HDP’NİN KÜRDİSTAN ZİYARETİNİN STRATEJİK SİYASASI

K24 Türkçe'den Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim GÜÇLÜĞ'NÜN "KONU İLE İLGİLİ" ANALİZİ...

HDP’NİN KÜRDİSTAN ZİYARETİNİN STRATEJİK SİYASASI

HDP’nin, Güney Kürdistan’a gideceği kararı açıklandığı zaman, beklenmedik bir vakıa olarak karşılandı. HDP heyetinin Sezai Temelli başkanlığında Kürdistan’ı ziyaret edeceği ve Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’yi de ziyaret edeceği açıklandığında daha şaşırtıcı oldu. Bundan dolayı HDP heyetinin Kürdistan ziyareti yakından izlendi.

HDP heyeti, Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Mesrur Barzani ve KDP yetkilileriyle görüştü. Kürdistan’ın diğer siyasi parti yetkilileriyle de görüşmeleri söz konusu olmasına rağmen, özellikle Barzaniler ve KDP ile görüşme daha önemli, stratejik, dikkat çeken bir görüşme olduğu, yapılan analizlerden kolaylıkla anlaşılıyordu. Benim açımdan da Barzaniler ve KDP ile görüşme önemli ve stratejik bir görüşme. Bu görüşmelerin değerlendirmeye değer olduğunu düşünüyorum.

NEDEN BEKLENMEYEN VE ŞAŞIRTICI BİR GÖRÜŞME?

HDP heyeti, Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret edeceğini açıklamasından sonra başlıktaki soru önem kazanmaya başladı. O günden sonra bu sorunun karşılığı bulunmaya çalışıldı. HDP heyeti görüşme takvimini ve görüşeceği Kürdistan makam ve kişileri açıklaması bu soruyu daha anlamlı kıldı. Heyet Kürdistan’a gittikten sonra soru daha önemli olmaya başladı. Bu konuda birçok tespit ve yorumlar yapıldı. Ben de yorumlar yaptım. Bu konuyu biraz açmak gerekir.

HDP, PKK’ya bağlı ve onun kararlarına bağlı çalışma yürüten bir parti. PKK’nın Kürdistan Başkanı, Hükümeti, KDP hakkındaki düşmanlığı kadim ve devam eden bir düşmanlık. Kürdistan yönetimini, parti ve liderlerini meşru görmüyor. Değişik zamanlarda KDP, YNK’yle savaşmış. Kürdistan’ın birçok köyünü işgal etmiş durumda. Kürdistan’ın Şengal bölgesini işgal etmekle kalmamış, kısa bir süre önce de Şengal’in Irak merkezi hükümetinin bir parçası olduğunu açıklamıştı. Kısa bir süre önce PKK yetkililerinin Kürdistan yönetimine ve statüsüne karşı olan açıklamaları, Kürdistan televizyonlarında ve basınında tartışma konusu oldu.

PKK, Kürdistan yönetimini tanımadığını ve hukukuna saygı duymadığını, kendisi için silahlı bir güç oluşturduğunu kısa bir süre önce açıklamakla bir kez daha ortaya koydu. Bu açıklamanın arkasından Hewlêr’de Türk diplomatına karşı terör eylemi yaptı. PKK’nın bu eylemi, Türk devletinden çok, Kürdistan yönetimine karşı bir eylemdi.

Kürdistan lideri Mesud Barzani, PKK’nın “hendek savaşı” adı altında Kürtlerin başına felaket getirdiği zaman, aracı olmak istediğinde, HDP yetkilileri, “Bu sorun bizim, Türkiye’nin iç sorunudur” diyerek reddetmişlerdi. Şimdilerde Kürdistan liderinin barış ve diğer konularda aracı olmasını istemenin bir çelişki olduğu görülüyor. Sezai Temelli, uzak olmayan bir geçmişte, Kürdistan lideri Mesud Barzani ile ilgili ahlak dışı açıklama ve tanımlamalarda bulunmuştu. Bu ahlaksızlığını, HDP’nin Kürdistan’daki bağımsızlık referandumuna karşıtlığını ifade ettiği dönemde yaptı.

İstanbul seçimleri döneminde Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani Türk devletini diplomatik kurallar çerçevesinde ziyaret ettiği zaman, HDP tarafından ihanetle suçlandı. Bu ihanetin kapsamına KDP, Kürdistan lideri Mesud Barzani ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti de alınmıştı.

PKK/HDP, Kürdistan yönetimi, Kürdistan Başkanı ve KDP’nin Türk devleti ilişkilerini her zaman ihanetle suçlamış, bu ilişkinin bozulması için özel çaba göstermiştir.

HDP heyetinin Kürdistan ziyaretinde ciddi sorunlu bir durum ve bir protokol problemi var mıydı? Bütün bu nedenler ortadayken, HDP’nin konumu, PKK-HDP ilişkileri biliniyorken, Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile Türk devleti ilişkilerinin yeniden kurulması için çabaların gündemde olduğu bir dönemde,  HDP heyetinin Kürdistan’a kabul edilmesinin hiçbir yararı yoktu.

Ayrıca da HDP bağımsız bir örgüt, kendisi özgürce karar almak durumunda olmadığı ve PKK’ya bağlı olduğu için, HDP ile yapılacak görüşmelerin, onların söylediklerinin, alınacak kararların bir kıymeti de yoktur.

HDP, kendisinin bir Kürt ve Kürdistan partisi olmadığını her fırsatta açıklıyor. HDP Heyeti ile görüşmenin Kürtler arası bir görüşme ve diyalog olarak nitelendirilmesi de ilkesel olarak yanlış. Kürtlerde yanlış algılara yol açan bir durumdur. Bir başka gerçek de HDP Türk parlamentosunda olan bir parti. Kürdistan görüşmesine yüklediği anlam, Türk devletine bir şantaj olarak değerlendirilebilir. Bu durumda, Kürdistan Bölgesi Başkanı ve hükümeti, sorunların çözümünde ne kadar yardımcı olabilir, Türk devletinin bir partisinin çözümü dışarıda araması nasıl olumlu karşılanabilir?

HDP Heyeti ile görüşmeye karar verilmesi de olabilir. Ama buna rağmen, HDP heyetinin bir devletin heyeti gibi karşılanmış olması ve özellikle Kürdistan Başkanı’nın görüşmesi Kürtler arasında haklı olarak sorunlu bir durum olarak görüldü. Ben de öyle görüyorum. Bunun yanında, Kürdistan Bölgesi yetkilileri bir devleti temsil ediyorlar. Görüşmelerde bunu hesap ederek görüşmeler yapılmalıydı. Bu yapılmadı. Geçmişte de yazdım, anlaşılıyor ki Kürdistan Federe Devleti’nin diplomatik görüşmelerle ilgili bir protokol sorunu var. Bu sorunun çözümlenmesi gerekir.

ZİYARETİN TARAFLAR AÇISINDAN KARŞILIĞI NEDİR?

Genel kural yapılan her işin bir karşılığı vardır. Hiç kimse tesadüfen değil, belli hesaplar ve çıkar ilişkileri çerçevesinde iş yapar. Bu kural, HDP’nin Kürdistan ile yakın süre önce yapılan görüşmeleri için de geçerlidir.

HDP, sıkışmış durumdadır. Bu sıkışıklığını Kürdistan Bölgesi ve Kürdistan Başkanı üzerinden gidermek istiyor. HDP’nin Kürdistan ziyaretinde bal gibi şantaj, Türk hükümetine dayak atmak var. Yoksa onlarda çok iyi biliyorlar ki Türk devleti onları bir Kürt tarafı olarak muhatap kabul edecek durumda değil. Kriminal ve parlamentolarındaki bir parti olarak kabul ediyorlar. PKK ile sorunların çözülmeyeceğine karar vermiş, onu tasfiyeyi stratejik olarak önüne koymuş durumdadır.

Kürdistan Bölgesi için çıkar anlamında hiçbir karşılığı yoktur.

-HDP heyetinin Kürdistan ziyaretinin Kürtler ve Kürdistan partileri arası bir diyalog olarak nitelendirilmesi kesinlikle doğru değildir. Çünkü HDP bir Kürt ve Kürdistan partisi değildir.

-HDP heyeti başkanının Kürdistan Başkanı’nından öğütler almak istedikleri, onun Kürdistan’ın ve dünyanın etkili liderlerinden olduğuyla ilgili açıklamasının samimi olmadığını düşünmek, olup bitenler göz önüne alındığında haklılık taşıyor. Ama yine de bekleyip görmek lazım.

- HDP heyetinin Kürdistan yönetiminden “Kürtlerin birliğini sağlamak”, “Ulusal kongre yapmak” talepleri Kürt partisi olmayan bir partinin talepleri olamaz. Bu bağlamda ciddiye alınamaz. Ayrıca bu “ulusal kongre” talebinde geçmişte olduğu gibi bir yıkıcılık ve provokasyon olduğunu düşünüyorum. Kürdistan’ın bağımsızlığına ve devletleşmesine karşı olan bir parti “ulusal kongre” vasıfları da taşımıyor.

TÜRK DEVLETİ BU ZİYARETİ NASIL NOT ETTİ?

HDP’nin ziyareti sadece Kürtler tarafından izlenmedi. Görüşüme Türk devleti, yetkili kurumları ve hükümeti tarafından da daha bir özen ve dikkatle izlendi.

HDP heyetinin Kürdistan Başkanı ile görüşmesinin, Türk devleti için daha anlamlı ve izlenilir olduğunu düşünüyorum. HDP’nin Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani ile görüşmesi de Türk devleti için önemli bir konu olmuştur.

Bunun yanında hükümetin HDP’yi PKK ile doğrudan irtibatlandırdığı ve belediye başkanlarının görevden alındığı bu aşamada, ziyaret daha anlamlı ve önemli olmuştur.