İtalyan Lisesi’nde İtalyan öğretmenlerin Türk öğretmenlerden 6 kat daha fazla maaş aldıkları ortaya çıktı. Üstelik eşitsizlik yalnızca maaşla sınırlı değil. Türk öğretmenler daha fazla çalıştırılıyor. Çifte standarda karşı 3 yıldır okul yönetimiyle diyalog hâlinde çözüm arayan Türk öğretmenler, sonuç alamayınca grev kararı aldılar.
İstanbul’un merkezinde bir okulda yaşanan bu problemler yalnızca yönetim sorunu olarak geçiştirilemez. İtalyan Lisesi’ndeki Türk öğretmenlere yönelik uygulamalar, İtalya’da güçlenen faşizan iklimden bağımsız değil. Türkiye’deki sistemsizliğin ise bu tür ayrımcılıklar için elverişli bir zemin yarattığı açık.

Bir lisede iki düzen
İstanbul İtalyan Lisesi’nin kuruluşu 1861 yılına kadar dayanıyor. Okul, Beyoğlu ilçesindeki Tom Tom Kaptan Sokak’ta yer alıyor. Bu bina aslında Birinci Dünya Savaşı sonucu Avusturya tarafından İtalya’ya verilen bir savaş tazminatı. Lise hem İtalya’ya bağlı bir devlet lisesi, hem de Türkiye’de özel lise statüsüne sahip. Okulda İtalyan ve MEB müfredatı uygulanıyor.
Lisede yaklaşık 450 öğrenci var. Bu öğrencilerin yaklaşık 20-25’i İtalyan uyruklu. Geri kalanların tamamı Türk. Lisedeki personel sayısı yaklaşık 50, yarısı Türk, yarısı İtalyan. İtalyan devletinden ciddi bir maddi destek alan okul, öğrencilerden de yüksek ücretler alıyor. Okulun finansal bir problemi yok.
İtalyan öğretmenler 350 bin lira maaş alırken, Türk öğretmenlere 60 bin lira veriliyor. Ders süreleri 40 değil, 50 dakika, teneffüsler ise 10 yerine 5 dakika. Türk öğretmenler nöbet görevlerini yaparken, İtalyan öğretmenlere bu görev verilmiyor. Türk öğretmenler normal okullara kıyasla iki kat fazla çalıştıkları hâlde neredeyse 3 yıldır zam almıyorlar.

Mesele para değil, mesleki itibar
İtalyan Lisesi’ndeki Türk öğretmenler yetenekli, vizyon sahibi, birçok proje yöneten, tecrübeli uzmanlardan oluşuyor. Burada sıradan öğretmenler yok. Bu kadro, eğitim ve kültürel etkileşim yoluyla İtalya ile Türkiye arasındaki ilişkilere uzun yıllar katkı sunmuş nitelikli bir topluluk. Her biri alanında özel bir uzmanlığa sahip.
Ne yazık ki öğretmenlerin talepleri yalnızca bir zam isteğine indirgendi. Meselenin sadece para olmadığı, insan hakları boyutu da taşıdığı açık. Okul içerisinde İtalyan ve Türk öğretmenler arasında kurumsallaşmış bir çifte standart söz konusu. Türk öğretmenler Türkiye’de faaliyet gösteren bir kurumda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor ve işten atılmakla tehdit ediliyor.
Haftalık ders programları hazırlanırken bile İtalyan öğretmenlere sistematik öncelik tanınıyor. Türk öğretmenlerin mesleki saygınlıkları ayaklar altına alınıyor. Üstelik tüm bunlar İstanbul’un merkezinde, Beyoğlu’nda yaşanıyor. Türk öğrencilerden alınan parayla ayakta duran okul, Türk öğretmenlere eşitsiz muamele yapıyor.

