Tarih: 27.11.2020 16:35

İslam, Kadına Yönelik Şiddeti Red Eder

Facebook Twitter Linked-in

BM Genel Kurulu, 1999 yılında 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etti. Bu vesile ile Kadına yönelik şiddeti İslam medeniyeti açıdan değerlendirdik.

Yapılan araştırmalar aile içinde şiddet uygulayanların % 95’inden fazlasının erkek, şiddete maruz kalanların % 90’ından fazlasının kadın ve çocuk olduğunu ortaya koymaktadır. (Aile İçinde ve Toplumsal Alanda Şiddet, s. 19, Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu)

Şiddet Nedir?

Şiddet; Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik, Hız. Bir hareketten doğan güç.  Rüzgârın şiddeti. Karşıt görüşte olanlara kaba kuvvet kullanma, Kaba güç. Duygu veya davranışta aşırılık manasına gelir.

Terim olarak şiddet; İnsanın zihinsel işlevlerinin ürünü olup, kızgınlık, öfke, kin, nefret, düşmanlık duyguları ile beslenen bir tutkudur. (Özcan Köknel, Bireysel ve Toplumsal Şiddet, s. 24)

Şiddet sayılan  davranışlar

Şiddet sayılan davranışlar beş grupta değerlendirilmektedir:

1-Fiziksel şiddet: Dövme, tokatlama, tekmeleme, yakma gibi eylemlerin yer aldığı şiddet türüdür.

2-Cinsel şiddet: Seksüel motivasyona bağlı şiddet türüdür.

3-Duygusal istismar: Sevgi göstermeme, aşağılama, devamlı eleştirme, kıskançlık, reddetme gibi eylemlerin yer aldığı şiddet türüdür.

4-İhmal: Daha çok çocuklar ve yaşlıların maruz kaldığı istismar türüdür. Kişinin sosyal ve maddî ihtiyaçlarını gidermeme, bunları sağlamada ihmal göstermektir

5-Ekonomik istismar: Özellikle yaşlıların maruz kaldığı istismar türüdür. Kişinin parasını yönetmek, şahsa ait paraya veya kazanç sağlanmasına izin vermemektir. (Gülseren ÜNAL, Aile İçi Şiddet, Aile ve Toplum Dergisi, C. 2, S.8, s.86-87)

Kur’an-ı Kerim’de Kadına Şiddet

Yüce Rabbimiz; Kadına şefkat ve rahmet ile, saygı ve sevgi ile, rıfk ile davranmayı emreder. Kaba davranışı, zorbalığı, şiddeti yasaklar.

Nitekim;

“Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal değildir. Açık bir hayasızlık yapmış olmaları dışında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.” (Nisa/19)

“Kadınlarınız, onlar size örtüdürler. Siz de onlara örtüsünüz.” (Bakara/187)

“Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe/187)

Ayrıca, Kadınlar hakkında başlı başına müstakil, bir sure indirmiştir. Bu sure, ”Nisa suresi”dir (kadınlar suresi demektir).

Hatta yüce Rabbimiz, kocasından şiddet gören bir kadının Rasulullah’ a gelerek, “zıhar yemini” (eşini, annesi gibi haram sayarak terketmek, boşamak) hakkında tartışan ve Allah’a şikayette bulunan bir kadını muhatap kabul ederek Mücadele suresinin ilk ayetlerinde o kadından bahsetmiş, ona yer vermiştir.

Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikayette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, sizin sürdürdüğünüz konuşmayı (zaten) işitmekteydi. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Mücadele /1) buyurmuştur.

Hadis’i Şeriflerde Kadına Şiddet

Müslümanlar için en güzel örnek olan Hz. Peygamber’in, hayatı boyunca hiçbir kadına şiddet uygulamadığını, Hz. Aişe validemiz bildirmektedir. (İbn Sa’d , et-Tabakât, I, 367)

Sizin en hayırlınız, kadınlarına iyi davrananınızdır” (et-Tirmizi, Sünen, III, 466 (Red3a,11) buyuran, “karısına, yumuşak ve iyi davranan kişinin, iman bakımından en mükemmel olduğunu” (İbn Hanbel,Müsned, IV, 47) vurgulayan, böylelikle kadın konusunda yeni bir anlayış ortaya koyan ve içinde bulunduğu toplumda bir zihniyet değişikliği meydana getirmeye çalışan Hz. Peygamber, Arap toplumunda var olan kadın dövme âdetini ortadan kaldırmaya çalışmıştır.

Hz. Peygamber’in hanımlarla olan ilişkilerinde, özellikle de aile hayatında ilgi, değer verme, adalet, eşitlik, hoşgörü, sevgi, saygı, nezaket, güven, iffet, feragat, haklara saygı, sabır ve tahammül, empati, îsâr (başkaları yararına fedakarlıkta bulunmak), ve zarafet hakim olduğu için, neticede o ailede huzur, uyum ve mutluluk hakim olmuştur.

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: En hayırlınız, ailesi için hayırlı olandır. Bana gelince ben, aileme karşı sizden en hayırlı olanınızım.” (İbn Mâce, Nikâh, 50)

Uzun süre yanlarında kalan Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber’in aile ilişkilerini çok kısa bir şekilde şöyle anlatır: “Aile fertlerine karşı Hz. Muhammed’den daha şefkatlisini görmedim.” (Müslim, Fedâil, 63)

Zarafet, nezaket ve yumuşaklığın öneminin anlatıldığı hadislerde şu ifadeler dikkat çekicidir:

Allah Refiktir, bütün işlerde rıfkı sever.” (Buhârî, İstitâbe, 4) ,

Yumuşak huydan yoksun olan, iyilikten de yoksun olur.” (Müslim, Birr, 23)

Kadının dünyanın her yerinde aşağılandığı ve bazı toplumlar tarafından insanlığının tartışıldığı bir devirde, Hz. Peygamber kadına el kalkmayacağını bizzat yaşayarak göstermiştir.

Aile içerisinde yaşanan sorunları tatlılık ve sükûnet içerisinde çözen Hz. Peygamber, en başta kadınlara karşı hayır ve iyilikle davranılmasını tavsiye etmiştir.

Kadına hiçbir şekilde el kalkmaması gerektiğini ifade eden Peygamber  Efendimiz, “eşlerini köle gibi dövdükten sonra onlarla aynı yatağı paylaşanları” kınamıştır.

Eşlerine, çocuklarına ve yanında çalışanlara asla el kaldırmamış, Müslümanlara hanımlarıyla iyi geçinmeyi, onlara karşı sevgi ve şefkat göstermelerini istemiştir.

Kız olarak doğmayı bir suç olarak telâkkî eden ve bu sebeple kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir toplumda kadınların durumunun nasıl olduğu tahmin edilir.

Böyle bir toplumda, kadınların insan olarak erkekle eşit şartlara sahip olduklarını söyleyen Hz. Peygamber, hayatının tüm dönemlerinde kadınlara karşı saygı ve sevgi göstermiştir.

Aile içi şiddeti önlemenin, sevgi ve saygı temeline dayanan bir aile olmanın yolu, Hz. Peygamber’in ailesini örnek almaktan geçiyor.

İslam Dini kadına şiddeti red eder

İslâm, barış, sulh, kardeşlik ve huzur, saadet mahlukata şevkat ve merhamet dinidir. Sadece kadına, erkeğe, çocuğa, gence yönelik şiddet değil, insanlardan başka, hayvanlara, tabiata her alanda şiddete karşıdır. “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” prensibi esastır.

Kadına el kalkar mı? Eşler mutlu bir birlikteliğe adım atarken bu soruya verecekleri cevap elbette ki “asla” olacaktır.

Ancak geçen süreç içerisinde tozpembe hayallerin yerini şiddete uğramış, mutsuz ve yalnız kadınların aldığını söyleyebiliriz.

İnsanların sorun çözme yöntemleri konuşmak yerine güç gösterisinde bulunarak karşısındakini susturmak olmaya devam ettiği müddetçe, aile içerisinde şiddet devam edecek demektir.

Günümüzde kadına şiddetten öte, kadın cinayetlerinin çokça yaşandığı bir dönemde yaşıyoruz.

Teknik ve teknoloji çağında, medeniyetin sınırsız nimetlerinden alabildiğine istifade eden insanlığın ahlaken yeniden orta çağın karanlıklarına doğru sürüklendiğine şahit oluyoruz!

Adem’in çocuklarının, Havva’nın kızlarının, Kuran’a ve Rasulullah’ın diriltici soluklarına ne kadar çok ihtiyaçları  olduğunu bugünlerde daha iyi anlıyoruz.

KAYNAKLAR:

1-Ayfer Balaban, Diyanet Aylık Dergi Şubatl 2005

2-Doç. Dr. Saffet Sancaklı, Diyanet Aylık Dergi Nisan 2009

3-Lamia LEVENT , Diyanet Aylık Dergi   Ocak  2009

4-Prof. Dr. Rıza Savaş, Diyanet Aylık Dergi Nisan 2009




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —