Tarih: 09.07.2025 17:48

“İkimiz de yaşlandık. Emekli olmadan bu işi bitirelim”

Facebook Twitter Linked-in

İki gün sonra tarihi bir gün yaşanacak ve PKK 50 yıllık silahlı mücadeleden sonra bir törenle sembolik olarak silahlarını yakacak.

Başlıktaki cümleye geçmeden önce bu aralar herkesin izlemesi gereken bir belgeselden bahsedelim.

 2023 yılından beri Netflix’te gösterimde olan belgeselin adı “El fin de ETA” yani “ETA’nınsonu.”

AB ve ABD tarafından da terör örgütü olarak kabul edilen ETA, 1960'lardan bu yana İspanya’ya karşı Bask bölgesinin bağımsızlığı için 40 yıl mücadele verdikten, aralarında bir başbakanın da olduğu 850 kişinin ölümüne sebep olduktan sonra 2011 yılında varılan anlaşmayla önce silahlı mücadelesini bitirdi, 2018 yılında yayınladığı bir bildiriyle de kendini fesh ettiğini açıkladı.

Fesih açıklamasında şöyle deniyordu:

“ ETA, Bask Ülkesi’nin ölüm döşeğinde, faşist Franco rejimi tarafından boğulmakta olduğu sırada kuruldu. Şimdi ise, 60 yıl sonra, farklı kuşakların çalışmaları sayesinde kendi geleceğinin sahibi olmak isteyen canlı bir halk var.

ETA, politik şiddetin kullanımına dayanan bu çatışma döngüsünü sona erdirmek istemektedir. Devletler, bu döngüyü sürdürmekte ısrar etseler de ETA, bu tarihi kararı, özgürlük ve barışı savunan sürecin başka bir yola taşınabilmesi için almıştır.

 ETA, artık kendi tarihsel yolculuğunu ve görevini sonlandırmıştır. ETA, tüm yapısını tamamen feshetmiş ve faaliyetini sona erdirmiştir. ETA bu halktan doğdu ve şimdi bu halk için de kendini feshediyor.”

Bu tarihi açıklamayı örgütün son lideri ve ideoloğu Josu Urrutikoetxea, namıdiğer “JosuTernera” okumuştu.

 Ternera “Buzağı” anlamına geliyor. Bir çeşit İspanyol devletinin aşağılayıcı bir takma adı.

Josu Urrutikoetxea, örgütün 50 yılında olmuş, son lideriydi. İspanyol devletiyle

müzakere sürecinini de o yönetmişti.

2019 yılında Fransa tarafından İspanya’ya iade edildi, bir yargılamadan sonra serbest bırakıldı.

Çok sayıda sivilin ölümünden sorumlu tutulan, İspanyolların nefret ettiği bir isim olarak ilkkez kamuoyunun önüne ise 2022 yılında bir belgeselde çıktı.

 İspanyol gazeteci Jordi Évole’ye konuştu ve bu röportaj “El fin de ETA” adıyla Netflix’te yayınlandı.

Belgeselin San Sabestian Film Festivali’nde gösterimi bile büyük bir olay oldu.

Belgesel çok çarpıcı bir yüzleşmeyi anlatıyor.

En çarpıcı diyaloglarından biri şöyle:

Josu Ternera:

“Silahlı çatışma asla başlı başına bir amaç değildi. Hiçbir zaman.

Ama o on yıllar süren silahlı çatışma her iki tarafta da kurbanlara yol açtı. Geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurdu.

 Karşı karşıya geliş, çatışma, bizi neredeyse her zaman işin etik tarafını unutturdu.

Bu yön, her iki tarafın da neden olduğu giderek artan şiddetin olumsuz sonuçları nedeniyle bir kenara itildi.

Ve o şiddet sarmalı, hepimizin başkalarının acısına duyarsızlaşmasına neden oldu. Başkalarının ıstırabına…”

Jordi Évole:

“Bu, sizin de başınıza mı geldi?”

Ternera (hiç tereddüt etmeden):

“Kesinlikle.”

Ama Ternera’nın esas çarpıcı cümlesi, neden ETA’yı feshettiklerini anlattığı yerdi.

Kısa ama duyunca insanın aklından çıkmayan bir cevap vermişti:

“Bu savaşı çocuğuma miras bırakmak istemiyordum.”

Ternera, bugün İspanya Meclisi’nde milletvekili, insan hakları komisyonunun bir üyesi.

Şimdi başlıktaki cümleye geçebiliriz.

Cümle Devlet Bahçeli’ye ait.

Bunu söylediği kişi ise Ahmet Türk.

Bahçeli 77, Ahmet Türk 83 yaşında.

Şu anda Türkiye siyasetinde aktif görevde olan en yaşlı iki isim onlar.

Bahçeli, ilk karşılaşmalarından birinde Ahmet Türk’e bu işi bizim bitirmemiz lazım derken bu sözü söylemiş.

Aslında bu cümle akla Ahmet Türk’ün yıllar önce devleti çözüm sürecine ikna etmek için söylediği başka bir meşhur cümleyi getiriyor.

Galiba 2000’lerin ortasıydı ve Ahmet Türk, "barışı konuşacak son nesil biziz" demişti.

Bunu Kürtler için söylemişti.

Daha radikal, öfkeli, fırtına bir Kürt gençliği geldiğini, onlarla barışın konuşulamayacağını söylemişti.

Tarih Ahmet Türk’ün bu sözünü doğrulamadı.

Öyle bir fırtına Kürt gençliği gelmedi.

Aksine, PKK’nın silahına olan inanç her nesilde biraz daha azaldı, PKK’ya katılımlar düştü, bu işin şiddetle çözülebileceğine inanç zayıfladı, Kürt gençleri arasında radikalleşme düşerken, Türkiyelileşme arttı.

Ama ilginç bir şekilde bu söz galiba Türkler için geçerli.

Savaş, çatışma Türkiye’nin uzun yıllardır uzağında. Son 10 yılda PKK’nın şiddeti geriletildi. Türkiyeleşme trendi yükseldi.

 

devamı >>>




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —