Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İsrail ne yapmak istiyor?

Emekli diplomat Mensur Akgün yazıd;

İsrail ne yapmak istiyor?

Başbakan Netanyahu ile Savunma Bakanı Katz’a göre Dürzileri korumak istiyor. Bu nedenle de aklına estikçe, Suriye’nin karmaşık etnik ve siyasi yapısı fırsat yarattıkça Suriye’yi bombalıyor. İki gün önce Şam’daki başkanlık sarayı yakınlarına saldırdı, yeni rejimi kendince uyardı.

Daha sonra bir grup Dürzi militan ile rejim güçleri arasında çıkan çatışmayı bahane edip tekrar saldırdı. Ondan önce de Esad rejiminin silah depolarını, askeri tesislerini, liman ve hala yüzen bir kaç gemisini vurmuştu. Daha da önemlisi Golan Tepeleri’ndeki işgalini genişletmiş, güçleriyle Şam’a yakınlaşmıştı.

Tecrübem ve bilgim önyargıya dönüşüp beni yanıltmıyorsa İsrail’in derdi ne güvenliği ne de bir kısmı vatandaşı da olan Dürzilere duyduğu derin sevgi. Zaten “komşusunda” kurulan düzenin İsrail için tehdit oluşturamayacağını görmek için kimsenin strateji dehası olması gerekmiyor.

 

İsrail’in güvenliği 7 Ekim Hamas saldırısı sayesinde şimdiye kadar hiç olmadığı kadar sağlam temeller üstüne oturuyor. Hamas ve Hizbullah büyük ölçüde tasviye edilmiş, İran Suriye’den ve hatta Lübnan’dan çıkartılmış bulunuyor. 13 yıllık her anlamda yıkıcı bir iç savaştan çıkan Suriye’nin arkasında kim olursa olsun kendini toparlaması zor.

Türkiye’nin de Suriye’deki derdi İsrail değil. PKK’yı tasfiye etmek, eline geçirdiği tarihi fırsatı kullanmak istiyor. Oldum olası karşı çıktığı İsrail’in genişlemeci politikaları, insancıl hukuk ihlalleri. 1948’den bu yana İsrail’in varlığına ilişkin bir sorunu olmadı, BM müktesebatının ötesinde bir talepte bulunmadı.

Hamas saldırısı sonrasında dahi İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği çizgisini takip etti. İçeride vuku bulabilecek Anti-Semitik çıkışlara karşı tedbir aldı. Ticareti kısmakta bariz bir şekilde çekimser davrandı. Siyasetin üslubu dahi geçmişle karşılaştırıldığında mutedil kaldı.

Normal şartlar altında İsrail’in Türkiye’nin Suriye’deki varlığından rahatsız olmaması, tam tersine Türkiye’nin bu ülke üstündeki etkisini kendi açısından faydalı bulması gerek. Ama belli ki İsrail’in fanatik yöneticileri zamanın ruhunu ve ülkelerinin uzun erimli çıkarlarını kavramakta zorlanıyor.

Suriye’yi istikrarsızlaştırmanın, Türkiye ile kriz çıkartmanın ve tabii ki Amerika’yı yanlarına çekmenin hesabını yapıyor. Nihai hedefleri muhtemelen genişleme. Suriye parçalanırsa hem kendilerinin daha güvende olacaklarını, hem de toprak anlamında pay kapacaklarını düşünüyorlar.

Yani Türkiye ile Suriye üstüne ve Suriye üstünden bir satranç oynuyorlar. Piyonları zorlayıp Türkiye’yi hata yapmaya teşvik ediyorlar. Fakat Türkiye’nin hata yapmaya, dahası İsrail ile oyun oynamaya niyeti yok. Açık açık biz çatışma istemiyoruz diyor, muhatap olarak Amerika’yı alıyor.

Bana kalırsa başarılı da oluyor. Bakü buluşmasından Amerikan asker ve malzemelerinin Suriye’deki bazı mevzi ve kasabalardan çekilmesine kadar pek çok şey bu başarının tescili niteliğinde. Ankara’da birileri heyecana kapılmazsa, duygular hesapların önüne geçmezse başarının pekiştiğini göreceğe benzeriz.

İsrail’in şah mat demesi için Suriye oyununa Amerika’nın karşı cenahta dahil olması şart. Ona da Trump’ın hiç hevesi yok. Fransa bile istikrardan yana. Almanya utana utana da olsa İsrail saldırılarını kınamakta. Katar dışında Arap dünyası genelde sessiz ancak huzursuz.

Kısacası biz hata yapmazsak İsrail bir süre sonra Suriye konusunda muhatap bulamayacak, uzlaşmak zorunda kalacak. Diğer yandan bizim çatışmasızlık kadar yeni rejimin uluslararası meşruiyetini sarsacak eylemlerini de önemsememiz, onlara etnik, dinsel ve mezhepsel tuzaklardan uzak durmalarını daha çok telkin etmemiz gerekecek.

Biliyorum bunlar söylemesi kolay yapması zor şeyler. Ama yine de denenmesi şart. Dünyaya İsrail’in korumaya çalıştığı Dürzilerin çoğunun aslında korunmak istenmediklerini, hükümette bir Dürzi bakan olduğunu, ülkenin birleşmesi, eski yaralarının sarılması için çalıştıklarını tekrar tekrar hatırlatmak da öyle.

Bunca yıllık mücadeleden sonra Suriye’nin geleceği ne sokakta devriye gezen bir kaç militanın insafına ne de İsrail yönetimin hırsına terk edilebilir. Çatışmak veya kriz tırmandırmak da istenmediğine göre geriye daha çok diplomasi, daha çok sivil angajman, daha çok ülkenin Suriye’nin geleceğine kefil olmasını sağlamak kalıyor…



Anahtar Kelimeler: İsrail yapmak istiyor?

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER