolaşıyor ve kimse önünde durup da çıtını çıkarmıyor. Ahlakı ve dini kadınlar üzerinden tanımlayıp değerlendirme alışkanlığından ne zaman vazgeçeceğiz bilmiyorum.

KÖTÜ İNSANLAR NE İLE BESLENİRLER?

Kötü insanla mücadele hiç kolay bir şey değil. Kötülükle mücadele nasıl olsa bir şekilde sonuca ulaşır. Fakat karşınızdaki kişi mücessem bir kötülük ise strateji fayda etmeyecektir. Kötü insan, etinden kötülük sızan kişidir. Kelimeleri bile bundan nasibini almıştır. Arkadan vurup kaçar, karanlıkta tükürüp kaybolur. Eşkaline bir türlü ulaşamazsınız. Sivrisinek ekili bir bataklık tarlasıdır gözlerinizde canlanan. Kabzımalcılıktan kabzıhalciliğe terfi etmiştir. Şairin dediği gibi, yükseldik sanırlar alçaldıkça tabana. Kabzıhal derken, içinde bulunduğu hali suçüstü yakalayan demektir bu.

Çok kötülük gördüm, birilerinin işine yaradıktan sonra gecenin kuzguni katran karanlığında kaybolup gitmişlerdi. Oysa kötü kişi hiç öyle mi? Mevcudiyeti iflah olmaz bir kötülükle metastaz yapmıştır. Kemoterapi niyetine çiçeklere su veriyordur, ama bu su, çiçeğin köküne hiç sirayet etmeden çatlak saksıdan sızıp gidiyordur.

Kötü insan, bir kişiye düşman olabilme mertebesine bile ulaşamamıştır. Zira düşman kişi, düşmanlık ettiği kişi ile tercihli ya da zorunlu bir diyalog içerisindedir. Düşmanından çok şeyler öğrendiği gibi ona çok önemli şeyler de öğretir. Kötü insanın kötü ile ilişkisi iyinin hiç semtine uğramaması kadar, iyi ve hoş olan şeylerin ondan hep uzak durmasıdır. Allah, cümlemizi onların tümcelerinden korusun!




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —