İstihareye Yattım, Darbe Çıktı..!

Veysi Dündar'ın yazısı;

İstihareye Yattım, Darbe Çıktı..!

 

 

Cübbeli Ahmet Ünlü’nün son videosundan da Nevşin Mengü’nün Twitter paylaşımından fark ettim. Gündemi kaçırdığınızda Mengü’nün paylaşımlarını takip etmeniz kafi, zira twitlerle Ana Haber sunar gibi çalışıyor, sağolsun...

 

Ünlü’nün son videosu sosyal medyada gündem olmayı başardı. 

Kimi çevrelerde istihza ile kiminde sanki yeni bir vahiy gelmişçesine kiminde de daha bir komplo teorisiyle düşünüp “Subliminal mesaj mı veriyor?” diye yorumlara sebep oldu.

 

Ünlü özetle; “Ben 15 Temmuz’dan 6 ay önce gördüğüm rüya ile verdiğim röportajda darbe olacağını haber vermiştim. Şimdi de 3-4 rüya gördüm. Darbe tehlikesi var” diyor. 

Bunu tek cümle ile tarif et deseler; Sn. Erdoğan’a ve Sn. Bahçeli’ye dolayısıyla iktidara “ben de sizinleyim, sizdenim” mesajının rüya ile tasviridir. 

 

“Darbeyi FETÖ’mü yapacak?” sorusuna “Hayır” diye cevap veriyor; ülkede bir karışıklığın çıkarılacağı ve bu karmaşa için tarikatların kullanılacağı, askerin polisin bunları bastıracağını dile getiriyor. Böyle bir durumla karşılaşılması durumunda, kendi cemaatinin devletin yanında olması gerektiğini belirtmiştir.

 

Peki, şu cümlelere ne demek lazım? “Çoğunlukla kendi başıma gelenler hakkında değil de, devlet, millet, hükümet gibi meselelerde rüyalar gösteriliyor bana. Mesela Anayasa Mahkemesi'nin bazı konularda alacağı kararları çok önceden görüyordum.” demesi, metafizik gerilimin boyutunu göstermiş oluyor. Ne hikmetse kendisiyle ilgili rüyalar ilham olmuyormuş. Aslında rüyada mağdur oluyor...

 

Cübbeli Hocaya din anlatacak değilim. Fakat, Cin suresi 26.ayeti, Neml 65.ayeti, Kehf 26.ayeti de özetle “Göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na mahsustur. O, kendi hükmüne kimseyi ortak yapmaz. O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz.” denmektedir. Bu durumda dine aykırı bir beyanda bulunmuş olmuyor mu? Soruyorum...

Gerçi her şeyde olduğu gibi ‘Gayb’a yüklenen yorumlarda da kuzey ve güney kadar farklılıklar var.

 

Cübbeli’nin gördüğüne de, teviline inanmak zorunda değiliz elbette.

“Diyânet'i destekleyen ve değerlerimizi azîz tutan Doğu Perinçek kardeşimize şükrânlarımızı arzederiz.” ifadesiyle gerekirse din kisvesi altında, menfaatler adına Maocu da takılırız demenin kibarcasıdır...

 

Bildiğim bir şey varsa, tüm cemaat ya da tarikatların, her zaman kendilerini yeni statükoya, iktidarlara şirin göstermek, kavgaya, gerilime girmemek en temel ilkelerinden olmuştur.

Aksi durumunda malına mülküne el konmasından, nefes bie alamayacak hale getirilen örnekleri gözleri önündedir hala.

 

Oysa demezler mi, “mal da yalan mülkte yalan. Var biraz da sen oyalan” lafı boşuna söylenmemiştir. 

Keşke gücün, güçlünün yanında kendilerini güvene almak yerine, adaletin ve doğrunun yanında olabilmeyi tercih edebilselerdi tüm bedeline rağmen. Böylece kendilerini takip eden milyonlarca insanın da vebalini üstlenmiş olmazlardı.

 

Son olarak şunu söylemek istiyorum ki; Bu ihtimali göz ardı etmemek lazım.

Muhtemelen el altından servis ediliyor bu ihtimal ve sansasyon yaratacak kişilerce dillendirilmesi isteniyor. Cübbeli de bu konuda iyi bir figüran. Kabul edelim.

Başka da bir ihtimal daha var, erken seçim beklediğimizden daha erken bir süreçte gerçekleşebilir mi diye düşünce de üşüşüyor zihnime…

Veysi Dündar