Tarih: 07.12.2021 15:42

İslam Hukuku Üniversitesi

Facebook Twitter Linked-in

Moro’luların başarılı olmaları için çalışan bir dostumun anlattığına göre her konuda çıkış yolu bulmuşlar ama “İslam’a göre yönetmede çare bulamadık” diyor.

Yıllarını dağlarda geçirmiş kahraman lider, “Yeniden dağlara çıkarım ama Hakimlik Makamına oturamam, oturacak adamımız da yok” demiş.

Peki, bizde var mı?

1943-1945 yıllarında İstanbul ve Ankara hukuk fakültelerinde konferanslar vermiş, Türk hukukçularını derinden etkilemiş İngiliz hukukçu Clive Parry’nin “İngiliz Hukuk Sistemi” isimli konferansını, Vakur Versan, Türkçeye terceme etmiş ve İstanbul Hukuk Fakültesi 1945 yılında İsmail Akgün matbaasında bastırmış.

Seksen sekiz sayfalık kitabın üçüncü sayfasında GİRİŞ bölümünde Roma hukukunun İstanbul’da Justinianus’un  ilhamı sayesinde yazıldığını söyledikten sonra, “Çünkü açıkçası, bu günkü Avrupa hukuku, dünkü Roma’nın hukukudur.

Fakat bugün bu hukuk Roma lejyonerlerinin kalkan ve mızrakları tarafından taşınmıyor ve sağlam Roma yolları ve korkunç vergi usulleri ile himaye edilmiyor.

Şimdi bu hukuk muhtelif diyarlara o memleketler halklarının isteği daveti üzerine girmektedir.

Bu şekilde nihayet genç ve dinç Türkiye Cumhuriyeti devrinde İstanbul’a da davet etmiş bulunuyor. Tabiidir ki bugün Avrupa da Jüstinyen’in kanunudur.”

Justinianus’un ilhamından doğan, adam öldürme ustası Romalı lejyonerlerin kalkan ve mızrakları gölgesinde, vergi memurlarının korkunç vergi usulleriyle yaygınlık kazanan Roma hukuku, İstanbul’da yazıldığı halde 1453’ten sonra sınır dışı edilmiş, yerine İslam Hukuku konulmuş.

Ve o İslam Hukuku, önce gönüllere iman olarak girmiş, sonra okuması ibadet olmuş, daha sonra Yemen’den Viyana’ya kadar insanlar adalet içinde yönetilmiş.

İspanya’da işkencelere maruz kalan Yahudiler bile dünyada sığınak bulamamış ve İstanbul, Selanik gibi İslam Hukukuna göre yönetilen yerlerde kabul görmüşler.

Ne zaman ki Batı kanunlarının ithali başlamış, o oranda küçülmeye başlamışız.

Ve bir gün gelmiş bizi parçalayanların kanunları gelince, İslam Hukuku sınır dışı edilmiş ve İsviçre, İtalya, AlmanyaFransa patentiyle Roma hukuku, Türkiye’ye tekrar davet edilmiş.

Bu gelişte, Romalı lejyonerlerin veya vergi memurlarının baskısı değil, doların, Mark’ın, Euro’nun, en başta silahların baskısı vardır.

Hatta silah üstünlüğü ve sermaye üstünlüğüyle gelen hukuka itiraz edenlerin başı koparılmış.

1923’ten beri “İsviçre hukukuna göre evlenen, İtalya ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman usulüne göre yargılanan, İslam hukukuna göre defnedilene Türk denir” diye bir alaylama vardır.

Vardır ama bu ince alayı bizim birçok hocamız da davranışıyla onaylamaktadır.

İslam dini, bizim doğumdan ölüme kadar her saniyemizi yönetmek için indirilmiştir.

Kalbimizin atışını beş dakikalığına Batı’nın en iyi hastanesinde, en değerli doktorlarına teslim etmezken, Rabbimizin yarattığı şekilde onun koyduğu tabiat kanunlarına göre işlemesi için çalışırken, Rabbimizin indirdiği Kur’an-i Kerim’i rafa kaldırıp onun yerine 1500 yıllık Jüsntinyen kanunlarından mülhem kan dökücü kanunları almak ne kadar mantıksız olduğunu, cümle alem görüyorken hâlâ direnişin sebebi bizim pısırıklığımızdandır, başka bir şey değil.

Neden İslam Üniversitesi yok?

İmam hatip mezunlarından veya özel imtihanla lise mezunlarından da öğrenci alınıp,

Önce iman esasları,

Sonra gönül temizliği, beden ve mekan temizliği,

Sonra gönlün yalnız Allah’a bağlanması ve O’nun sütünde birinin olmadığı bilgisinin bütün hücrelere kadar işlenmesi,

Bir yıl Arapça eğitimi,

İki yıl Kur’an-i Kerim’den ahkam ayetleri,

Hadis kitaplarından ahkam hadisleri,

Klasik fıkıh kitaplarımız,

Fıkıh ıstılahları/kavramları/terimleri

Fıkıh kitaplarından o ıstılahların uygulamada örneklenmesi yoluyla öğrencilerin meleke kazandırılması.

Son iki yılda, şahıs hukukundan uzay hukukuna kadar her konuda, diploma aranmadan, sahasında uzman kişilere ders verdirilmesi neden olmasın?

Neden Türkiye’nin hiçbir üniversitesinde İslam Hukuku Fakültesi yok?

Neden yüzün üzerinde ilahiyat fakültelerinde, İslam Hukuku bölümü yok?

Aklımızı kendi kalıplarına göre donduranların kuklası durumunda olanlar, “Peki, mezunları nerede istihdam/görevlendireceksin” diyerek rızkın Allah’a ait olmadığını, söylemiş olurlar.

Ben yol gösterivereyim, bir kararname ile bakanlıklar valilikler ve belediyelerde kurulan her yönetim kurulu üyeliklerine, denetleme kurumlarına doğru dürüst çalışsınlar diye en az bir İslam Hukuku mezunu şarttır” densin. Üniversite sınavında ilk bine girenlerden beğendiği bir dalı olanlar hariç, maaşlı bir yer isteyenlerin yarıdan fazlası İslam Hukuku Üniversitesini seçer.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —